İyi ki kutuplaşma var...
Yoksa, bazılarıyla aynı kutupta ben nasıl yaşardım?
...........
Şimdi diyorlar ki:
- Kutuplaşma bitsin.
Sakın ha.
Sakın bitmesin.
Böylesi çok güzel.
Hatta mümkünse farklı gezegenlerde yaşayalım.
***
Bu memlekette...
Türkiye karşıtlarına ödül var.
- Şarkıcıysa, yüksek ücretle belediye konserleri.
- Oyuncuysa, kapalı gişe kupası.
- Romancı falan diye geçiniyorsa en büyük yazar rütbesi.
- Hele siyasetçiyse, devlete küfretme imtiyazı.... Hem de mazbatalı.
***
Sevgili okuyucular.
Kutuplaşma bitsin diye yıllarca çok çalıştım. Helak oldum. Lakin sonunda baktım ki, bunlar insan sevmiyor, hayvan sevmiyor, çiçek sevmiyor, müzik sevmiyor, toprak ve deniz sevmiyor... Bunlar ot gibi saman gibi yaratıklar... Ne yapayım? Bıraktım... Kendime bir kutup seçtim. Oh!... Artık rahatım. Benim kutup çok güzel. Orada devlet var, millet var, vatan var, bayrak var. Orada hem Mozart var, hem Suna Kan var, hem de Dede Efendi var.
***
Sevgili okuyucular.
Önemli bir yazar değilim.
Ama bulunduğum kutup, beni çok mutlu, huzurlu ve gururlu ediyor.
- Bana müsaade.
Sizi de oraya beklerim.
Geliniz.
Türkiye gibi muhteşem bir ülkenin tadını çıkarınız... Atatürk’e her gün minnet ve şükran duyarak.
Gönder