Hızla kilo verdiği için hastaneye giden genç adamın kalbinde tümör olduğu ortaya çıkınca kendisi ve doğuma haftalar kalan hamile eşi büyük şok yaşadı.
Gaziosmanpaşa’da yaşayan 4 yıllık evli olan ilk çocuğunu kucağına almaya gün sayan 29 yaşındaki Mustafa Yancar, bir süre önce iştahsızlık, hızlı kilo kaybı gibi şikayetler hissetmeye başladı. Yancar, sonrasında yorgunluk ve şişkinlik belirtileri de olup bir anda kendini kötü hissedince Sultangazi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisine geldi. Burada yapılan tetkiklerde safra yolları fonksiyonlarıyla ilgili problem tespit edilerek dahiliye servisine yatışı yapıldı. İncelemelerde ekipten bir doktorun şüphesi üzerine sorunun kalbinden kaynaklı bir problem olup olmadığına da bakılınca Yancar ve doğumuna haftalar kalan hamile eşi büyük bir şok yaşadı.
Kardiyoloji Bölümü Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Erdal Belen ve ekibi genç adamın kalbinde yaklaşık 10 cm’lik tümör olduğunu tespit etti. Ardından hasta, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Elif Teker Açıkel ve ekibine yönlendirildi. Ameliyat olması gerektiği ifade edilen genç adam, hazırlıkların tamamlanmasıyla operasyona alındı. Kalp ve Damar Cerrahisi ekibinin başarıyla gerçekleştirdiği açık kalp operasyonuyla kalpteki tümör alınırken, tespit edilen damar tıkanıklığı da giderildi. Tedavi sürecinin ardından Yancar taburcu edilirken, en büyük endişesinin şu an doğumuna yaklaşık 1 ay kalan bebeğini görememe korkusu olduğunu söyledi. Kardiyoloji Bölümü Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Erdal Belen hastalığın teşhis sürecini anlatırken Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Elif Teker Açıkel de ekibiyle birlikte girdikleri zorlu operasyon ve hastanın tedavisine ilişkin bilgi verdi.
“En çok korktuğum çocuğumu görebilecek miyim düşüncesi oldu”
Yaşadıklarını anlatan 29 yaşındaki Mustafa Yancar, “Hastaneye acilden giriş yaptım, 2 ayda yaklaşık 9-10 kilo verdim bir anda, son 1-1,5 haftada yeme olarak inanılmaz kesilmeler oldu. Yürürken artık yorgunluk ve şişkinlik hissetmeye başladım o yüzden acile geldim. Acilde safra kesemle ilgili problem olabileceğini söylediler ve beni dahiliye birimine yatırdılar. