Takipten çıkanlar, CHP'ye geri dönüyor. Muhalif seçmene can geldi. Ama asıl mesele, Akşener'in de CHP'yle ittifaka geri dönüp dönmeyeceği.
CHP'nin silkinip yenilenmeyi seçmesiyle siyasette oyun değişti...
Son seçim yenilgisi, muhalefetin psikolojisiyle birlikte ittifak masasını da dağıtmıştı.
Akşener'in Kılıçdaroğlu'na kapıyı kapatması, CHP'yi sıradaki seçim yenilgisiyle de yüzleşmeye zorladı. Kurultayda değişim iradesi kazandıysa bunun da payı var.
Fakat Kılıçdaroğlu'nun koltuğunda artık Özgür Özel oturuyor.
CHP, yüzyıllık tarihinde ilk kez seçimle genel başkan değiştirdi. Hem de şaşırtıcı bir demokratik yarış ve olgunluk içinde...
Sadece parti içi demokrasiyi değil, partiler arası rekabeti de güçlendirecek bir örnek çıktı ortaya.
İktidar için meydan hiç boş değil, tekrar dolduruluyor.
Değişim talebinin lideri olarak İmamoğlu da muazzam güç kazandı. Muhalefeti toparlayacak isim artık o, adaylığının önü daha açık. İstanbul'u tekrar kazanma şansı arttı.
Muhalefetin, İmamoğlu'nun adaylığı etrafında birleşip birleşememesiyse önemini koruyor. Hatta belki hâlâ belirleyici.
Kendi seçmen havuzu, CHP'ye seçim kazandırmaya yetmiyor. Tabanını genişletmek, yeni seçmenlere açılmak zorunda.
Yani Özgür Özel, Kılıcdaroğlu'nun açılım stratejisinden dönemez. Yasakçı, baskıcı fabrika ayarlarına referans anlamında Baykal CHP'sini çağrıştırmak bile bir çuval inciri berbat edecektir.
Kılıçdaroğlu'nun, CHP'yi önyargılı kesimlerle barıştırma çabaları henüz meyve vermemiş olabilir. Ancak daha inandırıcı ve ikna edici bir liderlik karşısında vermeyeceği anlamına gelir mi?
CHP'nin kemikleşmiş oy mevcudu belli, hepsini alsa dahi boyu ne uzuyor, ne kısalıyor.
Onca helalleşme adımlarından, gel gellerden sonra seçmen çoğaltmaktan vazgeçmenin alternatifi ne? Ya da fincancı katırlarını ürkütüp yeni seçmen adaylarını kaçırmak, CHP'ye ne kazandıracak?
Özel, devraldığını eksiltmeyip partide başlamış yenilenmenin üstüne yeni tuğlalar da koymadan başarılı olamaz.
İktidar özlemiyle yanıp tutuşan CHP'lilere, bir seçim zaferi yaşatmak istemez mi? Bunun yolu, Kılıçdaroğlu'nun açtığı yolda ilerlemekten geçiyor. Yerinde saymaktan değil. Özgür Özel gibi bir kurt siyasetçi, okuyamayacak da kim okuyacak!
İttifak ihtiyacı, iktidar kadar muhalefet için de sürüyor.
Ve Özgür Özel'le Ekrem İmamoğlu'nun bu zarureti fark etmesi, hissetmesi, üstlerine düşeni yapması yeterli olmayabilir.
Değişimciler, kendi içlerinde gereğini yaptı. CHP kan tazeledi ama İYİ Parti de çöken ittifakı tazelemek isteyecek mi?
İttifak kapısı aralanacaksa söz sırası, Akşener'de.
BAY KEMAL'İN SİYASİ MİRASI
Onun CHP'sini, Baykal CHP'si kadar sevemedi AK Parti. Artık ‘din düşmanı’ gibi gösterilmesine yarayacak malzeme vermediği için sevmediler.
Din ve kimlik kavgasıyla toplumu kutuplaştırmaya gelmeyerek, işlerini zorlaştırıyordu.
Yönetiminde başörtülülerin de siyaset yapabildiği, 'laiklik elden gidiyor’ feryadı basmayan bu CHP, iktidara o eski tadı vermedi gitti.
Ezanla, camiyle, başörtüsüyle kavgası, dinle sorunu varmış gibi koz verip kullandırmadı kendini.
CHP’nin, yormadan seçim kazandırdığı günleri mumla aradıklarını saklamadılar. Ne hayrını gördüklerini, oradan hesap edin.
Baykal’dan sonra CHP'nin ‘eksen’ değiştirdiğini, Atatürkçülükten uzaklaştığını sadece partideki Baykalcılar söylemiyordu. Özhaseki gibi AK Partililer de çok şikâyetçiydi bundan.
Kılıçdaroğlu'nun siyasi mirası nedir, derseniz...
Evet; adaylıkta direterek tarihi bir seçimi kaybettirmesi, sorumluluğunu üstlenip gereğini yapmak yerine de koltuğu bırakmaması, haklı olarak gözden düşürdü. Süreci çok kötü yönetti. Ama dönemi, bir tek bununla anılmayacak.
Deniz Baykal'ı, AK Parti'nin gözünde yerli ve milli, Bay Kemal'i gayri milli yapan şeyle de anılacak.
AK Parti'ye, yasakçı ve dayatmacı CHP'yi çok özletti, çok arattı, sır değil.
Meğer CHP'nin başörtüsünü normalleştirmesini, dindarlarla barışmasını istemiyorlarmış. CHP yönetimine giren başörtülüler için 'vitrin süsü' bile dediler.
Muhaliflerden de normalleşmeyi istemeyenler, Bay Kemal'den hoşlanmadı. Hatta muhalif karşıtları, daha rahatsızdı ondan.
CHP'ye ve siyasete, 13 yıllık Bay Kemal döneminden açılımlar miras kaldı. Dönemi kapandı fakat iktidar, sevinmek için bekliyor. Özgür Özel, Bay Kemal'in açılımlarına sahip çıkacak mı, çıkmayacak mı? Yaşattığı ağır yenilgiyle birlikte mirasını da reddederek silip atarsa daha büyük hediye yok
Gönder