Yazacağımı yakın çevremdekiler ile tartıştım.
Bu tür görüşlerim/tezlerim son zamanlarda “saldırıya uğrayacaksın” peşin hükmüyle karşılanıyor. “Boş ver yazma” ile bitiriliyor!
Bu köşede (ve Saklı Seçilmişler ile Kara Kutu kitaplarımda) düşünsel kaliteyi artırmak için tez-anti tezlerin mutlak tartıştırılması gerektiğini vurguluyorum ısrarla. Teori yapmak kolay değil. Hele fikir hayatımıza hâkim olan kalitesizlik-avamlık ile bu her geçen gün daha zorlaşıyor…
Ama bu da bir mücadele yöntemi, teslim olmamak lazım.
O halde -“tepki alacak” denilen- tezime geleyim:
Biliyorsunuz; modern sol-sağ ayrımının kökeni Fransız Devrimine öncülük eden ulusal mecliste eski düzeni savunan milletvekillerinin sağda, değişim isteyenlerin solda oturmasına dayanır…
Türkiye'de sağ ile sol tanımı; -özellikle neoliberalizm süreciyle birlikte- salt kültürel ayrışmalar ile tanımlanır oldu! Siyasi tutum-davranışlar/ kutuplaşmalar karşılıklı korkular/korkutmalar üzerinden yapıldı/yapılıyor. Kafalar-kavramlar sürekli karıştırılıyor…
Oysa sağ ve sol ayrımı; -özgürlükçülük tutumu gibi diğer etkenler olsa bile- asıl olarak ekonomik yaklaşım farkından doğar…
Fazla uzatmadan sorayım:
★★★
24 Haziran 2018 ile 28 Mayıs 2023 döneminde AKP iktidarının/Erdoğan'ın ekonomik uygulamaları sağ mıdır, sol mudur?
Mesela:
Faizle mücadelenin ana sebebi, milli sermayenin kâr hadlerinin azalması mıydı? Yoksa, küresel finans kapitalin kâr hadlerini azaltma çabası mıydı? Aşırı finansallaşan ekonomiyi üretime sevk etmek miydi asıl mesele?
Küresel finans kapitalin, milli sanayiyi/üretimi pasifize etmesine karşı çıkmak sağcılık mıdır, solculuk mudur?
2002-2018 döneminde Ali Babacan ile Mehmet Şimşek'in ekonomik uygulamaları sağcı ise onun tam zıttı ne olur? Bu bir “korumacı ekonomik politika” olan 2018-2023 uygulamalarını nasıl kavramlaştıracağız? Örnekler verilebilir:
“Sol” demek üretimdeki emeğin payını artırmaktır. Son beş yıldaki -örneğin asgari ücret artışlarını- nasıl değerlendirmek gerekiyor? Vs.
Kültürel kodlardan çıkıp bunları tartışamıyoruz? Küresel finansın “borazanı” pop iktisatçılar psikolojik harp saldırısıyla-fesat raporlarla insanları korkutarak iç cepheyi parçaladı. AKP seçmeninden bile gerekli desteği buldu…
★★★
Kuşkusuz Erdoğan pragmatizmin temsilcisi…
Kuşkusuz Erdoğan'ı iktidara taşıyanlar neoliberalizme “Ilımlı İslam elbisesi giydirmek” isteyenlerdi. Vs.
Ve fakat:
Erdoğan'ın, 2018-2023 sürecinde farklı yol yürümek istemesinin çeşitli sebepleri ortaya çıktı. Uluslararası çatışmalar gibi! FETÖ, PKK ve sol liberalleri sırtından atan Erdoğan, Batı tarafından şeytanlaştırıldı: Diktatör!
Erdoğan seçmek zorunda kaldığı yolda başarılı olamadı, küreselciler boğdu ekonomiyi…
Erdoğan yenildi. Beş yılda yaptıklarını-söylediklerinin, bugün tam tersini hayata geçiriyor.
Türkiye'nin beş yılda “kurtuluşu” için gerekli “alt yapısı” yoktu ki, nasıl başarılı olabilsin? Sanayi ve iç pazarı henüz yeteri kadar gelişmemiş, kırılgan- dışa bağımlı Türkiye'nin Çin ya da Rusya gibi “savaşacak cephanesi” yoktu. (Mesela, sandık başarısı için “Türk lirası değerli” yalanı için ülkenin milli kaynakları tüketildi!)
Siyasi hayatını sandığa endekslemiş, borç bataklığındaki Erdoğan korkutuldu. Mehmet Şimşek'e sarılmak zorunda kaldı.
Sonuçta 2018-2023 dönemine dair çok yönlü tartışma açmak önümüzü aydınlatmak için elzem. Bu sürecin ekonomik uygulamaları sağ mıdır-sol mudur değerlendirmemiz şart.
Mehmet Şimşek uygulamalarını (Mart 2024'ten sonra daha ağır olacaktır) üstü örtülü savunanlar sol mudur? Geçiniz.
Hangi ekonomik uygulamalar soldur, hangisi neoliberalizmi savunan sağdır, tartışmak zorundayız. 2018-2023 dönemiyle başlayabiliriz…
Yıkıcılığın kılavuzlarından da ancak böyle kurtulabiliriz.
Gönder