adscode
adscode
adscode

Afrika nın kaderi dört kişinin elinde

2022 Dünya Kupası bu organizasyonun ilk kez bir Arap ülkesine gitmesinin dışında da ilklere sahip turnuvaya katılan beş Afrika ülkesini de yerel teknik direktörlerin çalıştırması gibi Turnuvada

Afrika nın kaderi dört kişinin elinde

Dünya Kupası dendiğinde akıllara Brezilya, Arjantin ya da Avrupa takımları gelse de 2022 Dünya Kupası'nı özel kılan olaylardan birinde Afrika'nın imzası vardı. Turnuvaya katılan Afrika takımlarının tamamı, tarihte ilk kez bu organizasyona yerel teknik direktörleriyle geldi. Senegal'i Senegalli Aliou Cisse, Gana'yı Ganalı Otto Addo, Kamerun'u Kamerunlu Rigobert Song, Fas'ı Faslı Walid Regragui ve Tunus'u Tunuslu Jalel Kadri çalıştırıyor. Senegal son 16 biletini cebine koyarken Kamerun, Fas ve Gana'nın şansı da düşük değil. Grubunu üçüncü sırada tamamlayan Tunus ise turnuvaya veda etti.

"AFRİKA'YLA İLGİLİ HER TESPİT ÖZÜNDE BİR ELEŞTİRİYİ DE BARINDIRMALI"
Dünya Kupası tarihinde şampiyonluğa ulaşan takımları bugüne kadar hep kendi ülkelerinden antrenörler çalıştırdı. İtalya da Uruguay da Brezilya da başarıya yerellikle ulaşırken Afrika takımları kerameti çoğunlukla Avrupalı antrenörlerde aradı. Peki bir Afrika ülkesini, o ülkeden birinin çalıştırması, bir Avrupa ülkesini o ülkeden birinin çalıştırmasından neden farklı? "Bunun aslında çok uzun bir cevabı var. Konu hakkında daha sağlıklı konuşmak için en basitinden dünya tarihine belli ölçüde hakim olmak gerekiyor" diyor Afrika futboluyla ilgilenen yorumcu Cihat Akbel. "Avrupa son 700 senesini kendine kaynak yaratmak üzerine yaşadı. 'Açgözlülük İmpartorluğu’nun zenginlik çabası da dünyanın her yerindeki toprak parçasına uzandı. Bu açgözlülükten en büyük zararı gören de tabii ki Afrika ülkeleri oldu. Bundan sebep Afrika’yla ilgili her tespit, özünde bir eleştiriyi de barındırmalı. Afrika'daki ülkelerin geri kalmak demeyelim ben bu tabiri çok insafsız buluyorum, çağı yakalayamama sebebi bu… Yani bu kıtaya dair bir şeyler söylemek istiyorsak kafamızın ortasına çakılmış bir ‘gerçekler’ çivisi lazım"


"SEÇİMLER GENELDE 'İYİ OLAN DIŞARIDADIR' FİKRİYLE ALAKALI"
Afrika takımlarının ülkelerdeki iç dinamikler ve refah seviyesi olarak birbirlerinden çok farklı olduğunu dolayısıyla futbola yaklaşımların da değişkenlik gösterdiğini vurgulayan Akbel, "Mesela Tunus ve Senegal bugüne kadar çoğunlukla yerli hoca seçti." diyor ve ekliyor: "Gana ve Fas’ta bu sayı azınlıktadır… Kamerun’da ise çok çok azdır. Almanya örneği üzerinden Hansi Flick’le kıyaslarsak temel fark şurada: Antrenör seçimleri o dönem iktidarda olan hükümet ve federasyon başkanlarının olaya bakışıyla değişse de genelde negatif bir Afrika refleksi olan 'iyi olan dışarıdadır' fikriyle alakalı…"

