Bugün 28 Şubat 2023. Bundan 26 yıl önce postmodern darbe olarak nitelendirilen sürecin yıldönümü. Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçen bu süreçte sivil hayata müdahale edildi. Başörtülü kızların eğitim hakları ellerinden alındı, ülkenin huzuruna kastedildi. 28 Şubat'ın mağdurları ve mağdurların Meclis'teki temsilcisi olan isimler, yeni dönemde başka kadınlar mağduriyet yaşamasın diye verdikleri başörtüsü mücadelelerini SABAH ile paylaştı.
28 Şubat'ın simge ismi AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta: 28 Şubat sürecinde Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 5'inci sınıf öğrencisiydim. Derse devam etmeme rağmen 'Buradayım' diyorum, ismimin önüne 'T' harfi yani 'türbanlı' ifadesi konularak 'yok' yazıldım ve devamsızlıktan ceza aldım, okuldan atıldım. Yaşadıklarımızı hiç kimsenin yaşamamasını istiyoruz.
AK Parti Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir: Üzerinden 26 yıl geçti ama zihniyet aynı zihniyet ve hâlâ diri, canlı. Helalleşmenin de milletin aklıyla alay etmek olduğunu düşünüyorum. Milletin feraseti var, onların zaman zaman üzerini örttükleri ama yine arada ortaya çıkan zihniyete millet fırsat vermeyecektir. Geçmişte o kuşakta ciddi bir kayıp oldu, özellikle kadınlar açısından. Hâlâ o insanlar utanmadan kadın hakları konusunda da konuşuyorlar.
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin: Ben ve benim gibi milyonlarca kadın Türkiye'de başörtüsü problemini bizzat yaşadı, biz Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne geldik. Bu meseleyi anlamak bence Türkiye'yi anlamaktır. Eğer biz başörtüsünün kadınların hayatındaki etkilerini anlayabilirsek geçmişin yaralarını sarmak mümkün olacak.
AK Parti İstanbul Milletvekili İffet Polat: 28 Şubat, başta o dönemin cumhurbaşkanı olmak üzere siyasilerin, inancını yaşayan samimi insanlara karşı yapılan irtica kurgusuyla insanları ötekileştiren, insanları toplumun içerisinde kamplara bölen önemli bir darbeydi.
AK Parti Ankara Milletvekili Lütfiye Selva Çam: Yasakçı zihniyetlerini hep içlerinde saklasalar da ilk fırsatta özlerine dönmeyi çok iyi biliyorlar. Başörtüsü gibi pek çok yasağı biz kaldırdıkça da Anayasa Mahkemesi'ne gidip itiraz eden CHP'nin zihniyetinde en ufak değişiklik yok. Oradaki tek değişiklik, bir zamanlar 28 Şubat mağduru olduğunu söyleyenlerin gidip CHP'de vekil olması ya da AK Parti nefretiyle 6'lı Masa'da yerini alması. CHP, 28 Şubat sürecinden öyle kolayca sıyrılamaz.
28 Şubat Kadın Platformu Başkanı Mine İpek: Onlar bizi silmeye çalışırken biz 28 Şubat'la daha da var olduk aslında.
Şimdiki hayatıma da geçmişi unutmadan hatta dün yaşamışım gibi devam ediyorum. Sanki bir an unutsam, tekrar edecekmiş gibi. O sebeple imkân buldukça çalışma ortamlarımda sık sık hak ve özgürlüklerin dokunulmazlığından bahsediyor, tecrübelerimi aktarmaya çalışıyorum. Dünyalık nimetlere bir anlık dalma ve uyku hali elimizdeki imkânların bir anda kayabilmesine sebep olabilir. Şu an kendimizi her ortamda ifade etme imkânının sürekliliği için geleceğimizin teminatı gençlerimizin bu yaşananları unutmamasını özellikle hatırlatırım.
28 Şubat Öğrenci Derneği Genel Başkanı Emine İlyas: Günümüzde gençlerimiz çok farkında olmasalar da davasından vazgeçmeyen o nesil umut oldu.
Bir neslin ömür defterinde, zalimlerin adı zillet sıfatının yanına yazılırken, bu kutlu davada her daim bizlere destek olanlar, dua edenler, elini taşın altına koyabilen mert yürekler ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan daima duayla, minnetle, şükürle ve izzetle hatırlanacak.
28 Şubat mağdurlarından Veysiye Karakaya (36) o dönemde yaşadıklarını SABAH'a anlattı.
İmam hatip lisesi okuyan ablası gibi katsayı mağduru olmamak için önce düz lise, sonra da çok istediği gazetecilik yerine tarih okumak zorunda kalan Karakaya, "Babam 'Başörtülü olarak sana gazetecilik yaptırmazlar' diyordu. Öyle de oldu. Bolu İzzet Baysal Üniversitesi'nin kapısına girmeden başladı engeller. Başıma sürekli atkı ve bere taktım. Yasaklar yüzünden atkı ve bereden nefret ettim. Tüm kapılar yüzüme kapandı. Hiç mesleğimi yapamadım. Bu nedenle ikinci üniversite olarak adalet okudum" diyerek o süreci anlattı.
Karakaya: Yıllar sonra Cumhurbaşkanımız sayesinde tekrar hayal kurmaya başladım. Başörtüsü yasağı kaldırıldıktan sonra bile bazı üniversitelerde başörtülü girişe izin verilmedi. Erdoğan, 'Bir daha bu aynı zulüm olmasın' diye mücadele ediyor. Geleceğimizi düşünen bir Cumhurbaşkanımız var.
.
Gönder