Hiçbirisi de o makamlarda ömür boyu kalmaya kalkışmadı. Seçime gidiyoruz, ancak Cumhur İttifakı seçimi kaybetse bile iktidarı teslim etmeyeceği konusunda ciddi kaygılar dile getiriliyor.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türk milletini tarihte hiç olmadığı kadar kutuplaştırmış. O yüzden seçim sonucu ne olursa olsun, hangi bloğun kazandığından bağımsız, Türkiye Cumhuriyeti'nin kamu düzeninin bozulmaması, herhangi bir karışıklık meydana gelmemesi ve demokrasinin kurucu ilkelerinden taviz verilmemesi önceliğimiz olmalı.
HAREKETE GEÇİRİLİRLER
İç karışıklıktan toplum kaygı duyarken, bunu hangi unsurların yapabileceğini Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndan albay rütbesiyle emekliye ayrılan halen İYİ Parti Genel Başkan Danışmanlığı yapan Orkun Özeller'e sordum. Psikolojik harekat konusunda eğitim almış, “Görülmeyen Kuvvetler”in nasıl etkili olduğunu bilen Özeller, İncirlik'te ABD ile psikolojik harekat konusunda da çalıştı. Özeller, ülkemizde silahlı eylem yapabilecek gruplar hakkında şunları anlattı:
“HİZBULLAH: Silahlı eylem yapabilecek grupları incelediğimizde; Hizbullah terör örgütünün politik yapılanmasını unutmayalım. Ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılmış Hizbullah militanlarının tümünün ‘yargılamanın yenilenmesi' gerekçesi ile tahliye edilmesi, Hizbullah askeri kanat eski sorumlusunun müebbet cezasının Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından affedilmesi, Trabzon'da yaşanan toplumsal gerginlik nezdinde HÜDA PAR mensuplarının ülkeye şeriat getireceklerine yönelik beyanları var. Seçim süreci sonrasında geçmişte suça bulaşmış, tedhiş konusunda eğitimli Hizbullah kadrolarının silahlı güç kullanabilecekleri göz ardı edilmemeli. İttifak içinde yer almalarında da önemli soru işaretleri var.”
EĞER EYLEM YAPARSA
PKK/YPG: Eylem gerçekleştirebilecek bir diğer aktör PKK/YPG terör örgütüdür. Örgüt silahlı bir güç olarak varlığını sürdürmektedir ancak bugün yapabileceği eylemler metropollerde eylem ya da sınır dışında görev yapan unsurlarımıza saldırma şeklinde olabilir. Örgütün artık kırsal alanda eylem yapacak kapasitesi ve gücü mevcut değildir. PKK terör örgütü seçim sonrası eylemler yapacak olursa akıllara başka şeyler gelecektir.
SELEFİ YAPILANMALAR: Günümüzde silahlı eylem yapabilme kapasitesi olanlar arasında, Hizbullah dışında son yıllarda yoğunlukla silahlanmalar cemaatler bünyesindedir. Bu tehlikeye, bizzat İsmailağa Cemaati'nin önde gelen isimlerinden Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü defalarca dikkat çekti. Ünlü bu silahlanmalara karşı İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne kapsamlı ifade de vermişti. O yapıların silahlanması devam ediyor.
AFGANLI GENÇLER: Afganistan'da askerlik yapmış, Taliban'ın gelmesinden sonra ülkemize gelen Afganlı gençlerin sayısı 1 milyonun üzerindedir. Bunların nerede, ne yaptığı bilinmiyor. Eli silah tutan bu gençlerin kullanılma olasılığı da var. Bunların beraberinde silah getirdikleri de değerlendiriliyor.
PARAMİLİTER GRUPLAR: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, SADAT'a dikkat çekmek için merkezleri önünde açıklama yapmış ve onları ‘Paramiliter' yapı olarak duyurmuştu. SADAT adı çok öne çıkınca, yerini benzer yönde çalışmalar yapan başka şirketler aldı. Onlara karşı dikkatli olunması gerekiyor.”
KAYGI VERİCİ SÖZLER
Emekli Albay Orkun Özeller, Cumhur İttifakı cephesinden gelen açıklamaların endişe verici olduğunu belirtiyor. İçişleri Bakanı, 14 Mayıs seçimlerini “Siyasi darbe” olarak nitelendiriyor. Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü gibi kurumların bağlı olduğu bakanın bu sözleri tehdit olarak algılanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bay Bay Kemal'den almışlar sözü, şimdiden silahlarını doldurmaya, molotoflarını hazırlamaya başlamışlar” diyor. Bu sözlerle Türkiye Cumhuriyeti ana muhalefet partisi lideri aynı zamanda terör örgütü lideri olmakla suçlanıyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Bu hainler alsalar alsalar ağırlaştırılmış müebbet ceza alırlar ya da vücutlarına mermi alırlar” dedi. Mermi atacak olanlar güvenlik güçleri mi yoksa paramiliter güçler mi? Ayrıca ülkücülerin durumdan vazife çıkararak “Söz konusu vatansa gerisi teferruat” diyerek silaha sarılabilir mi? Bu da mümkün. Toplumu bu kadar kutuplaştırılmasıyla ülkemize yazık ediliyor. Kuşkusuz, muhalefet partilerinin de söylemlerine aynı şekilde dikkat etmesi gerekiyor.
BÜYÜK SORUMLULUK
Orkun Özeller, silahlı eylemleri yapabilecek ve sokakları karıştırabilecek aktörlerin iktidarın bilgisi ve izni olmadan mümkün olamayacağını belirtti. Özeller, “Böyle bir durumda, İçişleri Bakanı olayları bastırmak için emir vermeyebilir. Görevi devredeceği zamana kadar şahsi, siyasi çıkarları için verecekleri yahut vermeyecekleri emirler ile kaosun bir sebebi olabilirler” görüşünde.
Bazı sorumsuz siyasetçilerin, seçimi kazananları PKK'lı ya da FETÖ'cü olmakla suçlamaları durumunda şiddete başvurulmasından da tereddüt etmeyecek gruplar var. Böyle bir ateş o sözleri söyleyenleri de yakar. O yüzden gelişigüzel konuşan, toplumu gerenlere değil, demokrasiye inanan devlet adamlarına, sorumlu siyasetçilere ihtiyaç var.
Emekli Albay Orkun Özeller bunları niçin anlattığını da şöyle açıkladı: “Çünkü bu endişeleri duyan yalnız ben değilim. Ben bu endişeleri dile getiriyorum.”
Gönder