adscode
adscode

Sudan yeni Suriye olmasın

BM Genel Sekreteri Antonio Guterresin önceki gün Sudan ile ilgili günah çıkarır gibi bir açıklaması vardı

Özetle “BM hazırlıksız yakalandı. Böyle bir şey beklemiyorduk, önlemede başarısız olduk” diyordu.

Malûm 15 Nisan’dan bu yana Afrika’nın toprak olarak en büyük ülkesi Sudan, iki generalin acımasız güç savaşıyla yangın yerine döndü. Bir yanda Sudan ordu komutanı General Abdülfettah el Burhan. Öte yanda paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) komutanı General Muhammed Hamdan Dagalu.

DEMOKRASİ DERKEN

2019 yılında 30 yıldan bu yana ülkeyi yöneten Ömer el Beşir’in devrilmesinde ve 2021 yılında geçiş yönetimine karşı darbede etkin olan bu iki general, şimdi iktidarı ele geçirmek için 45 milyon insanı ateşe atıyor.

Demokrasiye geçişin hayali kurulurken ülke bir anda iç savaşı andıran bir görüntünün ortasına uyandı.

KAYNAK ZENGİNİ ÜLKE

Oysa Sudan onlarca yıldır süren kaynak paylaşımını bir tarafa bıraksa tarım alanlarıyla, petrol, altın madenleri gibi yeraltı zenginlikleriyle 45 milyonu rahatça besleyebilecek bir ülke.

Afrika’nın güney ucunda doğuyu batıya bağlayan deniz yollarının üzerinde stratejik bir konumda. Bu nedenle sadece komşuların değil, uzak ülkelerin de ilgi duyduğu bir bölgede.

Mesela Rusya’nın Sudan’dan deniz üssü istediği biliniyor. Rusya’nın paralı ordusu Wagner’in Dagalu’yu desteklediği iddiaları var. Mısır’ın General Burhan’a yakın olduğu, buna karşılık Suudi Arabistan ve BAE’nin Burhan’ı İslamcı bulduğu söyleniyor.

Türkiye ise Sudan’ı önemseyen 5 Aralık 2022’de askeri ve sivil gruplar arasında imzalanan çerçeve anlaşmaya destek veren bir yaklaşım içindeydi. Halihazırda da Türkiye’nin ateşkesin ve barışın sağlanmasına yönelik girişimlerde yer aldığını biliyoruz.

NİYE BÖYLE OLDU

Peki Sudan’da son kriz niye öngörülemedi? Sudan yıllarca Darfur, Güney Sudan gibi silahlı çatışmalara tanık olmuş bir ülke. 2011 yılında Güney’in Sudan’dan bağımsızlığını kazanmasıyla birlikte Hartum, bütçenin neredeyse yarısını oluşturan petrol gelirinin önemli bir kısmını kaybetti.

Ekonomik büyümenin hız kesmesi, gıda ve yakıt fiyatlarının artması, öte yanda kayırmacılık Ömer el Beşir yönetimine yönelik eylemleri tetikledi. Petrol geliri çoğunlukla şirketlerin kasasına gittiğinden Güney Sudan’a da yâr olmazken Sudan ekonomik ve siyasi çalkantılarla karışmaya devam etti.

PEŞ PEŞE KRİZ

El Beşir’in ordunun da desteğiyle devrilmesi sonrasında sivil ve çoğulcu bir demokrasiye geçilmesinin yolunun açıldığı düşünülüyordu. Ancak öyle olmadı. Bir yanda COVID-19 salgını, öte yanda 2020 ve 2022 yıllarında ülkeyi vuran seller hayat şartlarını daha da zorlaştırdı.

Son olarak Aralık 2022’de taraflar sivil yönetime geçiş konusunda bir çerçeve anlaşması üzerinde anlaştı. Hedef paralel ordu gibi görülen paramiliter HDK’nin ordu çatısı altına alınmasıydı. BM diplomatları gelip gidiyor, pazarlıklar yapılıyor, büyükelçiler aracı oluyordu.

SUDAN, SURİYE OLMASIN

BM Sekreteri Guterres şimdi ‘BM hazırlıksız yakalandı’ diyor. Ancak Sudan’dan kaçanlar son haftalarda krizin yaklaşmakta olduğuna dair pek çok işaretin olduğunu, tarafların yakıt, mühimmat hatta kan stoğu yaptığını söylüyorlar. Halkın fark ettiği, gördüğü emareleri belli ki BM diplomatları okuyamamış.

İlk Yorumu Siz Yapın

Gönder