Bakan Bilgin Sendikalarımızı güçlendirmek üzere adımlar atmak gerektiğinin bilincindeyiz

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, 2023 yılı için geçerli olacak asgari ücret miktarında yapılan artışa ilişkin olarak konuştu.

Bakan Bilgin, "2023 yılı için asgari ücrette bir önceki yıla göre yüzde 100 artış sağlayarak emekçilerimizi enflasyona ezdiremeyeceğimize ilişkin verdiğimiz sözü tutmuş olduk” açıklamasını yaptı.

Özel sektörde yapılan toplu sözleşmelerde varılan sözleşme ücretlerine yaklaşan, bazılarında ise bu ücretleri aşan 8 bin 500 liralık asgari ücretin belirlenmesinin bütün yurtta emekçiler tarafından memnuniyetle karşılandığına vurgu yapan Bakan Bilgin, "Yaptırdığımız araştırmalardan bize gelen bilgilere göre bazı küçük sendikaların, 8 bin TL’nin üzerinde yapılacak bir asgari ücret tespitinden endişe duydukları görülmüştür. Özel sektörde yaşanan bu sorunların farkındayız ve bunun aşılması için sendikalarımızı güçlendirmek üzere bazı adımlar atmak gerektiğinin bilincindeyiz" ifadelerini kullandı.

'YÜZDE 100 ARTIŞ TARİHSEL ÖNEME SAHİP'
Bilgin, toplu sözleşmelerde en yüksek ücret seviyelerine ulaşan Asgari Ücret Komisyonunun üyesi olan işçi temsilcilerinin ve Türk-İş yönetiminin asgari ücrette 9 bin TL’nin altına imza atmayacaklarını açıklamasının bu yılki asgari ücretin belirlenmesinde üçlü mutabakatın oluşmamasına yol açtığına da değindi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, "Bütün bunlara rağmen hükümet ve işveren imzasıyla noktalanan görüşmelerde dünyanın ve ülkemizin içinde bulunduğu şartlarda 8 bin 500 TL’lik net asgari ücret seviyesine ulaşılması, yüzde 100’lük bir artış sağlanması tarihsel bir öneme sahiptir" ifadelerini kullandı.

'GERÇEKLİK ALGISINI TAHRİP EDİYORLAR'
Bakan Bilgin, dün Habertürk TV'de katıldığı yayında açıklamalarda bulunmuş, Türk-İş'in daha önce açlık sınırını 7 bin 785 lira olarak açıklamasını eleştirmişti.

Bilgin, "Sendikaların bu tür şeyleri, onların kendi taleplerini güçlendirmek olarak kabul edilebilir ama gerçeklik algısını tahrip eder. Bilimsel olmayan tespitler üzerine yapılmış çalışma. Ama kamuoyunun bunu böyle algılaması oldukça sorunlu oluyor. Sadece TÜRK-İŞ'in değil birçok kurumun yaptığı bu tür çalışmaları bilimsel bulmuyorum. Bu gerçekliği tahrip ediyor" demişti.