Bahattin Bey milli parkın tahliye kanalının hemen önünde şöyle diyor:“Bu su değil, siyah bir sıvı...”
DHA’dan gelen videoya ve fotoğraflara bakıyorum;
Gerçekten de simsiyah sıvının üzeri bembeyaz balık ölüleriyle kaplanmış.Peki bu fotoğraf ne anlatıyor:
Bembeyaz karınları yukarıda yatan ölü balıklar doğanın masumiyetini;
O simsiyah sıvı da insanoğlunun gözü dönmüş vahşetini anlatıyor..
Bir katliam.
Burası Ege bölgesinin en bereketli tarımsal su kaynağı olan Büyük Menderes Havzası.
Ne yazık...
Bir zamanlar gürül gürül akan, azgın köpüklerinden toprağa hayat fışkıran o Büyük Menderes ölüyor.
Onunla birlikte Türkiye’nin en bereketli ovaları tehlikeye giriyor.
Aydın, Söke, Denizli ovaları. Üzümden pamuğa kadar her türlü sebzenin yetiştiği bereketli ovalar ve ekosistem riske giriyor..
Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü bu felaket işareti için şu uyarıyı yapıyor:
“Burası Türkiye’nin en önemli sulak alanlarının başında gelen Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’nın tam ortası. Yaklaşık 6 kilometre boyunca sazlıklar ölü balıklarla dolu. Bu balıklar buradan denize kadar ulaşıyor. Bu konuda gerekli önlemler alınmazsa, bölgemizin en önemli biyolojik çeşitlilik alanında ekolojik yapı çökecek, tüm canlılar bundan olumsuz etkilenecek.”PEKİ NİYE BU ÖLÜMLER
Bahattin Bey bu sorunun cevabını da şöyle veriyor:
“Endüstri tesislerinin, fabrikaların, organize sanayi bölgelerindeki birçok işletmenin ağır metal ve kimyasallardan oluşan arıtmasız kirli atık sularının tahliye kanalına verilmesi suyu bu hale getirdi.”
1 HAFTA ÖNCE UYARMIŞTIM
Evet arkadaşlar bana göre çağımızın en büyük meselesi haline gelen bu çevre kirlenmesi için her türlü uyarıyı yapmayı görev edindim.
Güzel sonuçlar da alıyoruz.
Çevre Bakanlığı, Tarım Orman Bakanlığı çalışıyor.
Ama bu azgın ve gözü doymaz pervasızlık yine suç işlemeye devam ediyor.Arıtmasız fabrikalar, organize sanayi bölgelerinde acımasızca kimyasalları nehirlere veren işletmeler bir türlü durmuyor.
O yüzden ben arıtmasız fabrikalardan, tesislerden zehirli atıkları nehirlere göllere denizlere veren buinsanlara artık “seri katil” diyorum.Çünkü durmadan ve seri şekilde katlediyorlar.
Örnek mi?
Daha birkaç gün önce şöyle yazmıştım:
NE YAPMALI
İşte kuruyan Büyük Menderes... Ölen balıklar. Burası için söylüyorum:
- Sayın Denizli ve Aydın valilerimiz... Kaymakamlarımız.
- Çevre Bakanlığı il müdürlerimiz.
Lütfen denetimleri sıkılaştırın. Lütfen arıtmasız fabrikaları tespit edin.
Biliyorum mutlaka sizler de çalışıyorsunuz ama...
Biraz daha gayret. Biraz daha sabır.
Ve sevgili Büyük Menderes halkı. Lütfen gördüğünüz kirlenmeyi fotoğraflayıp gönderin.
CEZAYI VE DENETİMİ ARTTIRINCA OLUYOR
Arıtmasız işletmelerle mücadele edilince sonuç alınıyor. Tekirdağ Çevre Müdürlüğü göz açtırmıyor.
Körfez’de Kocaeli Belediyesi hem havadan hem karadan denetim yapıyor.
Örneğin;
İzmir İl Çevre Müdürü Ömür Özdil İzmir’e gider gitmez denetimlere başladı.
Belediye’nin kontrolsüz kalan arıtma tesislerine yüz binlerce lira ceza kesti. Denetimleri yoğunlaştırdı.
Bunun gibi çok örnekler var.
O yüzden gelin bu “seri katillerle” hep birlikte mücadele edelim.
Tekrar söylüyorum;
Vatan savunmak yalnızca cephede ve sınırda olmaz.
O vatanın ormanlarını, akarsularını, havzalarını, ovalarını, denizlerini, hayvanlarını korumadan tam vatan savunması olur mu?
Gönder