adscode
adscode

Ahmet Çiğdemin Sadakat Güzergahı

Ahmet Çiğdemin Sadakat Güzergahı

Ahmet Çiğdem’in bu kitabı hazırladığından haberim olmuştu. Benden İsmet Özel’in “Zor Zamanda Konuşmak’ının ilk baskısını istemişti. Buldum aslında. Ama zannediyorum Ahmet Çiğdem benden önce buldu.

‘Bu kitap’ dediğim hangi kitap?

Yeni çıktı. Sadakat Güzergahı. (Vulgus.)

Neyden bahsediyor?

Çiğdem kendisi söylesin:

“Bu kitap, kabaca ve bir iki istisnasıyla 1978-1983 yılları arasında okumaya çalıştığım, o zaman güçlü tesirleri altında kaldığım ve şimdi beni hala etkilediğini sandığım bazı metinler üzerinedir.”

Hangi metinler? Hemen sıralayayım.

Sadettin Elibol: Sınıfsız Dünya, Cahit Zarifoğlu: Yaşamayı Biriktirmek, Sezai Karakoç: Diriliş ve “Stürüktür,” Peyami Safa: Öğretici Sentez, Cemil Meriç: Homo Sententiosus, Ali Bulaç: Düşünceden İnanca, İsmet Özel: Rattus Norvegicus, Erol Güngör: Milliyetçilik ve Din, Murat Belge: Çoğul Rol Tekil İnsan, Fazlurrahman: Tarihselliğin Keşfi, Şerif Mardin ve Sabri F. Ülgener: Din ve Ötesi.

Böyle bir kitap yazmak kendini yazmanın bir çeşididir.

Ben kendi “Sadakat Güzergahı”mı yazsam aynı isimleri ve aynı metinleri mi yazardım?

Burada adı geçen yazarların her birinden, kiminden daha az, kiminden daha çok, ben de bir şeyler öğrendim.

En az üç tanesi mutlaka benim ‘Sadakat Güzergahı’ma da girerdi.

Ru be ru tanıştığım, bana emeği geçen başka birkaç isim de girerdi.

Bazısını da çok sevdiğim için kitabıma alırdım.

Neyse, böyle bir kitap herhalde yazmayacağım. O yüzden isimler sıralayıp da bazı insanlara “Hımmm” dedirtmeyeyim.

“Kitapta ele alınan metinlerin tekil bir tecrübeye tekabül ettiğini sanmıyorum; benim kuşağımdan birçok insan muhtemelen bu tecrübe hakkında benzer fikirler serdedecektir.”

Tamam, ben de bunu diyordum.

Baştan söyleyeyim, Çiğdem’in kitabını harika buldum.

Okurken hatıralarım tazelendi.

Satır aralarında zamanında altını çizmediğim ya da çizemediğim nükteler yakaladım. Yeri gelince işaret ederim.

İlk isim Sadettin Elibol. İlk metinler Sınıfsız Dünya ve İlim ve İdeoloji.

Talihli bir tesadüf. Çankırı’da ortaokul ya da lise yıllarında Saadettin Elibol’la tanışmış Ahmet Çiğdem.

Elibol da bu okur-yazar genci eli boş çevirmemiş.

Sadettin Hoca’nın o dönemde ilgilendiği öğrenci grubundan üç sosyoloji profesörü yetişmiş.

“Elibol’un ilk kitabı çok şiirsel, çok kışkırtıcı bir başlığa sahipti: Sınıfsız Dünya” diyor Ahmet Çiğdem.
Herkesi ayrı ayrı sınıflara sokan sol düşüncenin baskın olduğu ideolojik ortamda sınıfsız bir dünya tasavvurunu zihinlerimize yaklaştıran böyle bir kitabın bulunmasının bize en azından moral verdiğini ben de hatırlıyorum.

Henüz hak edilmemiş bir özgüvendi bu ‘moral’ dediğim. Bugün bile hak edip etmediğimizden emin değilim.

Müsaade ederseniz bu vesileden bilistifade değerli Sadettin Elibol Ağabey’e selam vereyim.

Bir sonraki isim benim de yakından tanıdığım şair, yazar Cahit Zarifoğlu. Metnin adı: Yaşamak.

“Ankara’ya gelebildiğim bir vakit onu Selanik Caddesi’ndeki Mavera Dergisi’nde ziyaret ettim. Vakti az, kafası dağınık ve meşguldü. Çok ilgilenmedi ama kırmamaya çalışarak bazı tavsiyelerde bulundu.

“Tekrar gel, müsait bir zamanda başka şeyler de konuşuruz” dedi.”

Cahit Zarifoğlu’nun bu haline, bu tavrına tanık olmayan yoktur her halde.

“Kitap, modern Türk edebiyatı içerisinde neredeyse bir istisnadır.”

“Dili çok taze, çok tanıdık ve yumuşaktır; sesi yakından gelir, yanı başınızda konuşuyor gibidir.”

“Sivilceli ve mutsuz liseli bir ergeni hayata hazırlayan ve ona sıkıntılarının, tasalarının ve engellenmişliklerinin tekil olmadığını hatırlatan, kendisiyle özdeşleşmeye ve bu özdeşleşmeden bir tür ruh arkadaşlığı devşirilmesine izin veren -bu bakımdan bir istisnaydı Zarifoğlu- Yaşamak’a ne zaman elimi uzatsam gençliğimin sınırlarını, mutsuzluklarını ama aynı zamanda ümidlerini ve hayallerini buluyorum. Onların azımsanamayacak bir kısmının hala canlı bir şekilde duruyor olmasında Zarifoğlu’nun ve Yaşamak’ın büyük bir katkısının bulunduğunu itiraf etmek isterim.”

Böyle bir cümleye imza atmaya hazır olan sayısız insan tanıyorum.

İnsan, hayatının bir yerinde, mümkünse baharında Yaşamak’la tanışmalı.

Hala okumamış olan varsa bence okusun.

Bir sonraki yazar Sezai Karakoç.

Nasipse haftaya devam edelim.

İlk Yorumu Siz Yapın

Gönder