Beş teknik direktör arasında Avrupa futboluyla bağlantısı olmayan tek kişi Tunus Teknik Direktörü Jalel Kadri. 50 yaşındaki çalıştııcı ağırlıklı olarak ülkesinde görev yaptı
BEŞ TEKNİK DİREKTÖRÜN DÖRDÜ AVRUPA FUTBOLUNDAN GELİYOR
Bu beş teknik direktörün dördü, Avrupa futbolunun üst düzey liglerinde isim yapmış kişiler. Aliou Cisse Senegal'de, Rigobert Song ise Kamerun'da doğsa da Premier Lig'de oynadılar. Cisse gençken Fransa'ya göç etti, Song ise 1998 Dünya Kupası'nda Kamerun'la boy gösterdi. Fas'ın teknik direktörü Walid Regragui ise Paris'in banliyölerinde doğup Fransız takımları için oynasa da teknik direktörlüğe Fas'ta başladı. Otto Addo ise Hamburg'da doğup Bundesliga'da top koşturdu. Sadece Tunus'un teknik dierktörü Jalel Kadri kendi ülkesinde futbol oynayıp teknik direktörlük yaptı.

"AFRİKA'DA YABANCIYA DUYULAN GÜVEN HALA DAHA YÜKSEK"
Afrika'da yabancı antrenörlere duyulan güvenin hala çok yüksek olduğunu belirten Akbel, Senegal'le Afrika Uluslar Kupası'nı kazanan Aliou Cisse'yi örnek gösteriyor. "Aliou Cisse ülkesine başarılı olabileceğini gösterdi ama Senegal bu konuda daha iyi durumda… Otto Addo göreve getirilirken takımın idari menajeri Chris Hughton yapıldı. Vahid Halilhodzic’i haksız yere gönderen Faslılar liginde çok başarılı olan Walid Regragui’nin üzerine Belçikalı Van Puyvelde’yi diktiler. Afrika’da yabancıya duyulan güven daha yüksek, bunun birçok karmaşık sebebi var ve özünde aynı negatif yere çıkıyor. Yani Almanlar zaten Alman seçer ya da İspanyollar kumandayı başkasına vermez. Fabio Capello, İngiltere’nin başına geçtiğinde neler oldu hepimiz biliyoruz. Bence burada en büyük olay beş Afrika ülkesinin de aynı anda beş yerli antrenörle çalışıyor olması… Tabii bu biraz da tesadüfi… Bunun olma ihtimali bu Dünya Kupası’ndan sonraki turnuvalarda da çok düşük."


Afrika futbolu, Avrupa'ya göçen ve burada top koşturan bir nesille yeni bir güç bulmuştu. Senegal'in başına 2015'te geçen Aliou Cisse, nispeten başarısız geçen 2018 Dünya Kupası'ndan sonra da görevine devam etti ve Senegal, 2022 Afrika Uluslar Kupası'nda şampiyonluğa uzandı. Cisse'yi özel yapan ise sahadaki başarısıyla sınırlı değil. 2002'de tarih yazan Senegal Milli Takımı'nın da kaptanıydı ve yıllar onu Senegal futbolunun lideri haline getirdi. Senegal, Güney Kore ve Japonya'da düzenlenen turnuvada son şampiyon Fransa'yı eleyerek çeyrek finale kadar çıkmış ve İlhan Mansız'ın altın golüne kadar tarih yazmıştı.

"YILLARCA AVRUPA'DA YAŞADIM AMA HALA SENEGALLİ HALA AFRİKALIYIM"
Cisse'nin futbolculuk kariyeri Avrupa'yla özdeşleşse de FIFA'ya verdiği röportajda Afrikalı ve Senegalli olduğunu söylüyor: "Avrupa'da yıllarca yaşadım ancak hala Afrikalı ve Senegalliyim" 2019'daki Afrika Uluslar Kupası'ndaki yabancı teknik direktör sayısı ile 2022 Afrika Uluslar Kupası'ndaki yabancı antrenör sayısının giderek düşmesine dikkat çeken Cisse "Yıllar önce Avrupa'da ya da kendi milli takımlarımızda teknik direktörlük yapmak için yeterli olmadığımızı fark ettik ve buna eğildik" diyor.

