Gerçekten ABD ve Batılı ülkeler, Filistin meselesinin çözülmesini istiyor mu?
Buna inanan varsa sadece kendisini aldatmıyor, aynı zamanda işgalci emperyalist siyasetin de üstünü örtüyor. ABD ve Batı Bloku'nun "böl, yönet ve işgal et" siyaseti hiç değişmedi ve hep aynı şeyleri farklı gerekçelerle yaptı. Sadece Filistin'de değil, Ukrayna'da, Karabağ'da veya dün Balkanlar'da da aynı şeyler yapıldı ve kaosun altından hep ABD-Batı Bloku çıktı.
Bugün ABD ve Batı, Hamas'ın İsrail'e yönelik 7 Ekim saldırısını, vahşetin gerekçesi olarak sunuyor ve "terör" diye niteliyor. İyi de Hamas saldırmasa, sanki İsrail insafa gelecek ve Filistin meselesini "iki devletli" formülle çözecek miydi?
Elini tutan yoktu, Filistin hükümeti üzerinden bunu yapardı. Ama yapmadı, İsrail ve ABD çözüm istemediği gibi El Fetih'i etkisiz hale getirdi ve işgali sürdürdü. Sadece işgal de değil, öyle bir vahşet siyaseti izlediler ki isyan etmemek mümkün değildi
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bu vahim tablonun kaçınılmaz sonunu TRT Haber'de şöyle anlatıyordu:
"Biz biliyorduk ki bu kriz bir yerden patlak verecek. Çünkü her ne kadar İbrahim Anlaşmalarıyla birtakım şeyler ilerliyor gibi gözükse de esas itibarıyla konunun muhatabı olan Filistinlilere yönelik baskının, zulmün daha sistematik, daha yaygın ve daha sık hâle geldiğini gördük. Bunun bir yerde patlayacağı aşikârdı."
Geriye dönün bakın, BM'nin sınır kabul ettiği 1967 savaşından beri bu tablo hiç değişmedi. Bugün Hamas'ı İslamcı radikal diye düşmanlaştıran ABD ve İsrail, o tarihlerde de Arafat'ın başında olduğu sol ağırlıklı Filistin Kurtuluş Örgütü'nü düşmanlaştırmıştı. Bahaneleri sol ve Sovyetler'di. Daha vahimi, meselenin çözülmesini "seküler" bir ülke bile istese "düşman" ilan edilmekten kurtulamazdı. Onlar için esas olan seküler veya İslamcı olmak değil, işgalin ve bölgeyi kontrolün devam etmesiydi.
ABD bu nedenle uçak gemileriyle geliyor, milyar dolarlık silah ve para yardımında bulunuyor. Derdi de sorunu çözmek değil, derinleştirmek ve yaymak.
Bu yüzden mesele sadece İsrail değil, ABD'dir. ABD durdurulmadan Filistin'e ve bölgeye huzur gelmez.
***
TERÖRÜN ARKASINDA KİMLER VAR?
ABD ve İsrail ittifakının Gazze'de yaptıkları soykırım, dünya çapında bir infiale yol açtı. Vicdan sahibi insanlar sokaklarda indi. Batılı devletler sussa da halklar, aydınlar, öğrenciler susmadı. Türkiye de sokaklardaydı. Daha önce de ABD emperyalizmine karşı protestolar oluyordu ama ilk kez dünya halkları, ABD ve Batı Bloku'nun ikiyüzlülüğüne bu kadar açık tanık oldu.
Bu gerçeği Türk halkı hem Kurtuluş Savaşı'ndan hem de 75 yılı geride kalan ABD-Türkiye ilişkilerinden iyi biliyordu. Bu yüzden de yıllar içinde ABD karşıtlığı giderek arttı. Optimar Araştırma'nın son Türkiye'nin Nabzı araştırması da bunu gösteriyor. "İsrail- Filistin savaşında kim haklı?" sorusuna, yüzde 65 oranında "Filistin haklı" deniyor. İsrail'in Gazze'ye saldırısına karşı çıkanların oranı ise yüzde 77 civarında.
Başkan Erdoğan'ın "Başkenti Kudüs olan bir Filistin devletinin hayata geçirilmesi artık ertelenemez bir ihtiyaçtır" sözüne destek verenlerin oranı ise yüzde 60 civarında.
Bir sonuç da 2005 yılında yapılan bir kamuoyu araştırmasından getirelim. O yıllarda Filistin meselesi de El Kaide terörü de gündemdeydi. O araştırmada, "Küresel terörizmin yayılmasına hangi aktörler öncülük ediyor?" sorusuna verilen cevap çok çarpıcıydı. Yüzde 54 ABD Başkanı George W. Bush, yüzde 22 İsrail Başbakanı Ariel Şaron derken, Bin Ladin diyenlerin oranı yüzde 17'ydi.
Bu halk gerçek suçluların kimler olduğunu biliyor.
Gönder