adscode
adscode
adscode

60 yıllık birliktelik sona erdi! Türkiye'yi işaret ettiler

Ekonomi - Uzmanlar, kayıp Rus gazını telafi etmek için Almanya, Yunanistan, İtalya, Polonya ve bunlara ek olarak Türkiye'nin LNG terminallerinin bir seçenek olabileceğini ifade ediyor.

60 yıllık birliktelik sona erdi! Türkiye'yi işaret ettiler

OME Petrol ve Gaz Direktörü Sohbet Karbuz, Ukrayna'nın AB ülkelerine gaz sevkiyatını durdurmasının etkilerini ve olası sonuçlarını AA Analiz için kaleme aldı.

İkinci Dünya Savaşı'ndan kısa bir süre sonra Sovyetler Birliği, Polonya'ya ardından da Çekoslovakya'ya doğal gaz ihraç etmeye başladı. Batı Avrupa'ya yapılan doğal gaz ihracatı ise 1968'de başladı.1970'li yıllar itibarıyla Batı Almanya, Finlandiya, İtalya ve Fransa da Sovyet gazını kullanan ülkeler arasında yer almaya başladı.

UKRAYNA GAZ TRANSİT ANLAŞMASININ SONA ERMESİ NASIL SONUÇLAR DOĞURUR?

Ukrayna'dan geçen Sovyet dönemi boru hatları üzerinden Avrupa'ya yapılan Rus doğal gaz ihracatı 60 yılın ardından 2025 yılının ilk günü itibarıyla sona erdi. 2024 yılında Ukrayna üzerinden yaklaşık 15,5 milyar metreküp Rus gazı taşındı. Bunun 13 milyar metreküpü Avrupa Birliği (AB) ülkelerine, kalanı ise Moldova'ya aktarıldı. AB Komisyonu'na göre Avrupa gaz sistemi, Ukrayna transit anlaşmasının sona ermesiyle başa çıkmak için yeterli kapasiteye sahiptir. AB'nin Ukrayna üzerinden boru hattıyla Rus gazı ithalatını kaybetmesi çok büyük sorun yaratmayabilir. Söz konusu miktar sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ile alternatif boru gazıyla telafi edilebilir. Ancak bunun ekstra bir maliyeti olacaktır. AB Komisyonu'na göre kayıp Rus gazını telafi etmek için Almanya, Yunanistan, İtalya, Polonya ve bunlara ek olarak Türkiye'nin LNG terminalleri bir seçenek olabilir.

Ukrayna üzerinden Rus gazının Avrupa'ya sevkiyatının sona ermesi beklenmeyen bir şey değildi. Asıl ilginç olan Rusya'ya karşı 15 yaptırım paketini hayata geçiren AB'nin Rusya'dan gaz ithalatını yaptırımlar dışında tutmasıdır. Çünkü yaklaşık 3 yıldır yer üstünde devam eden savaşa rağmen yer altında gaz akışı devam etti ve hatta gaz altyapısı savaş süresince herhangi bir tahribata uğramadı. Bazı mecralarca Rus savaş makinesinin fosil yakıt ithalatı yoluyla finanse edilmesi söylemi propaganda malzemesi olarak kullanılmasına rağmen AB geçen sene Ukrayna üzerinden 5 milyar dolar civarında olduğu tahmin edilen Rus doğal gazı almış ve bu gazın Avrupa'ya iletilmesi için Ukrayna 1 milyar dolara yakın transit geliri elde etmişti. Ancak hipokrasi bununla da bitmiyor. AB ülkeleri Rusya'dan LNG almaya devam ediyor ve alınan miktar her geçen yıl artıyor. Hatırlanacak olursa Haziran 2024'te kabul edilen 14. yaptırım paketi çerçevesinde Mart 2025'ten itibaren geçerli olmak üzere Rus LNG'sinin AB limanları üzerinden üçüncü ülkelere yeniden ihracatı yasaklanmıştı. Ancak AB'nin toplam LNG ithalatında yaklaşık yüzde 20 payla en büyük ikinci ülkenin Rusya olması bir sorun olarak görülmüyor. AB'nin hazırlamakta olduğu 16. yaptırımlar paketine Rusya'dan LNG'nin ithalatının sona erdirilmesi veya kademeli olarak azaltılması konusunda bir ekleme yapılıp yapılmayacağı ise Şubat ayında netleşecek.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump'ın 20 Ocak 2025 tarihinde göreve başlamasıyla Ukrayna gaz transit anlaşması konusunda bir gelişmenin olup olmayacağı belirsizliğini koruyor. Şimdilik bilinen, Ukrayna'nın anlaşmayı uzatmaması kararının birçok AB üyesi ve özellikle Avrupa Komisyonu tarafından desteklendiğidir. Bilinen diğer bir konu da AB Komisyonu'nun Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden kısa bir süre sonra geliştirdiği ve devreye soktuğu REPowerEU planı çerçevesinde AB'nin Rus fosil yakıtlarına bağımlılığını sona erdirmedeki kararlılığını devam ettirmesidir.