ANTRENÖRLÜKTE YERELLİK NEDEN BU KADAR GECİKTİ?
Senegal'i çalıştıran ilk Senegalli Aliou Cisse değil, daha önce başka teknik direktörler de oldu ama hiçbiri onun kadar etki yaratamadı. "İnsanlar için ilham kaynağı mıyım, doğrusunu söylemek gerekirse bilmiyorum" diyor Cisse. "Kendi ülkenizde teknik direktörlük yaptığınızda beklentiler biraz fazla oluyor ama bu ülkenin geçmişini, insanlarını ve hissettiklerini bilenler varken neden yabancılar tercih edilir anlamıyorum. Kendi açımdan bakarsam geçmişini bilmediğim bir ülkenin geleceğini konuşamam"

2022 Dünya Kupası'na katılan 32 ülkenin 22'si milli takımlarını yerli teknik direktörlere emanet ederken Afrika takımlarının tamamı bunu ilk kez tercih etti. Teknik direktör düzeyinde lokal temsiliyet neden bu kadar gecikti? "Afrika futbolu 90’lardan sonra kendini buldu" diyor Akbel. Bunda açılan akademilerin ve futbolun ticarileşmesinin payı büyük. İki yüz sene önce Portekizliler, Fransızlar Afrika’da ne yaptıysa aynısını bu kez daha ‘modern’ bir şekilde yaptılar. Yani bu açıdan da ironik tabi"

"BEŞTE BEŞ TEMSİL BİRAZ TESADÜFİ"
"Beş takım da temsil ediliyor ama bu biraz tesadüfi. Tunus antrenörünü gönderip birilerini aradı bulamayınca Kadri’yle devam etti. Halilhodzic, Fas'tan hiç gitmeyebilirdi. Gana'nın başında Otto Addo değil Chris Hughton olabilirdi. Yani bugün sadece iki takımın antrenörü yerli olurdu. Bunlardan birisi de federasyon başkanı olan Samuel Eto’o’nun sözünü geçirebileceği birini takıma koyma fikriyle hareket edip göreve getirdiği Rigobert Song. Bu konuda da genel istikrar yakalanır mı emin değilim. 2026 Dünya Kupası’ndaki beş Afrika takımının da hocası yabancı antrenör olabilir, bu kimseyi şaşırtmaz"


Avrupa'da doğup büyüyen Afrikalı sayısı milyonlara ulaşmış durumda. Bu nesiller popüler kültüre, siyasete entegre olsalar da kendi kimliklerini korumaya çalışıyorlar. Akrabalarının bulunduğu ülkelerine sık sık gidiyorlar ya da onlara maddi destekte bulunuyorlar ama değişim esasında futbolda yaşanıyor. Avrupa'da top koşturan Afrikalı futbolcuların geçmişi çok daha eskiye dayansa da 1990'ların ortasından itibaren üst düzey liglerde yıldızlaşanlarına şahit olduk.

AVRUPA'NIN ÜST DÜZEY LİGLERİNDE SADECE BİR AFRİKALI TEKNİK DİREKTÖR VAR
Avrupalıların 'farkında olmadan' yaptığı ırkçı yaklaşıma göre Afrika kökenli futbolcular 'hız ve güç'leriyle öne çıkıyor ama oyunlarının karakteriksel özellikleri arasında "zeka" ya da "oyun bilgisi" yer almıyordu. Michael Essien, Didier Drogba, Samuel Eto'o, Yaya Toure bu hakim anlatıyı nispeten kıran ilk futbolcular olmuşlardı. Akbel ise bu yaklaşımın yok olduğunu düşünmüyor. "Çok büyük antrenörler dahi seçimlerini yaparken Afrikalı oyuncuyu atletizmi ve esnekliği sebebiyle tercih ediyor. Kaç tane oyun kurucu Afrikalıyı en üst seviyede gördük? Çok azdır. Aslında bu bir zeka problemi değil. Fransa’da ya da Avrupa ülkesinde altyapısını geçirmiş Afrika kökenli oyuncular farklı bir metodolojiyle gelişiyor. Bu sebeple oyuna bakışları kendi yaşıtlarında Afrika’da doğmuş çocuklardan çok daha farklı. Tabii bunlar çok fazla parametreye bağlı…"

