Ne olacak?
Herkes merak içinde birbirine soruyor. Bu soruların önemli bir bölümü de biz gazetecilere aynen soruluyor.
Ortalıkta, yapılan çok sayıda anketler var. Anketsiz gün geçmiyor.
Bazıları gerçekten palavra.
Masanın başında otur, al eline kalemi kağıdı, kafana göre takıl, sevdiğin ve sevmediğin her partinin ve her genel başkanın sana uygun düşen oy yüzdesini yaz!
Sonra bunları medya piyasasına servis et!
Özellikle de AKP ile CHP'yi, Erdoğan'la Kılıçdaroğlu'nun rakamlarını güzelce irdele, vardığın sonucu açıkla.
Yapılan son ankete göre oy dağılımı şöyle!..
★★★
Size dürüstçe söyleyeyim, bu anket şirketlerinden bazıları AKP'li, bazıları ise CHP'li…
İçlerinde ‘tarafsız çalışanlar', anketlerini bilimsel verilere dayanarak yapanlar yok mu? Az bile olsa elbette var.
Ancak bu anket furyasında hangi şirketlerin bu araştırmalara hangi gerekçeyle soyunduğunu bilmek mümkün değil.
Gazeteci olsanız bile gerçek değişmiyor.
★★★
Vatandaş özellikle yolda çevirip soruyor…
“Sonuç ne olacak, sizce kim kazanacak?..”
Kendi adıma söylüyorum, hep aynı yanıtı veriyorum:
“Valla biz de bilmiyoruz ki!”
Konuşma çoğu zaman bu doğrultuda uzayıp gidiyor.
Yüzünüze karşı söylemese bile çoğu aynı şeyi düşünüyor:
“İşi kısa kesmek için beni başından savmaya çalıştı.”
Bu düşüncede bir miktar haklılık payı da yok değil yani!..
Çünkü bazıları işi uzatıp oracıkta tartışmaya giriyor. Sonra laf uzadıkça uzuyor ve zaten herhangi bir sonuca ulaşmanız asla söz konusu olmuyor.
★★★
Belki merak edenleriniz, bana bu konudaki görüşlerimi sormak isteyenler de vardır…
Hemen kısaca yanıt vermeye çalışayım.
Meclis seçimi konusunda doğrusunu isterseniz tahminde bulunmak çok zor.
Az farkla bile olsa muhalefetin kazanacağını, MHP'nin büyük kayba uğrayacağını tahmin ediyorum.
Taraflardan birinin diğerlerine çok önemli bir fark atacağını sanmıyorum.
Ancak milletin sinirleri tepesinde. Ağır enflasyon baskısı altında insanlar ne yiyeceğini, ne yapacağını bile şaşırmış durumda.
Yolsuzluklar ve din sömürüsü arşa yükseldi.
Her şey torpille oluyor.
Devletin bütün olanakları, iftar sofraları bile iktidar kesiminin elinde ve yetkisinde… Ve bu durumu dibine kadar sömürüp kendilerine oy devşirmeyi çok iyi biliyorlar.
Böyle bir ortamda seçime hile karışır mı?
İşte bunu bilemiyorum ve bu konuda kuşkuluyum.
★★★
Cumhurbaşkanlığı seçimine gelince…
Bu konuda daha kesin bir şey söyleyebiliyorum.
Recep Tayyip'in bu seçimi kaybedeceği kanısındayım.
Bu konuda elimde herhangi bir veri olup olmadığını soracak olursanız, bunu sadece deneyimlerime ve gazetecilik sezgilerime dayanarak söyleyebiliyorum.
Şimdi bir konuya dikkat çekeyim…
Siz de izliyorsunuz, önümüzdeki süreçte dikkatler Meclis seçimlerinden çok cumhurbaşkanlığı seçimine odaklanmış durumda.
Niçin?..
Çünkü memleketi ‘Tek adam' olarak yöneten Recep Tayyip o makamdan uzaklaşıp gittiği takdirde Türkiye'de her şey değişecek…
Hak, hukuk, adalet ve demokrasi yeniden gelecek.
Zira bunlar artık bütün millete bıkkınlık verdi.
Saray'daki lüks, şatafat ve bir örneğine daha bugüne kadar tanık olmadığımız israf millette hem büyük tepki yarattı, hem de milyonlarca insanımızın, AKP-MHP ikilisine oy verenlerin bile sinir sistemini zıplattı!
★★★
Anketleri falan hiç dikkate almadan söylüyorum…
Beyefendi cumhurbaşkanlığı seçimini yitirecek gibi görünüyor.
İyi de olur çünkü artık yorulmuş durumda.
Köşesine çekilir ve oradan ağır abilik (!) yapar.
Siz bakmayın onun her gün kürsülere çıkıp nutuklar attığına, iftar sofralarında ve açılış törenlerinde boy gösterdiğine…
Beyefendi 20 yılı aşan iktidarı boyunca gerçekten yorgun düştü.
‘Metal yorgunluğu' yaşıyor.
★★★
Bunun en güzel ve anlamlı kanıtını da birkaç gün önce açıkladığı seçim beyannamesi oluşturuyor.
20 yılda yapamadığı, başaramadığı bütün önemli ülke sorunlarını “Yapacağız edeceğiz edebiyatı” ile geçiştirmeye kalkışıyor.
Madem yapacaktın edecektin kardeşim, bugüne kadar niye yapmadın!
Millet senin oyuncağın mı?
Bizimle dalga mı geçiyorsun?
Gönder