ABD’deki konu önemli ama önce daha yakından bir olaya bakalım.
Hrant Dink’in katili Ogün Samast cezaevinden salıverildi. Halkın arasında olacak bundan böyle. 16 yıldan biraz daha fazla hapis yattıktan sonra ‘iyi hali görüldüğü için’ serbest kalması gerekiyormuş. İnfaz yasası böyleymiş.
İnanılacak gibi değil, ama gerçek.
Cinayet tek bir kişinin eylemi olarak görüldüğü ve o kişinin yaşı da o sırada küçük olduğu için yargılamanın sınırlı tutulduğu düşünülerek böyle bir sonuç her an beklenmeliydi.
İçeride bir gardiyanı yaraladığı için serbest kalması biraz gecikmiş, yoksa daha erken çıkacakmış…
Bir kere daha tekrarlayacağım: İnanılır gibi değil, ama gerçek.
Örgütlerin cinayet türü eylemleri küçük yaştaki tiplere işlettikleri bilinir. Yargı, en baştan örgüt bağlantıları üzerine gitmeliydi. O bağlantılar çok belirgindi aslında. Yakalandığında Türk bayrağıyla hatıra fotoğrafı çektiren devlet görevlileri bile vardı.
Türkiye’de onca yıldır en önemli sorunlarından birinin çözümünde gönüllü çaba gösteren Hrant Dink’in bıraktığı boşluk doldurulamadı. Katilinin serbest bırakılması o boşluğu umarım daha fazla büyütmez.
Bu konuda yazılacak ve konuşulacak daha çok ayrıntı var, ancak bugün taze bir gelişmeden de söz etmem gerekiyor.
……..
FBI New York Belediye Başkanı üzerinden Türkiye’ye mesaj (mı) gönderiyor
Gazze konusunda dünyada ciddi bir ayrışma yaşanıyor; 7 Ekim öncesine kadar aynı safta davranan ülkelerde İsrail ile ilgili tavırlarda ciddi değişiklikler görülüyor.
En ciddi farklı tavır sergileyen ülkelerin başında da Türkiye geliyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Gazze konusunda belirlediği Hamas-yanlısı politikaya paralel olarak halkta da İsrail’e ve İsrail’i destekleyen ülkelere karşı tepkiler, başka ülkelerin resmi politikaları ve halklarının tepkisinden hayli ileride.
İsrail yanlısı olmada en ileride görünen ülke ise ABD.
ABD başkanı Joe Biden İsrail’i savunmak için yalan olduğu kesinleşmiş konuları bile gerçekmiş gibi tekrarlamaya devam ediyor. Dün de öyle yaptı; Hamas’ın çocukların başlarını kestiğini bir kez daha tekrarladı.
Geçmişte de Türkiye ile ABD’nin birbirlerine ters düştüğü konular olmuştu, ancak Gazze konusundaki ayrışma daha önceki ihtilaflara hiç benzemiyor. Arada konuya yaklaşımda uçurum var.
Her zamanki kuşkuculuğumla, bu ayrışmanın ABD’den nasıl bir tepki göreceğini merakla beklemekteydim. İsrail’in kadın-çocuk ayırmadan yürüttüğü topyekün savaşını en başından bugüne en hararetle destekleyen gazete olan Wall Street Journal, beklentime cevap teşkil edebilecek ilk olayı iki gündür duyuruyor.
New York Belediye Başkanı Eric Adams’ın Türkiye ile, AK Parti, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesi fertleri ile yakınlığı araştırma konusu.
FBI, Başkan Adams’ın evinde, ofisinde aramalar yapmış, elektronik cihazlarına el koymuş.
Başkanın bazı yakın mesai arkadaşlarının evleri de FBI tarafından basılmış.
Şimdiye kadar araştırmaya konu olan, ABD’de kayıtlı olarak faaliyet gösteren Turken Vakfı’nın ve vakıf yöneticilerinin Başkan Adams’a seçim kampanyası sırasında yaptıkları bağışlar…
Başkan Adams vakıf üyesi üç kişiden toplam 6 bin dolar bağış kabul etmiş…
Evet, yanlış okumadınız, yalnızca altı bin dolar…
Kaldı ki, ABD’de bu tür siyasi bağışlarda 2 bin 200 dolar limiti olduğu ve bağış yapanlardan biri de kampanyaya bu limitin üzerinde bir miktar gönderdiği için, başkan adına işleri çekip çevirenler, bağışın bin dolarını gelir gelmez o kişiye iade edivermiş.
Turken Vakfı ABD’de kayıtlı. Konuyu ele alan gazeteler ve haber siteleri vakfın Bilal Erdoğan ile ilişkili olduğunu, mütevelli heyetinde de Esra Albayrak’ın bulunduğunu özellikle belirtiyorlar.
Daha önce varlığından haberdar olmadığım bir başka Türkiye irtibatlı kuruluşun adı da bu arada geçiyor: Turkish American Steering Committee (TASC)… Bu kuruluşun üç üyesi de Eric Adams’ın seçim kampanyasına bağışta bulunmuş. Toplam 12.600 dolar…
Wall Street Journal gazetesi başka medya organlarında da yer alan bu ayrıntılara ek olarak doğrudan Ankara’yı ve devleti de işin içine karıştırıyor.
New York’ta Birleşmiş Milletler karşısında uzun yıllar hizmet vermiş Türkevi yıkılmış, onun yerine daha işlevsel bir bina yapılmıştı. O bina inşaatının yapımını kolaylaştırmada Adams’ın rolü olmuş iddiaya göre.
Türkiye’nin New York Başkonsolosu Reyhan Özgür 2021 yılı Eylül ayı başlarında Başkan Adams’a ulaşmış ve kendisinden yardımcı olmasını istemiş…
Adams, bu konuyu soran gazetecilere, “Tamam da, seçimle işbaşına gelenlerin her zaman yaptığı bir şey bu: Seçim bölgesinde bulunanlar yardımcı olunması için bizlere ulaşırlar, biz de ilgili yere” açıklamasını yapmış.
Bu arada, WSJ, Türk Hava Yolları’nın adını da olaya karıştırıyor.
Haberleri okudukça, nedense bunlar bana Biden yönetiminin Türkiye’ye mesajı imiş gibi geliyor.
Acaba yanılıyor olabilir miyim?
[Bu arada Eric Adams da Joe Biden gibi Demokrat Partili.]
Arkası gelmezse yanıldığımı düşünebilirsiniz.
Gönder