LNG PİYASASI NASIL ETKİLENECEK?

Küresel LNG piyasasının önümüzdeki 1-2 yıl dar bir piyasa olarak kalması bekleniyor. Bu nedenle oluşabilecek fiyat oynaklığına aşırı maruz kalmamak için kullanılabilecek araçların başında gaz stokları geliyor. AB gaz piyasası düzenlemelerine göre 1 Kasım 2024 tarihinde AB çapında gaz depolarının doluluk oranının yüzde 90 olması gerekiyordu, açıklanan verilere göre oran yüzde 95 oldu. Bu oran, AB'nin yıllık gaz tüketiminin yaklaşık üçte birine denk gelen yaklaşık 100 milyar metreküp civarındaydı. Ancak kışın beklenenden soğuk geçmesi, düşük rüzgar hızı, elektrik üretiminde doğal gaza başvurulması, Asya'dan gelen güçlü rekabet nedeniyle ısıtma sezonu boyunca LNG ithalatının düşmesi gibi nedenlerle gaz stokları hızla tüketilmeye başlandı.

Nihayetinde 2 buçuk ay içinde stokların doluluk oranı 5 yıllık ortalamanın altına düşerek yüzde 62'ye indi. Hızla tükenen gaz stoklarına ilişkin endişeler ocak ayı başında Avrupa referans gaz fiyatının 14 ayın en yüksek seviyelerine çıkmasına neden oldu. Bu yılın birinci çeyreğinde gaz depolarından daha fazla geri çekilmesi demek, yılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde depoları doldurmaya daha fazla ihtiyaç duyulacağı anlamına geliyor.

Artan gaz talebiyle birlikte Avrupa'nın LNG ithalatının 2025'in başından bu yana yükselişe geçmesine rağmen gaz stoklarının hızla erimesi acaba AB'nin 1 Şubat 2025 gaz depolama doluluk hedefi olan yüzde 50 seviyesini aşağı çekecek mi sorusunu gündeme getirecektir. Diğer yandan, Asya ile olabilecek herhangi bir LNG rekabeti Avrupa'da gaz fiyatlarını yukarı çekecektir. Asıl merak edilen soru ise Kasım 2025'e kadar AB'nin yüzde 90'lık depolama hedefine ulaşıp ulaşamayacağı ve küresel LNG pazarında Asya ile rekabetin ne kadar yoğunlaşacağıdır.

Genel olarak, Rusya'nın Ukrayna üzerinden gaz transitinin sona ermesi, Orta Avrupa'daki gaz dengeleri üzerinde önemli bir etkiye sahip olmasına rağmen bir bütün olarak Avrupa için bu etki daha sınırlıdır. Buna rağmen, söz konusu arz kaybı 2025'te Avrupa LNG ithalatının yıllık bazda artmasına katkıda bulunacak ve bu da küresel LNG pazarının birkaç yıl sonra devreye girmesi beklenen yeni LNG arz dalgasına kadar nispeten sıkı kalmasına katkıda bulunacaktır.

HANGİ ÜLKELER ETKİLENECEK?

