Çoktan hak edilmiş bir görevdi.
Çünkü Kestelli; İzmir Ticaret Borsası’nda, başlangıçta Vadeli İşlemler Borsası’nda, şimdi Borsa İstanbul’da çok başarılı işlere imza atmıştı.
Ve bununla da kalmamıştı.
Kenti, bölgeyi ilgilendiren sosyal sorumluluk projeleriyle de katkılar sağlamıştı.
Gastronomi Alaçatı Deneyim noktası da onlardan biri...
Bu sefer yanında geniş bir ekip de var.
Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran bölgesel kalkınma için çok sayıda kooperatife destek olan bir başkan... Yaptıklarını ilgiyle izliyorum. Kooperatifçilik deyince İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i de unutmamak gerekir.
Soyer kooperatif geleneğini Seferihisar’dan bu yana destekleyen bir başkan...
Alaçatı’daki projede de birleşenler çok...
Açılış törenine ben de katıldım.
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, sürdürülebilir tarım ve turizm hedefine dikkat çekti. Yerel değerlere saygılı, uluslararası nitelikte, yeni nesil girişimlerin hayata geçmesini istediklerini söyledi.
Çeşme-Alaçatı-Ovacık üçgeni gastronomi çalışmalarının başlangıç noktası olarak seçilmiş.
Kestelli şöyle konuştu; “Bu bölgede 25 kilometre uzunluğundaki Rota Oval (R’OVAL) projemizin fizibilitesini İZKA ile birlikte hazırlayarak, ilk aşamada bölgenin gastronomik değerdeki endemik tarım ürünlerini ve üreticilerini tespit ettik. Bu önemli envanterin ışığında yaptığımız çalışmaların sonucunda bugün burada toplandığımız yapı Çeşme Belediyemizin tahsisi. Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran’ın bölgeye kazandırdığı projeleri, yerel değerlere sahip çıkarak onları yeniden üretime kazandırması, tarıma yönelik yatırımları yalnızca Çeşme değil, ülke geleceği için çok kıymetli. Binlerce yıllık yaşam ve mutfak kültürü, tarımsal potansiyeli, zengin biyoçeşitliliği ile Ege Bölgesi bu alanda bakir, potansiyeli yüksek ve değerli bir alan. Pazarlama ve cazibe için sınırsız bir kaynak. Bugün burada toplandığımız merkez bu idealin, gastronomi projemizin ilk somut ve anlamlı adımlarından biri. Amacımız burada kuracağımız yerel kalkınma modelini kısa sürede Ege Bölgesi’ne yaymak. Buradan başlayacak gastronomi hareketinin, tüm Ege’nin tarım ve turizmle kalkınmasında koşar adımlarla sonuca varacağımız bir yolu bizlere açacağına inanıyoruz.”
Pandemi Ege’ye olan ilgiyi artırdı.
Aslında bu ve benzeri projelere çok daha önce başlamamız gerekirdi.
Şimdi Ege zamanı...
12 ay Çeşme
her zaman Çeşme
ÇEŞME Belediye Başkanı Ekrem Oran göreve gelir gelmez yerel olanı öne çıkarmayı planladı.
Haklıydı...
Çünkü yerel olan daha da değerli hale geliyordu.
Çeşme gibi harika bir yerin sadece kumu, deniziyle değil; gastronomisiyle de, kültürüyle de anılması gerekiyordu.
Dedi ki; “Bölgemizin her bir güzelliği tüm dünyada aranan markalar olacak değerde. Tarım ürünlerimiz de bunların başında geliyor. Mis kokulu Çeşme Kavunu, İzmir Büyükşehir Belediyemizin destekleriyle hak ettiği ‘coğrafi işaretli ürün’ belgesini aldı. Ata tohumumuz Karakılçık buğdayımızı çoğaltarak üreticilerimize dağıttık, elde ettiğimiz tonlarca mahsul Çeştur Halk Ekmek Fabrikamızda ekmek, gevrek, unlu mamul olarak tüketiciye ulaştı. ‘Çeşme’den sakız damlıyor’ başlığı ile elli yılın ardından Çeşme’de sakız hasadını yeniden canlandırarak, gelecek kuşaklar için büyük bir ekonomik hamle yaptık. Her yıl, binlerce sakız ağacını aşılayarak sakız üretimimizi artırıyoruz. Bölgenin en önemli endemik türlerinden biri olan Çeşme Anasonu’nu yeniden toprakla buluşturduk. Çeşme limonumuzun, enginarımızın, beyaz soğanımızın, domatesimizin üretimini artırarak, ihracata teşvik edecek adımlar atıyoruz.”
Yerel değerlerimize sahip çıkarak onları yeniden üretime kazandırmanın ne anlama geldiğini daha sonraki yıllarda daha iyi anlayacağız.
Ben Bodrum ve Çeşme’nin Türkiye’nin en önemli markalarından olduğunu düşünüyorum.
O yüzden kıymetini bilmeliyiz.
Gönder