İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in, CHP'li bazı belediye başkanlarına kanca atmaya çalıştığını, her fırsatta Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarını gündeme getirdiğini, Ankara ve İstanbul büyükşehir belediye başkanlarıyla ilgili sözlerini, belediyelerde İYİ Partili yönetici hakimiyetini geçen çarşamba günü bu köşede belirtmiştim. İYİ Parti Basın Danışmanı Murat İde, “Bizim de söyleyeceklerimiz var” dedi. Murat İde'nin yazdıklarını okuyalım:
GİZLİ AJANDA YOK
“Yazınızın başlığındaki ‘Akşener, CHP'li başkanlara kanca atıyor' iddianız, Sayın Meral Akşener'in bugüne kadar gösterdiği bir özeni görmezden geliyor. Sayın Genel Başkanımız, Millet İttifakı'nın belediye başkanları ile ilgili olarak, her sözün başında, ‘Bu arkadaşlarımız Cumhuriyet Halk Partili'dir ve ‘siyaseten ita amirleri de Sayın Kılıçdaroğlu'dur' cümlesini hiç eksik etmemiştir. Bu bakış açısıyla, kıymetli başkanlarımızla olan ilişkisinde, CHP ile olan kurumsal bağları en temel sınır olmuş ve bu hassasiyet 4.5 yıldır devam etmiştir.
Ancak, bu dikkat ve gerçek, büyükşehir belediye başkanlarımızın, Millet İttifakı'nın belediye başkanları olduğu gerçeğini de ortadan kaldırmaz. Bu gerçeklikte, bir gizli ajanda aramaya gerek yok. Milletin işaret ettiği isimler, siyasetin önemli birer aktörü olmak zorundadır. Çünkü karar siyasilerin değil, bizzat milletindir. Bu sebeple, Sayın Genel Başkanımızın, milletimizin işaret ettiği başkanlarımızdan bahsetmesi, millet emridir ve siyasetin doğasına uygundur.
SADECE İKİ KEZ KONUŞTU
‘Meral Akşener'in kaybedilmiş bir seçimi sürekli gündeme getirmesinde başka niyetler aranıyor' cümlesi ise esastan da usulden de hatalı. Bu niyet sondajı, olsa olsa siyaset simsarlarının işidir. Çünkü Sayın Genel Başkanımız, seçimin ardından sürekli değil, sadece iki kez konuştu. İlki, 29 Temmuz günü Isparta'nın Uluborlu ilçesindeki festival açılışında, diğeri de 26 Ağustos'ta Afyon Kocatepe'de. Uluborlu'da sadece, ‘Lamı cimi yok, bu seçimi kaybettik. Şimdi bize düşen, milletin verdiği mesajı iyi okuyup, özeleştiri yapıp, dersler çıkarmaktır' cümlesinden ibaret. Afyon'da yaptığı konuşma ise işte bu özeleştirinin ve çıkarılan derslerin özetidir.
‘Seçim yenilgisinde sanki İYİ Parti'nin ve Akşener'in hiç payı yokmuş gibi konuşuyor' ifadenize dair ise Kocatepe'de yaptığı konuşmayı hatırlatmak isterim. Seçimi kazanabilmek için ‘Neleri yapamadığını' söyleyip, ‘Milletten özür dileyen' tek genel başkanın sorumluluk üstlenmediğini söylemek, hem gerçeği inkar, hem de editoryal vicdansızlık değil mi? Bu konuda, Meral Akşener kadar açık ve net özeleştiri yapan bir başka siyasi gördünüz ya da duydunuz mu? Sayın Meral Akşener'in, sürekli konuştuğundan ve yenilgiyi gündeme getirdiğinden bahsetmek, sadece gerçeği inkar değil, aynı zamanda vicdanı ihmaldir.
DEDİKODUDAN İBARET
Medyada yer alan ve ‘Meral Akşener dedi ki' diye başlayan kulis (!) iddiaları, ikinci ya da üçüncü ağızlardan duyulmuş dedikodulardan ibarettir. Milletin ağzı torba değil, herkes bir şeyler söylüyor.