Rus gazının Ukrayna üzerinden akışının sona ermesinden etkilenecek ülkeler arasında Slovakya, Avusturya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, İtalya, Moldova ve Moldova'nın ayrılıkçı bölgesi Transdinyester yer alıyor. Moldova, Rus gazını ithal etmiyor ve Ukrayna gaz depolarından yararlanıyor. Ancak Moldova'nın Transdinyester bölgesi, Ukrayna üzerinden taşınan Rus gazına tamamen bağımlı ve bu gaz aynı zamanda Moldova'nın elektrik ihtiyacının çoğunun dayandığı Transdinyester'deki Mgres elektrik santralini de besliyor. Bu nedenle, Moldova'nın Transdinyester'in gaz talebini karşılamak için ek alternatif arzlara erişmesi kritik öneme sahiptir.

Bu durumdan etkilenecek diğer bir ülke ise Slovakya'dır. Slovakya Başbakanı Robert Fico, gaz akışının durmasının Slovakya'ya yüz milyonlarca dolara mal olacağını ve bu kaybın telafi edilmemesi halinde karşı önlemlere başvurabileceğini ifade etti. Söz konusu karşı önlemler arasında Ukrayna'ya Slovakya'dan elektrik ihracatını kesmek ve Ukrayna'nın AB üyeliğini desteklememek yer alıyor. Diğer etkilenecek ülkeler ise alternatif tedarik önlemlerini uygulamaya koymakla meşguller, ancak bu önlemler ek bir maliyeti beraberinde getirecektir. Ukrayna ise doğal gazda kendi kendine yeterli olduğundan, transit anlaşmasının sona ermesinden gaz arzı anlamında etkilenmeyecektir. Etkilenecek diğer ülkeler ise gaz depolarına başvurmak, LNG yoluyla diğer ülkelerden açığı kapamak gibi opsiyonlara sahipler.

TÜRK AKIM BORU HATTI

Nihayetinde, Rus gazını Avrupa'ya ulaştıran tek operasyonel doğal gaz boru hattı olarak Türk Akım kaldı. Türk Akım Boru Hattı, Rus gazını Karadeniz'den iki paralel hat olarak Türkiye ve Avrupa'ya ulaştırıyor. Bu hatlardan biri yıllık 15,75 milyar metreküp kapasiteye sahip Türk Akım 1. Bu hat, Türkiye'nin ihtiyacı için kullanılırken, aynı kapasiteye sahip olan ikinci hat Türk Akım 2 uzantısı Balkan Akımı adıyla Bulgaristan ve Sırbistan üzerinden Macaristan'a uzanıyor. Bulgaristan bu hat aracılığıyla gaz kullanmıyor ancak transit geçişten dolayı bir gelir elde ediyor. Slovakya da halihazırda Macaristan üzerinden bu hattan Rus gazı temin ediyor.

Ancak Türk Akım Boru Hattı'nın ne kadar daha operasyonel kalacağı iki temel nedenden ötürü belirsizliğini koruyor. Birinci neden Türk Akım Boru Hattı'nın fiziki bir saldırı sonucu devre dışı bırakılma olasılığıdır. Ocak ayının ortasına doğru Rusya Savunma Bakanlığı, Türk Akım Boru Hattı'na doğal gaz sağlayan Krasnodar bölgesindeki Russkaya kompresör istasyonunun altyapısına insansız hava araçlarıyla bir saldırı girişiminde bulunduğunu duyurdu.

Türk makamlarınca da teyit edilen bu teşebbüs Türk Akım Boru Hattı'nı hedef alan ilk saldırı girişimi değildi. Fiziki bir saldırı sonucu bu hattın devre dışı kalması Türkiye enerji güvenliği için bir tehdittir. Enerji güvenliği bir ulusal güvenlik meselesi olduğundan Türkiye'nin enerji güvenliğini tehdit edecek herhangi bir eylem Türkiye'nin ulusal güvenliğine saldırı olarak görülmelidir ve ona göre değerlendirilmelidir.

İkincisi, AB'nin Rus doğal gazına olan bağımlılığını 2027 yılına kadar aşamalı olarak sona erdirmeyi amaçlayan REPowerEU planıdır. Söz konusu plan güncellenmediği sürece bu hattan Rus gazı alan AB üyelerine ithalatlarını sonlandırmaları yönünde politik baskı artacaktır.

adscode

İlk Yorumu Siz Yapın

Gönder