14 Mayıs’ta yapılan seçimlerde Millet İttifakı partileri TBMM’de çoğunluğu kazanamadı, Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu da 28 Mayıs günü yapılan ikinci tur seçimini kaybetti. Sadece muhalefetin iktidar hevesi değil; ona bel bağlayan terör örgütü FETÖ, PKK gibi yapılarla, sahipleri ABD ve Avrupa gibi küresel güçlerin planları da suya düştü
Kazanacaklarından son derece emin bir şekilde seçime giren Kılıçdaroğlu ve taraftarları, kendileri dışındakilere öylesine vahşice ve ahlaksızca saldırdılar ki, elleri ve dilleriyle bugün içine düştükleri çukuru kendileri kazdılar.
Sadece Erdoğan taraftarlarına değil, önlerine engel gördükleri cumhurbaşkanı adayları Muammer İnce ve Sinan Oğan’a da yapılmayan linç kampanyası kalmadı. Linç kampanyaları da kendilerini vurdu.
YALANA İNANDILAR
PKK’nın siyasi kolu HDP dahil 7’li masa ve ortakları, anketçileri, besleme ve yurtdışından fonlanan medyasındaki gazeteci ve televizyoncularının kendilerine söylediği yalanlara inandılar. Oysa sadece kendileri gibi düşünmeyenleri biraz dinleselerdi, yere göğe koyamadıkları siyasetçileri eleştirenleri, “muhalefete muhalefet etmekle” suçlamasalardı, hakaret ederek susturmasalardı bugün ortaya çıkan sonucun sürpriz olmadığını görebilirlerdi. Ama onlar, “Yüzde 60 oy ile birinci turda cumhurbaşkanı olacağım” diyen Kemal Kılıçdaroğlu ve etrafının yalanlarına inanmayı seçtiler.
BAHANELERİ DE YALAN
Kılıçdaroğlu’nun onları heyecanlandıran hiçbir projesi olmadığı gibi, söylediği yalanları bile önemsemediler. Onları motive eden tek şey, “Erdoğan’dan kurtulmak” fikriydi. O da gerçekleşmeyince “büyük bir şok” sarmalına girdiler. Yenilgi için ürettikleri bahaneler, cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun kampanya sürecindeki bazı vaatleri gibi gerçek dışı ve saçma sapandı. Girdikleri bunalıma çare olarak da Erdoğan’a oy verenlere hakaret ve küfür etmeyi seçtiler.
PKK, FETÖ VE ABD
Oysa, sadece Kılıçdaroğlu ve 6’lı Masa’nın PKK terör örgütünün siyasi kolu HDP ile işbirliği hatta “amaç birliği” yapması, FETÖ’cüleri tekrar devlete alacağı vaadi, ABD ve AB çizgisinde dış politika gibi tehlikeli adımlar değil, karşıdaki seçmeni aşağılayan dil kullanan taraftarları da bu sonucun sebeplerindendir.
Mesela, Erdoğan ve Cumhur İttifakı’na yüzde 70’lere varan oy veren deprem bölgesinde Erdoğan’ın oylarını dört puan artırması, Hatay’da Kılıçdaroğlu’nu geçmesi buna örnektir. Depremzedeler kendilerine edilen küfürlere Erdoğan’ın oy oranını artırarak cevap verdi.
Gönder