Ancak, yakından tanıdığınız için hatırlatmak isterim, Sayın Genel Başkanımız, sözünü aracılar vasıtası ile değil, doğrudan söyleyen bir siyasetçidir. Kimi zaman can acıtan bu tavrı, Meral Akşener'in açık, şeffaf ve dürüst ve millet için yapılan siyaset anlayışının bir gereğidir.
YAVAŞ'IN SİYASİ KİMLİĞİ
Millet İttifakı'nın üç büyük belediyesindeki şirketlerin, İYİ Partili kadroların hakimiyetinde olduğunu ve bundan CHP kadrolarının rahatsız olduğu iddiası da yanlış. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 33 iştirakinden 2 tanesinde, Ankara Büyükşehir Belediyesi'ndeki kadroların büyük bölümü, Sayın Mansur Yavaş'ın siyasi kimliği ile şekillenmiş olmakla birlikte, sadece 2 İYİ Partili Genel Müdür bulunmaktadır. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde de 14 Mayıs seçimlerine kadar 2, sonrasında ise bir Genel Müdür İYİ Parti'lidir. Gerçek budur.
2019 yerel seçiminin ardından sayın Meral Akşener'in, ‘Başkanların elini rahat bırakın. Kimse kadro üzerinden onları sıkıştırmayacak' talimatının bir sonucudur. Üstelik, sayın Akşener, 4.5 yıldır ara ara dillendirilen bu yalana rağmen, kimseye kırılmamış, bu dedikoduyu duymazdan gelmiş, sayın başkanları rahatsız etme ihtimaline karşı, bu konudan, zorunlu hatırlatmalar dışında, itina ile uzak durmuştur.
‘YAVAŞ VE İMAMOĞLU'NA TEKLİF'
Sayın Genel Başkanımızın, Sayın Mansur Yavaş ve Sayın Ekrem İmamoğlu'na İYİ Parti'den adaylık teklifinde bulunacağını ima etmişsiniz. Bu dedikodunun kaynağını tahmin ediyoruz. Ancak, Sayın Genel Başkanımız, bugüne kadar her iki kıymetli başkanımızla ilişkilerinde, Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurumsal kimliğine bağlı olmalarından ötürü, hassas ve dikkatli davranmıştır.
Bu hassasiyet ve dikkat, Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak ilan edildikleri süreçte de aynıyla devam etmiştir. Karar, bağlı oldukları CHP'nin sayın Genel Başkanı tarafından alınmış ve uygulanmıştır. Dolayısıyla, Sayın Kılıçdaroğlu'nun ve Sayın Akşener'in bilgisi ve onayı dışında, dedikodu üreten siyaset simsarlarının yalanları, her iki Genel Başkan için de hakikate dayalı siyaset için de yok hükmündedir.
İYİ Parti'nin, her iki belediye başkanımız ile ilgili olarak, asla bir gizli ajandası yoktur. 3-6 Mart sürecinde her iki başkanımıza yaptığı çağrıdan ve o tavırdan da anlaşılacağı gibi Sayın Meral Akşener bir konuda bir şey düşünüyorsa, bunu milletimizle açık ve net şekilde paylaşmaktadır. Bu kadar açık konuşan bir Genel Başkan'ın kapı arkasından iş çevirmesini beklemek, hakikati inkardır.
MART SEÇİMİNİ KONUŞUYOR
Yazınızın sonundaki tavsiyenize gelince; sayın Akşener de aynen dediğinizi yapıyor. Mart 2024'teki seçimi konuşuyor. Mayıs 2023'ten dersler çıkarmanın ve Mart 2024'te Türkiye için hayırlı sonuçlar alabilmenin yollarını tartışıyor. Dedikoduculardan farkı da bu.
Mesleki namusuna şahit olduğum bir ağabeyimin, mesleki namusuna şahit olduğuna inandığım bir kardeşi olarak, sizden de hep alışık olduğumuz ‘Kaleminizin vicdanını' korumakta ısrarlı davranmanızı, dedikodu ve krizden beslenen siyaset simsarlarına meydan vermemenizi bekliyor, mutlu bir Türkiye için, iyi çalışmalar diliyorum.”
Gönder