Futbolcuların bu hakim anlatıyı kırma yolunda nispeten yarattığı etkiyi teknik direktörler için söylememiz en azından şu an için söz konusu değil. Fransa İkinci Ligi ekibi Dijon'u çalıştıran Omar Daf'ı saymazsak Avrupa'nın üst düzey liglerinde şu anda çalışan sadece bir Afrikalı teknik direktör bulunuyor. Mbaye Leye, Belçika ekiplerinden Zulte Waregem'i Haziran 2022'den bu yana görev yapıyor. Futbolcuların yarattığı etkiyi teknik direktörler yaratabilir mi? "Kısmen evet ya da hayır" diyor Akbel. "Çünkü bu antrenörleri de o ülkenin insanları seçiyor. Bu sebeple diğer örnekten ayrışıyoruz" 2022 Dünya Kupası, Afrikalı teknik direktörlerin temsili ve gelecekleri açısından da önemli.

2007'den 2019'a kadar Belçika'da top koşturan Mbaye Leye, Standard Liege'den sonra Zulte Waregem'in başına geçti.
"SİYAHİLİK KONUSU AVRUPALININ KABUS GÖRDÜĞÜ BİR ŞEY, AŞMALARI ZAMAN ALACAK"
Cisse, 2018 Dünya Kupası sonrasında teklifler aldığını açıklasa da ilgi gösteren kulüplerin orta düzey olduğunu vurgulamıştı. Burada gösterilecek başarıyla dünya futbolunda söz sahibi takımların başında Afrikalı antrenör görebilir miyiz? "Çok zor" diyor Akbel, aynı durumun hakemler için de geçerli olduğunu hatırlatarak. "Beş büyük ligde kaç tane siyahi antrenör var? Patrick Vieira, ona Fransız diyelim. Antoine Kombouare? O da Kaledonyalı, Fransız sayılır. Mbaye Leye örneği var. O da Belçika Ligi’nde… Bence kulüplerin bu aşamaya gelmesine çok var. Siyahilik konusu Avrupalının kabus gördüğü bir şey. Aşmaları zaman alacak"


Tunus, Fransa, Danimarka ve Avustralya'nın bulunduğu grubu tek galibiyetle tamamlayıp turnuvaya veda etse de son 16'ya yükselen Senegal'in dışında üç takım da yola devam ediyor. Bu takımlar, Afrika tarihinde bir ilki başarıp grup aşamasında 18 yani şimdiye kadar elde edilen en yüksek puana ulaştılar, Kamerun, Fas ve Gana hala son grup maçlarını oynamadılar. Tarihte hiçbir Afrika takımı çeyrek finalden daha yukarısını görememiş iken bu turnuvada fazlasını görebilir miyiz? "Bu zor bir soru" diyor Akbel. "Gana’nın kadrosunu çok beğeniyorum. Fas da çok olaylı geldi ama epey iyi bir kadroya sahipler. Kamerun çok savruk ve şansı yok gibi. Tunus elendi. Senegal biraz yürüyebilir ama tahmin etmek de zor. Bu kesin uçar kaçar diyebileceğim takım yok"

Afrika'da 90 dakikalık da olsa bir "kıtasal dayanışma"dan söz edilebiliyor. Edebiyatçı Chimamanda Adiche'nin 2010 Dünya Kupası için söylediği "Ulusalcılığın sınırları, ülken yenildiğinde genişliyor" ifadeleri bugün de geçerliliğini koruyor. Afrikalıysanız önce kendi ülkenizi desteklersiniz, ülkeniz elendiyse destekleme sırası diğer Afrika ülkelerine gelir. Milyonlarca kişi umutlarını Katar'da yoluna devam eden dört teknik direktöre bağlamış durumda.

adscode

İlk Yorumu Siz Yapın

Gönder