Gazze'de çatışmaların başladığı dönemde, yaşamın ne kadar acı ve umutsuz olduğunu bir kez daha gördük. Nabila Hamada adlı bir anne, savaşın gölgesinde, yerinden edilmiş insanlarla dolu bir hastanede ikiz erkek çocuğuna hayat verdi. Ancak hastane İsrail güçlerinin tehdidi altına girince, Nabila ve eşi sadece bir bebeklerini alarak kaçmak zorunda kaldılar. Bir oğlunu kaybeden Nabila, diğerini bulmak için çırpınıyor. "Doğum yapmaya gittiğimde başıma gelecekleri tahmin etmezdim. Oğlumu istiyorum, onu geri istiyorum" diyerek yaşadığı acıyı dile getiriyor. Ancak acının yanı sıra korku da Nabila'nın hayatını ele geçirmiş durumda. Felç geçiren anne, hayatta kalan diğer oğlunu da kaybetme korkusuyla yaşam mücadelesine devam ediyor. Gazze'nin en büyük hastanesinin hedef alınmasıyla birlikte, travma yaşayan insanların sayısı da artıyor. Ruh sağlığı uzmanları, çocuklarda ve yetişkinlerde yaşanan korku, uyku sorunları ve öfke gibi semptomları hafifletmek için çaba gösteriyorlar. Ancak kaynakların kısıtlı olması ve kaos ortamı, etkili yardım sağlanmasını zorlaştırıyor. Uluslararası Kurtarma Komitesi'nden bir uzman ise Gazze'deki çocukların neredeyse tamamının psikolojik destek ihtiyacı olduğunu belirtiyor.
Oyun ve sanat gibi temel aktivitelerin çocuklar üzerinde olumlu etkiler yaratabileceğini vurgulayan uzmanlar, çocuklara sadece olumsuz olayların yaşanmadığını göstermek amacıyla çalışmalarını sürdürüyorlar. Gazze'de yaşanan acı ve umutsuzluk, sadece bir aile değil, bir toplumun yaşadığı travmanın yalnızca bir örneğidir. Umuyoruz ki, yaşanan bu zorlu süreçte insanlara gereken destek ve yardım sağlanır ve bir gün barışın hakim olduğu bir Gazze görebiliriz. .
Gönder