Geçtiğimiz hafta içinde düzenlediği basın toplantısında Bjelica’ya Enis Destan’ı neden daha fazla kullanmadığı sorulduğunda Hırvat Hoca şöyle yanıtlamıştı: “Siz Enis’ın Polonya’da kaç gol attığını biliyor musunuz?” 13, 0, 0, 0, 7, 1, 0, 58, 24, 45, 27, 12, 16, 16, 13, 10, 8, 0, 0, 13, 8, 17, 0, 2, 19, 0, 0, 14, 68, 32, 0... Bu sayılar, Enis Destan’ın geçen sezon Polonya Ligi’nin orta sıralarında dolaşan Warta Poznan’da aldığı dakikalar. Poznan’da ilk kez 3 Ekim’de ilk 11 şansı bulmuş. Gol atmış. Ama bir sonraki maçta yine kulübede oturmuş.
Sezonun genelinde tüm cephelerde 4 kez ilk 11 oynamış, bunların ikisinde gol atmış. Yani Bjelica aslında sanki Enis’e biraz haksızlık etmiş. Zira Enis’in Polonya günlerinde esas odaklanılması gereken detay gol sayısının düşüklüğü değil, aldığı şansların yetersizliği. Dün Enis Destan dahil, Rize maçının ikinci devresinde sergilenen oyunun etkili parçaları ilk 11’de şans buldular: Sağ bekte Mehmet Can başladı. Rize maçının ikinci devresinde olduğu gibi Visca sağda, Bardhi soldaydı. Ve Enis Destan da en uçta. Belki Trabzonspor’un oyunu mucizeler yaratmadı ama daha derli toplu, daha iştahlı bir bordo mavili takım vardı sahada
KUNTZ MiLLi TAKIMA ÇAĞIRABiLiR
Enis belki henüz yolun çok başında. Daha fazla oynamaya ve gelişmeye ihtiyacı var elbette. Ancak milli takım kadrosuna sadece iki klasik santrfor (Umut Nayir ve Bertuğ) çağırıldı. Belki Kuntz bugün Enis’i de o listeye ekleyip, en azından santrfor seçeneğimizi üçe çıkarabilir. Hatta Japonya önünde de belki dakikas verebilir.
Gönder