İmamoğlu'nun kendisi hakkındaki sözlerine yanıt veren Bakan Soylu, "Bir süre önce İmamoğlu saygılarını sunarak beni arayıp yardım istedi" dedi.
İçişleri Bakanlığı'nın İBB soruşturmasıyla ilgili basın açıklaması yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya sert sözlerle yüklendi. Açıklamanın ardından kameralar karşısına çıkan Bakan Soylu ise önemli açıklamalar yaptı. Soylu, İmamoğlu'nun bir süre önce kendisini arayarak yardım istediğini söyledi.
"Yetkimizi kullandığımız için bizi eleştiriliyorlar" diyen Bakan, şu ifadeleri kullandı: "Biraz önce İBB Başkanlığı'nın bu konudaki açıklamalarını takip ettik. Herkesin kendisini savunma hakkı vardır. Bu hem doğal bir haktır, hem de demokrasi içinde olması gereken bir gerçekliktir. CHP'de kaybettiği itibarı bizlere saldırarak, meseleleri demagojiyle anlatmaya çalışanlar boşuna çırpınış içindedir. İmamoğlu saygılarını sunarak beni aramıştır. Bana belli bir konuda 'CHP Genel Merkezi beni zaten sevmiyor, ne olursunuz bana bu konuda yardımcısı olur musunuz?' diye bir ricası da olmuştur. Biz 'kanun ne gerektiriyorsa yaparız' dedik ve yaptık. İşine geldiğinde alttan almasını bileceksin, diğer taraftan dönüp hakaret edeceksin."
Soylu, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Türkiye 40 yıldır terörle mücadele ediyor. Bu yaşanmışlıklardan öğrendiğimiz bir şey de, terör örgütlerinin meşru alanları kullanmaları, meşru alanlara sızmasıdır. Bunun altını çizerek söylüyorum. Dağdaki terörle mücadele ne kadar zorsa, bu ondan biraz daha zordur. Çünkü dağdaki teröristi biliyorsunuz. Zaman zaman terörle iltisaklı belediyelere görevlendirmeler yapıldı. Yöneticilere 900 yıla yakın cezalar çıktı. Doğu ve güneydoğuda PKK ve KCK ile irtibatlı olduğu tespit edilen belediye başkanları, meclis üyeleri, personel görevden alındılar. FETÖ'den devlete sızmış yaklaşık 165 bin kişi kamudan çıkarıldı. Bizim bakanlığımızdan 50 bini aşkın kişi çıkarıldı. FETÖ'yle irtibatlı belediyeler oldu.
Bu devleti tüm terör örgütlerinden temizlemek için ortaya koyduğumuz bir mücadelenin sonucudur. Zorlu bir sürecin sonunda kamuyu çok büyük bir şekilde terör örgütlerinden arındırabildik. Bu yüzde 100 müdür; kriptosu var, uykuya yatmış olanı var, hamle yapmayı kendine görev almış olanlar var. Biz bunları sökebilmek için büyük bir çaba ortaya koyuyoruz.
Kamunun kendine ait sorumlulukları vardır. Görev yapanların da sorumlulukları vardır. Anayasa'nın 127'nci maddesi çok açık ve nettir. Yerel yönetimler için bizatihi bize yetki vermiştir. Bu soruşturmaları yürütürken elimizde bir rehber olan bir kanun var. Siyasi değerlendirme yapabilirsiniz. Ancak şunu söylemem gerekir; eğer doğu ve güneydoğudaki veya FETÖ'yle irtibatlı belediyelerde gereğini yerine getirmemiş olsaydık doğu ve güneydoğunun haline nasıl olurdu? Bugün ülkemizde PKK/KCK hareket etme kabiliyeti bulamıyorsa Türkiye Cumhuriyeti devletinin iradesiyle kullandığı yetki sağlıyor. Geri adım attırmaya çalışanlar başarılı olamazlar. Biz hiç ikiyüzlü olmadık.
Elbette belediye başkanlığının sorumluluğu var. Hem terörden uzak durma hem de alet olmama durumu var. İBB Başkanı zaman zaman terlemiş, alnını silme zorunda kalmış, kaybettiği itibarı, hizmet yapamadığı için tarihin en başarısız belediye başkanı olarak nitelendirilen, İETT otobüslerini çalıştırmaktan, çöp toplamaktan yoksun böyle bir belediye başkanı elbette ki bunları kapatabilmek için İstanbul'a ilgi açığını kapatabilmek için, yargı kararından bulamadığı mağduriyeti buradan bulacak.
