16 Ağustos 2011'de kaybettik. 6 Temmuz 2008'de, Ergenekon operasyonunu şu cümlelerle değerlendirdi:
“Operasyon tamamen ABD merkezli bir operasyondur. Amaç kesinlikle derin devleti çözmek değildir. Operasyonda alınan kişiler arasında gerici unsurlar da vardır. AKP'nin muhalefeti tasfiye hareketidir.”
Bakmayın siz bugün Erdoğan karşıtı görünenlerin demokratlığına!
Sanki 2007'de Ümraniye'de başlayan Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) tasfiye operasyonu yapılırken Tayyip Erdoğan ve arkadaşları demokrasi havarisiydi. 1915'te Silivri'de doğan Mihri Belli'nin gördüğünü herkes görüyordu, Silivri'nin “toplama kampına” dönüştürüldüğünü anlıyordu ve ses çıkarmıyordu. Neden mi? “Ceberrut devlet, müeesses nizam, Kemalizm yıkılsın” ezberledikleri slogandı.
Gerçekse şu telgrafta gizliydi.
18 Nisan 2003 tarihinde ABD'nin Ankara Büyükelçisi Robert Pearson, Washington'a geçmiş olduğu telgrafta çok netti:
“… Türk Genelkurmayı'nın ABD'nin Irak stratejisine karşı uzatmalı muhalefeti, operasyonel konularda ayak sürümesi ve ABD'nin Irak'ta Türk karşıtı bir gündemi olduğuna dair devam eden suçlamaları, Genelkurmay'ın ABD ile ilişkilere ne kadar bağlı olduğu konusunda daha çok soru sorulmasına yol açtı…
“… Hilmi Özkök'ün ABD ile yeniden sağlam bir işbirliği inşa etmek için Türk Genelkurmayı'ndaki muhaliflerinin emekli olmasını bekleyerek fırsat kolladığı yönünde bazı ipuçlarına sahibiz.
“… İrtibatta olduğumuz kişiler, Türk devlet sistemi üzerindeki mevcut askeri hakimiyette köklü değişiklikler olması kadar, ABD-Türkiye ilişkisinin yeniden dinamizm kazanmasının da, hem katı muhafazakarların istifasını hem de özellikle modern, ileri görüşlü, yeni bir subay kadrosunun yetişmesini gerektireceğini tahmin ediyorlar.”
İşte tam da bu telgrafta yazanlardan sonra başladı her şey.
“Katı muhafazakar subaylar” tasfiye edilmeli, “modern görüşlü subaylar” yerlerine gelmeli.
Operasyonun nedenini anlattı
Bu arada tasfiyenin merkezi Taraf Gazetesi'nin yazarlarından Lale Sarıibrahimoğlu da “operasyonun nedenini” kaleme aldı:
“Ben, orduyu darbeye kışkırmak için silahlı bir örgüt kurulması şeklinde özetlenebilecek Ergenekon soruşturmasının, dışarıdan gelen desteğin de yardımıyla şu ana kadar sürdürülebildiğine inananlardanım. Bunun, daha ziyade dışarıdan alınmış olabilecek manevi bir destek ya da en azından operasyonların önünü kesecek müdahalelerin yapılmamış olabileceği şeklinde bir dış uzlaşı olduğunu düşünüyorum. (14 Ocak 2009/Taraf)
Saribrahimoğlu yazısında ABD'nin Türk ordusu içindeki Hüseyin Kıvrıkoğlu ekibinden son derece rahatsız olduğunu ve bu ekibi tasfiye etmek istediğini açıkça ifade etti. Bunu da 30 Ekim 2002'de ABD merkezli düşünce kuruluşu Western Policy Center için yazı kaleme alan eski bir subay Steve Williams'a dayandırdı. Williams makalesinde, Kıvrıkoğlu'nun TSK'yı yönetirken neden bir kez bile ABD'yi ziyaret etmediğini sorguluyordu. Kıvrıkoğlu'nun ABD'ye alternatif ittifak arayışlarının ABD-Türkiye ilişkilerine zarar verdiğini söylüyordu. Ancak… Esas mesele “ABD güdümünde bir Kürt devleti” planıydı. Lale Sarıibrahimoğlu, 1991 Körfez Savaşı'nın ardından ABD'nin Kürt politikasından TSK'nın rahatsız olduğunu anlattı. Körfez Savaşı sonrası ABD'nin Kuzey Irak'ta bir “Kürt Devleti” kurma projesini adım adım hazırlaması ordu içinde belirli bir grubu rahatsız etmişti. ABD ile ilgili kuşkular artmıştı. İşte Genelkurmay eski Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu rahatsız olan bu subay grubunun üyesiydi.
Bugün DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu'nun “Ergenekon-Balyoz” kumpaslarını tekrar canladırmak istemesine şaşırmayın. 1991'den 2023'e amaç değişmedi. Irak'tan sonra Suriye'de bir devlet ardından da… 14 Mayıs sonrasını bir de böyle okuyun.
Bu arada bir hatırlatma yapmak gerekiyor.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 2 Temmuz 2019'da Meclis'te şu cümleleri kurdu Ergenekon davası için:
“… Tam 12 yıldır üretilen yalan en sonunda 2019'da çöktü. Ergenekon operasyonu, aydınlara ve Türk Ordusu'na yapılan kumpastır.”
Gönder