adscode
adscode

Türkiyenin yeni seçmen haritası

Seçim süreci

 

Bu yazının kaleme alındığı 14 Nisan cuma günü itibarıyla Yüzyılın Seçimi olarak anılan (hiç mübalağasız, hakikaten öyle) 14 Mayıs 2023 seçimlerine tam 30 gün var. Daha önce ilk bu köşede okuduğunuz seçmen jenerasyonları meselesinin ayrıntısına gireceğiz bugün.

Bu konuda ilk yazıyı dört yıl önce, 23 Haziran 2019'da 'Y Kuşağının politik pazarı' başlığıyla yazmıştım. 6 Mayıs 2021'de de 'Z Kuşağı'nın politik pazarı' başlıklı bir yazı yazdım.

Siyasi partiler için jenerasyonlar meselesi önemli. Zira seçmenin tercihi, hangi yaş grubundan olduğu gerçeğine göre değişiyor. Bu, yalnızca ülkemizde değil, dünyada da böyle. Amerika Birleşik Devletleri'nde seçmen davranışlarının, bağlı bulunan jenerasyona göre değiştiğini gösteren araştırmalar var. Bahse konu yazılarımda bunları işledim.

Bugün bu konudaki son, güncel verilere bakacağız. 2023'te toplamda 62 milyon 411 bin 753 seçmen oy kullanacak. Türkiye'de 14 Mayıs seçimlerine girecek seçmenlerden ne kadarı hangi jenerasyona mensup olduğunu inceleyeceğiz. İsimlendirmede jenerasyonları; klasik tasnifle Sessiz KuşakBebek Patlaması Kuşağı, X, Y ve Z Kuşağı kavramlarıyla ayırıyoruz.

Z KUŞAĞI'NA MENSUP YAKLAŞIK 6 MİLYON SEÇMEN

En sondan başlayalım, yani Z Kuşağı'ndan… Türkiye'de bugün itibarıyla 2000 sonrası doğan seçmen sayısı 5 milyon 940 bin kişi. Bu da toplam seçmen sayımızın yüzde 11,8'lik dilimine tekabül ediyor, ki az değil.

Y Kuşağı 1980 ile 2000 arası doğanlar, bu seçmen sayısının 18 milyonluk dilimine sahip. Yüzde 28,5'e tekabül ediyor. Doğal olarak Y Kuşağı seçmen sayısı Z Kuşağı'ndan sayıca fazla.

Daha ziyade aile dışı faktörlerle ve site kültürüyle büyümüş, kimi üyeleri 'sosyal medyaya doğan' Z Kuşağı ile üst kuşaklar ve 2000 sonrası doğanlar arasında köprü görevi görmeye çalışırken ezilen Y Kuşağı'na (80-2000 arası doğanlar) mensup olanların vereceği oylar önemli.

EN FAZLA SEÇMEN X KUŞAĞI'NDAN

Gelelim X Kuşağı'na… Aile, mahalle ve sokak etkisi ile büyümüş, konvansiyonel medya kültürü ile yoğrulmuş, ama aynı zamanda sosyal medyayı/teknolojiyi de etkin biçimde kullanan benim kuşak (60-80 arası doğanlar) şu anda Türkiye'de en fazla seçmen sayısını oluşturuyor. Y Kuşağı'nı kıl payı geçiyor, öyle söyleyeyim.

X Kuşağı; 18,4 milyon (yüzde 28,7) seçmen sayısı ile Türkiye'nin en fazla seçmenine sahip. X'ten önceki kuşaklar, yani Sessiz Kuşak ve Bebek Patlaması Kuşağı'na mensup olan seçmen sayısı ise toplamda 12,9 milyon. Ki bu da toplam seçmenin yüzde 20.2'sini oluşturuyor.

Y ve Z Kuşağı'nın politik pazarı konusunda Türkiye'de yapılmış araştırmalardan ilki ve en önemlisi, CHP değişmeden önce partide İstanbul İl Başkanlığı yapmış olan Zeki Çetin'in araştırmasıydı. Çetin, yeni yönetimle anlaşamayınca CHP'den ayrılıp akademi kariyer yapmaya başlamıştı.

Kuşakların genel öz nitelikleri vardır, ama bazen geçişkenlik de olur. Misal Y Kuşağı'nın bazı açılardan giderek X Kuşağı'na benzemeye başladığını müşahede ediyoruz. Türkiye gerçeklerini gördükçe, dünya gerçeklerini gördükçe onlar da hepimiz gibi değiştiler, değişiyorlar.

Z Kuşağı ise teknolojinin içine doğduğu için zaten değişime açık. Ama itiraz kültürü yüksek olmasına rağmen entelektüel açıdan zengin olmadığı için kolay yönlendirilecek bir nesil Z Kuşağı, açık konuşalım.

ABD'de Z Nesli ile ilgili yapılan araştırmalar, bu nesle mensup olanların eşcinsel evlilikleri haddinden fazla liberal bir toleransla karşıladıklarını gösteriyor. Türkiye'nin Z Nesli bundan farklıdır elbette. Ama bu film, dizi platformları ve sosyal medya çizgisiyle çeyrek asra kadar onlar da ABD'deki akranlarının paralelinde düşünmeye başlayabilirler. Bu da sosyolojik ve giderek politik mesele. Ve yerine göre milli güvenlik meselesi. Ailenin korunması, devletin korunması anlamına da gelir çünkü.

HER KUŞAĞIN İYİSİ KÖTÜSÜ VARDIR

Yazıyı yavaş yavaş toparlayayım: Elbette her kuşağın iyisi kötüsü vardır; her memleketin iyisi kötüsü olduğu gibi… Toplumu ilgilendiren her konuda yeni nesillere hafıza aktarımı millet olmanın gereğidir.

Bu nedenle Z'nin, Y'yi, dinlemediği, Y'nin; X'i dinlemediği, X'in eski kuşaklarının fikirlerine değer vermediği bir toplumsal atmosfer orta, uzun vadede milli güvenlik açısından riskler doğurur.

Mutlaka değişeceğiz, çağa ayak uyduracağız ama entelektüel, ahlaki, yerine göre siyasi çizgilerimiz de olacak, olmalı. Daha önce ortaya attığım, 'seçimin kaderini kripto Erdoğancılar belirleyecek' tezinin de altını çiziyorum. 14 Mayıs seçimlerinin aziz vatanımız için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

İlk Yorumu Siz Yapın

Gönder