Bu basın toplantısının ortaya koyduğu şudur:
1. Bizim 9 Aralık 2021'de dile getirdiğimiz tüm iddianın ikrarını yapmıştır.
2. Terör örgütleri buraya girmemiştir diyemiyor. KHK ile işten çıkarılanları biz hülle ile işe aldık yalandır demedi.
3. Dağdaki teröristleri ve kamuya girmesi kesinlikle mümkün olmayan kişileri işe almadık diyemedi. Bunların hepsi İBB'ye alındı. Bizim kabahatimiz ne, 9 Aralık 2021'de hayati yalanla malul olan Özgür Özel, bana bir sataşmada bulundu. İstihbarat elimizde olduğu için soruşturma izni verdik ve başladı. Sözde değer ailelerinden alınanları 'Almadım' dememiştir. Biz bu soruşturmayı sadece İBB'ye yapmadık, tüm belediyelerde yaptık.
Toplam soruşturulan dönemde 25 bin kişi işe alındı. 1668 kişi soruşturuldu. Bunun 1163 kişi için irtibatı ve iltisakı var ama belediyede işe girmeye engel olmadığı için incelemeye alınmadı. 505 kişinin tamamı kendi döneminde alınmış ve kayıtları görev yapmasına engeldir. 21 kişi daha ayrıldı. Sabah çok yalan dinlediniz. Hiçbir yerinde işe almadık diye cümle kurmadı. Sözde değer ailelerinden, KHK'lılardan alındı mı alındı. Geçen yıl o tarihten itibaren 1 yıl süren soruşturma yaptık. Bu soruşturmayı 8 kişilik müfettiş heyetiyle yaptık. Bu soruşturmaya itiraz ediyorsun da hem İETT ile ilgili savcılığa gönderilen yolsuzluğu içeren, reklam billboardlarıyla yolsuzluğu içeren soruşturmalara niye ses çıkarmadın? Çünkü neler yaptığınızı en iyi siz biliyorsunuz.
Atma yetkimiz olsa biz atardık. Bu kişileri alırken referansınız nelerdi? Hangi yetenekleri dolayısıyla aldınız, bunları kim önerdi. CV bile istemediniz mi? AYM kararını öne sürüyorlar, AYM kararı sonrası biz eleman almadık mı? Devletin kendine ait mekanizması vardır. Süreci araştırmak bizim sorumluluğumuzdu.'Benden önceki dönemde de vardı' diyor. Bu soruşturma 1.1.2019'dan itibaren 3 yıl yapıldı. 1668 kişinin 191'i Mevlüt Uysal, 50 kişi de İstanbul Valisi döneminde alınmış. Bunların 191 ve 50 kişisi tamamen incelenmiş, işe girme engeli olmadığı görülmüş. İmamoğlu döneminde 920 kişinin istihbari kayıtları görülmüş ama onların da işe girmeye engel durumu olmadığı görülmüş. İBB'nin yasladığı 505 kişiyi güya yanındaki 3-5 aklıevvelin söylediği sözlere dayanak olarak 'Ben aldım, benden öncekiler de yaptılar' demek aymazlıktır. Terinizi silebilirsiniz ama yüzünüzün karalığını silemezsiniz. 505 kişinin işe girmesinde engel vardır. Kendi suçunu örtbas etmek için belediye çalışanlarını kalkan yapmak ayıptır. Bu dosyalar sizden istendi.
İmamoğlu, 'gökkubbeyi başınıza yıkarım' diyerek yargıyı tehdit etti. Ama sonra 'Ben bu lafı yargıya değil, Süleyman Soylu'ya söyledim' diyebilir. Bizim terörle mücadelemiz hoşuna gitmiyor, bizi beğenmiyor olabilir. Bizi Cumhurbaşkanımıza, partimize şikayet ediyor. Kendi üzerine vazife olmayan her şeyi yapıyor ama bir tek kendi işini yapmıyor. Ben güvenlik sorunuyum ama PKK için güvenlik sorunuyum. Çünkü görevim bu. Sabahtan itibaren bu konuda birçok değerlendirmeler yapıldı. Ama maalesef Mersin, Adana gerek İzmir. İzmir'de yakalanan terör örgütü üyesi içeride. Kimler bunlar?"
Gönder