Onlara en iyi şekilde bakıp büyütelim derken hayata hazırlamıyor, çocukları eksik bırakıyoruz. Oysa insan zoru yaşamadan, sorumluluk almadan gelişemez, güçlenemez.
Yakışıklı bir delikanlı Çağrı. Çocukluğunda da getirmişler kliniğe, hatta ilaç bile kullanmış. Şimdi büyümüş, liseyi bitirmiş ama sorunları bitmemiş.
Hafifçe gülümseyerek karşımdaki koltuklardan birine oturuyor.
*Hoş geldin Çağrı, seni dinliyorum.
- Hoş bulduk. Küçükken de bu kliniğe çok getirdiler beni ama yine de nereden başlayacağımı bilemiyorum. İşin aslı, ben korkularım yüzünden geldim size. Son zamanlarda hayat beni çok korkutuyor.
*Ne tür korkular bunlar?
- Hayatın ta kendisi sanırım... En çok da gelecekten korkuyorum. Oysa diğer arkadaşlarımın, hele ki benden küçüklerin hiç böyle dertleri yok. Sinir oluyorum hepsine, o kadar kızıyorum ki... Adamlar hiçbir şeyi kafaya takmıyor, tek bildikleri gezip tozup eğlenmek, keyiflerine bakmak.
Gönder