Şam'ın kent merkezindeki Kfar Susa bölgesinde bakanlık ve diğer resmi binaların olduğu yerleşkede, yeraltında işkence zindanlarının bulunduğu Esad rejiminin istihbarat merkezi yer alıyor. Geçmişte Suriyelilerin kalbine korkunun salındığı bu merkezdeki Hafız Esad ile oğlu Beşar Esad'ın, tıpkı rejimleri gibi, heykel ve resimlerinin yıkıldığı, yere indirildiği dikkati çekiyor.
Dışarıdan herhangi bir devlet binası gibi görünen yapıların altında sadece Suriyelilerin değil başka milletlerden de alıkonulanların tutulduğu zindanlar bulunuyor.
Merkezde rejimin subaylarının durduğu alanda Suriyelilerin üzerinden çıkan kimlikler, sabıka fotoğrafları, tutulan kayıtlar, farklı uyruklardan kimlikler hatta Türkiye'deki Suriyeli bir sığınmacının kullandığı "İstanbul Kart" görülüyor.
Duvarda işkencede kullanıldığı düşünülen askılardaki halat hala yerinde duruyor.
Tuvaletler tecrit hücresi haline getirilmiş
Yer altına inildiğinde Esad rejiminin esir aldığı kişileri tuttuğu kalabalık koğuşların yer aldığı bir koridor görülüyor. Koğuşlarda tutulanların taş zemin üzerinde yattığı ince battaniyeler, yemeklerinde kullandıkları kaplar, kıyafetleri, hala yerlerinde duruyor. Koğuşlarda tutulanların, kendilerine verilen yeşil sabunları kullanarak duvarlara yazdıkları, çizdikleriyle hayata tutunduğu anlaşılıyor.
Buradaki koridorun sonunda yer alan alaturka tuvaletler, tecrit hücresine dönüştürülmüş.
Suriyeli muhaliflerin aktardığına göre burada idam edilecek esirler tutuluyor. Hücreler, altından yemek bırakılan demir bir kapı, beton zeminde alaturka tuvaletin dibinde yatak diye bir battaniye, tavanda ışık gelen küçük bir delikle insanlığa aykırı koşullarda.
Duvarlardaki yazılardan Şii mezhebine mensup kişilerin de buraya atıldığı anlaşılıyor.
Hayata tutunmak için sabunla duvar yazıları, takvim, saat ve resimler
İstihbarat merkezindeki diğer bir binanın altındaki labirenti andıran zindanlarda büyük koğuşların duvarlarında sabunla çizilmiş köy hayatı, Mescid-i Aksa, kamyon, gemi, arabalar, kuşlar, doğa, Zülfikar kılıcı, savaşı anlatan resimler görülüyor.
Koğuşlarda Türkçenin yanı sıra İngilizce ve Rusça gibi bir çok dile rastlamak mümkün. Bir koğuşta burada kalanların duvara "sevmek, yürümek" gibi Türkçe onlarca fiilin mastar halini yazması dikkati çekiyor.
Aynı şekilde, koğuşta tutulan esirler parmaklıklardan gelen güneş ışığını kullanarak duvara çizdikleri güneş saatiyle zamanı anlamaya çalışmış. Bunun yanı sıra zindanın koğuş ve hücrelerinde çok sayıda sabunla çizilmiş takvim de var.
İkinci binadaki hücreler de bir metrekareden fazla alana sahip değil ve burada tutulanlar tepedeki küçük açıklıktan gelen ışıkla yaşamış.
Esad rejiminin tutsakları, hücreler ve koğuşların duvarlarına yeşil sabunlarla yazılar yazarak izler bırakmış. Tutsaklar, yeşil sabunlar ve kurşun kalemlerle, isimleri, duaları, şiirleri, sözleri, şarkıları duvarlara aktarmış.
Sorgu odalarında resmi evraklar
Esad rejiminin esir aldığı tutsakların sorgulandığı odalar zindanlardaki koğuşlara benziyor. Sorgu odalarının birinde işkencede kullanıldığı düşünülen sert plastik boru hala yerinde duruyor.
Arka plana fon olarak yerleştirilen perde, önündeki sandalye, tavanda buraya çevrilmiş spot lambaları, sorguların kamera kaydına alındığına işaret ediyor. Aynı şekilde sorgu odasında, sorguyu kimin yaptığı, tarih bilgileri, sorgulananların işkence altındaki ifadelerini imzaladığı resmi evraklar hala duruyor.
Zindanların üstünde işleyen bürokrasi
Şam'daki istihbarat merkezindeki işkence zindanlarının üzerinde resmi işlemlerin yapıldığı çok katlı bir bina yer alıyor.
Muhalifler, Esad rejimi askerlerinin buradan ayrılmadan önce merkezdeki arşivlerin bir kısmını ateşe verdiğini belirtti. Binanın giriş katında çok sayıda ofisin yandığı görülüyor.
Merkezdeki arşiv odasında burada tutulanların kaydedildiği yüzlerce klasör hala yerinde duruyor. Zindanların üzerinde yer alan resmi dairelerde bürokrasinin işleyişi ise işkencenin sistematikliğini ortaya koyuyor.
"Bu zindanları gördükten sonra insan hayal kurabilir mi"
Bölgedeki bir muhalif buradaki dosyaları incelerken 2012'de Esad rejiminin tutsaklığında kaybolan babasını aradığını anlattı.
Aynı şekilde, Suriyeli silahlı bir muhalif, "Esad rejimi devrildikten sonra hayalinin ne olduğuna" ilişkin soruya "Suriye'de hayal kalmadı. Bu zindanları gördükten sonra insan hayal kurabilir mi?" diye yanıt verirken gözyaşlarını tutamadı.
Suriyeliler, 13 yıllık kanlı ve yıkıcı bir savaşla Esad ailesinin 61 yıllık Baas rejiminin 8 Aralık'ta devrilmesini ülke genelindeki kent meydanlarında coşku içinde kutluyor.
Esad rejiminin Suriyelilere uyguladığı, sistematik işkence, korku ve terörün gün yüzüne çıkmasıyla Suriyelilerin yaşadığı bu coşku daha anlaşılır hale geliyor.
Gönder