Kentli orta sınıf bir kadının biten “çocuksuz” evliliğinin ardından bireyleşme ile alkol bağımlılığından kurtulma çabasının anlatıldığı kitapta, evlilik, çocuk baskısı, annelik, aile olmak ya da olamamak, yalnızlık gibi toplumun normları dışında kalma sorunu irdeleniyor.
Sosyal medya vurgusu, hayatın içindeki büyük veri dolaşımı, herkesin herkesi bir şekilde “izliyor” olması üzerinden, yabancılaşmanın yol açtığı sorunlara da değiniyor.
Roman yer yer gerçek dışı unsurlar barındıran kısa bölümlerden oluşuyor.
Eve kapanmış bir halde depresif günler geçiren kadının kapısını çalan bir güvenlik firmasının sıra dışı elemanı, bu tür ayrılık-yas durumlarında kişilerin tekrar normal hayata dönebilmesini sağlayan süreci düzenleyen bir cihazı tanıtıyor.
Bunu eve kuruyor ve ardından kadının bilincinde bazı dalgalanmalar oluyor. Henüz adını belirlenmemiş olan bu romanı merakla bekliyorum.
Sahici konular okurun da ilgisini çekecektir. Aylin Sökmen’in, “Salt Okunur” (2009) adlı bir öykü kitabı ve “Kendinde Değil Gibisin” (2020) adlı bir romanı var.
Uzak Doğu’nun gizemli noktası Japonya
Kronik Kitap, bir yeni diziyle daha okuyucusunun karşısına çıktı.
İlk kitabı “Kısa Çin Tarihi” olan “Kısa Ülkeler Tarihi Dizisi”, şimdi de bünyesine yine Uzak Doğu’da çok merak edilen bir ülkeyi, Japonya’yı kattı.
Mistik güçlerin, antik inanışların ülkesi Japonya, Batı’ya Marco Polo günlükleriyle tanıtılan, korkunç Kamikaze fırtınalarınca savunulan ve ilahi bir hükümdarca yönetilen uzaklardaki efsanevi ülke.
İpek Yolu’nun son noktası, bilinen dünyanın en uzak ucu, Avrupalı sanatçılar için gerçek bir ilham kaynağı ve Uzak Doğu’nun gizemlerinin kalıcı sembolü.
Şimdilerde ise küresel endüstrinin güç merkezi, popüler kültürün bağlantı noktası ve endüstri sonrası dönemin çöküşünün habercisi haline geldi. Görsellerle desteklenen akıcı ve sürükleyici anlatımıyla “Kısa Japonya Tarihi”, meraklıları için keyifli bir okuma deneyimi sunuyor.
Gönder