Yasin İkizoğlu... Kariyerinin 15 yılını “gençlere kariyer danışmanlığı yaparak” geçirmiş muhteşem bir lise seçim danışmanı.
4 Haziran LGS Sınavı öncesi, tüm öğrenci ve velilerin kafasından geçtiğini tahmin ettiğim soruları, Yasin İkizoğlu’na sordum.
Yasin İkizoğlu
Yurt dışı eğitim danışmanlığını yaptığım öğrencilerimde adeta harikalar yarattığı için bu soruları sormak için onu seçtim.
* İyi bir lise iyi bir üniversite mi demektir?
Lise yılları, gencin kişiliğini ve yetişkin olduğunda kullanacağı becerileri somut hale dönüştürdüğü bir dönemdir. İyi bir lise o kadar önemli bir yer tutar ki, hatta üniversiteden mezun olursunuz ama sizi tanımlayan kavramlar, değerler lisede oluşmuştur. O nedenle birçok başarılı insana ‘nereden mezunsun’ diye sorulduğunda, önce lisesini hatta sadece lisesini söyleyebilir.
Lise demek vizyon oluşumu demek, dünya vatandaşı olabilecek misin demek, yerel düşünüp global bir insan olacak mısın demek, transfer edilebilir beceriler kazanacak mısın demek. Belki de bu soru listesinin en sonunda ‘hangi üniversiteye gideceksin’ sorusu gelir?
* En yüksek puanla alan lise en iyi lise midir?
İlinizde ya da ülkemizde en yüksek taban puanla alan lise en iyi lise değildir. 120 kontenjanı olan bir lise olsun, 120’nci sıradan o okula giren öğrencinin elde ettiği başarıyı gösterir. O liseye yerleşen öğrencilerin istikrarlı, çalışan, başarı odaklı öğrenciler olduğunu gösterebilir. 120 kişilik kontenjana yüzde 0,11 en son yerleşen öğrenci olarak dahil olabilmişse öğrenci, ‘o okul iyi öğrencilerden oluşuyor’ demek doğru olabilir. Ama o okul iyi bir okul mudur sorusunda tam bir cevap oluşturmamaktadır. Şimdilik bu okula en iyi öğrencilerden bir grubunun bir araya geldiği bir okul diyebiliriz.
* En iyi okul nasıl anlaşılır?
Okulun öğretmenlerinin uzun süre o okulda görev yapmış olması, seçilerek o okula alınmaları çok önemlidir. Okulun yurt dışı bağlantılarının olup olmaması, öğrencilere sunduğu laboratuvar imkânları, İngilizce eğitiminin güçlü olması... İyi bir liseden mezun olan öğrencilerin Ielts, Toefl gibi uluslararası geçerliliği olan sınavlardan gerekli puanı alıp, öyle mezun olmaları gerekir. Ielts’ten 9 üzerinden 7.0, Toefl’dan ise 120 üzerinden 90 alması gerekir. İyi bir okulda mutlaka IB, A Level, AP, CIE gibi sınav ya da programlara hazırlayan bir sistemi olması gerekir. Yereli iyi bilen ama global alanda rekabet edecek öğrenci için bu bakış açısını kazandıracak mutlaka bir sistem okulun kendi iç bünyesinin bir parçası olmalı. Öğretmenlerinin kendi alanlarındaki gelişmeleri takip edebilmeleri, uluslararası eğitim ve bilim konferanslarına en azından dinleyici olarak katılacak kadar İngilizce bilmesi önemlidir.
Kısaca, okulun tabelasında ‘Anadolu’ veya ‘Fen’ yazdığı için lise iyi lise olmuyor. Puanla aldığı için ya da yüksek puanla aldığı için iyi bir lise olmuyor. Olsaydı, LGS ile alan bütün liseler iyi ve kaliteli olurdu ama değiller.
2022 yılında en yüksek puanla öğrenci alan devlet fen liselerinin 12’nci sınıftan mezun ettiği öğrencilerin yalnızca yüzde 54,89’luk dilimi dört yıllık lisans programlarına yerleşmişler. Bu liselerden mezun olup, sınava gen ve puanını hesaplatan aday sayısı 55 bin 476 ve yalnızca 35 bin 249’u tercih yapmıştır. Yüzde 63,54’ü üniversitenin dört yıllık lisans programlarına yerleşmiştir. İyi bir lise, web sayfasındaki medya tanıtımlarında sadece size üniversite kazandırma başarılarını sunuyorsa, size değer katacak becerilerin size nasıl katılacağını sunmuyorsa, orası iyi bir lise özelliğini tam olarak taşıyamaz. İyi öğrencilerin birlikte zaman geçirdiği bir mekândan öteye geçemez. Yüksek değer bir insan olmak akademik donanım ve performanstan ibaret olmaz.
Bizim daha çok İlber Ortay’lara, Celal Şengör’lere, Nuri Bilge Ceylan’lara ihtiyacımız var. Lise, üniversiteye geçişte geçirilmesi gereken bir zaman dilimi değildir. Gencin kendini inşa ettiği ve dünyaya kendi kabul ettirecek özellikleri kazandırdığı yıllardır. Hayat bir gence ‘YKS’den kaç aldın’ diye sormayacak ama ‘30 yaşına geldiğinde ne biriktirdin’ diye soracak. Bu sorunun cevabı asla sadece iyi bir meslek ve üniversite olamamalı. İyi bir liseyi birçok velinin düşündüğü gibi değerlendirecek olursak; iyi bir lise, öğrencilerinin LGS’de elde ettiği puan başarısı kadar YKS’de puan, sıralama başarısı ile mezun etmelidir. Yüzde 0,18’den en son öğrencisini alan bir lise YKS’de en düşük başarı sırası olan öğrenci en azından yüzde 1 dilimden daha düşük olmamalıdır. Gerçek bu şekilde mi? Yüzde 1’lik dilimden bile öğrenci almayan lise aynı öğrenciyi mezun ederken YKS’de yüzde 20’ler civarında bir performansla mezun ediyor.
LGS’DE TÜM ÖĞRENCİLERE BAŞARILAR DİLİYORUM
Okul yani öğretmenler, uygulanan program ve okuldaki iklim... Bunların hepsi bir elması kesen elmas kesicisi gibidir.
Elması sadece ve sadece elmas uç keser. Elmas gibi öğrencilere de elmastan yapılmış bir kesici şekil verecektir. İşte o zaman iyi bir lise ortaya çıkacaktır. En kaliteli elmasların bir kutuda bulunması onları daha değerli yapmıyor. O elmaslar küpe olacak, yüzük olacak, iyi bir ustanın elinde değerlerine değer katacak. Işıldamaları için çok kaliteli bir kadife ile parlatılmaları gerekiyor. O elmaslar böyle olsun ki ülkemizin kulağında ışıl ışıl parlayan küpleri, elinde çok şık yüzükleri herkesi hayran bıraksın bize de gurur versin. Elmas kıymetindeki çocuklarımızın en iyi okullarda okuması önce kendi değerlerini görmelerini, sonra da bizi gururlandırmaları dileğiyle...
LGS’de tüm öğrencilere başarılar diliyorum.
GÜNÜN SÖZÜ: “Çocuklarınıza her ‘yapamazsın’ dediğinizde, olasılıkları baltalıyorsunuz. Tıpkı ormanları baltalayanlar gibi, sonu kuraklık!”
Gönder