ABD Savunma Bakanlığı Ulusal Savunma Stratejisi raporunda Çin'i Rusya'dan daha büyük bir tehdit olarak ilk sıraya koymuştu.
Biden yönetiminin, pandemiye "Çin virüsü" adını takan Trump'la aynı görüşte olduğu yegane konu Çin düşmanlığıydı desek yeridir
Ancak süper güçler Gazze gündemiyle Doğu Akdeniz'e uçak gemisi yığma yarışına başlamışken, nükleer senaryolar ve yeni soğuk savaş tartışmaları alevlenmişken hava bir anda değişti.
ABD Başkanı Biden ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping San Francisco'da düşman çatlattılar.
Çin Devlet Başkanı "Bitsin bu düşmanlık" diye poz kesiyor. "Ben de ABD'de okudum" diyerek fotoğraflarını gösteriyor. Tayvan'a gelen ABD Temsilciler Meclisi eski Başkanı Pelosi'yi savaş gemileriyle karşılayan Çin, ABD'den geri aldığı hediye pandaları yeniden San Diego Hayvanat Bahçesi göndermeye hazırlanıyor.
Birkaç ay önce Çin'in "Meteoroloji balonu" savaş uçaklarıyla vuran ABD ise kopan askeri iletişimi yeniden kurmak için can attığını açıklıyor.
Sözler vermişler...
Yapay zekayı, dronların ve nükleer başlıkların konuşlandırılması ve kontrolünde kullanmayacaklarmış. Çin ABD seçimlerine karışmayacakmış. Karşılığında da ABD Tayvan'daki liberal partiden desteğini çekecekmiş.
Kararlı da görünüyorlar...
Öyle ki Pekin Biden'ın Şi Cinping'e yönelik ağzından kaçıveren "diktatör" yakıştırmasını bile alttan alıyor. Dışişleri Bakanları, konuşan sanki Biden'dan başkasıymış gibi "Çin-ABD ilişkilerinin altını oymaya çalışan kötü niyetli kişiler daima olacaktır ama bunu başaramayacaklar" diyor.
Evet, "hakim güç- yükselen güç" dengesi illa ki bir noktada savaşın hakemliğinde şekillenecek. Atina ve Sparta'dan beri böyle tekerrür eden tarih böyle söylüyor. ABD ve Çin ekonomileri, imalat ve tedarik zincirleri bakımından yoğun şekilde birbirine bağımlı olması sonucu ne kadar geciktirse de olacak olan bu.
Ancak bu akıbet mi insanlık için daha kötü yoksa son savaşa kadar ABD'nin egemenliğindeki tek kutuplu dünya düzenine Çin'in de ortak olması mı?
Bu sorunun cevabı hiç de kolay değil.
Zira "kurtuluşu" çok kutupluluğun yükselişinde arayan dünya, tek farkları demokrasiyi tarzlarda işlevsiz hale getirmek olan ABD ve Çin'in ittifakında mevcut eşitsizliği bile arar hale gelir.
Trump'ın 2024 seçimlerini alması ve güçlü bir denge unsuru Putin'in iktidarda kalması, Türkiye'nin de aktörlerinden olduğu çok kutuplu dünya hedefinin en önemli dönemeçleri olacak.
***
FUTBOL KULÜPLERİ NEREDE?
Amerika kıtasından Avrupa'ya kadar yükselen Filistin'e destek eylemleri stadyumlara kadar girdi.
Karşılaşmalara Filistin halkının yanında olduklarını hatırlatarak başlayan Futbol kulüpleri insanlığın ölmediğini gösteriyor.
Nihayet bizde de hareketlenmeler başladı. Taraftar grupları soykırıma karşı omuz omuza sloganıyla" Bugün akşam saat 8'de İstanbul'daki İsrail Konsolosluğu önünde olacaklarını duyurdular.
Futbol kulüplerinden de kurumsal tezahüratlar bekliyoruz. Stadyumlar inlemeli.
"Stadyuma siyaset giremez" diye topu taca atmaya kalkmayın. Girdiğini de biliyoruz mevzuun siyasi olmadığının bal gibi farkında olduğunuzu da.
***
İNGİLTERE HİÇ BU KADAR PESPAYELEŞMEMİŞTİ
Çinli sanatçı ve insan hakları savunucusu Ai Weiwei'nin attığı bir twit yüzünden Londra'daki sergisi askıya alınmış.
The Guardian'ın haberine göre Lisson Galerisi iptal gerekçesi olarak sanatçının "Yahudi halkına yapılan zulümle ilgili suçluluk duygusu zaman zaman Arap dünyasını etkisizleştirmek için kullanıldı" yorumunu göstermiş.
Evet, delirmiş gibiler.
Hz. İsa kendisini çarmıha geren Yahudiler için "Baba onları bağışla, ne yaptıklarını bilmiyorlar" diyordu. İngiltere'yi 5 bin çocuğun katillerini övmeyenlere dar eden Hindu Başbakansa şüphesiz ne yaptığını çok iyi biliyor.
İlk günden beri Filistinli kardeşlerini yalnız bırakmayan, sokakları, meydanları dolduran İngiliz dostlarımıza hiç yakışmıyor.
Gönder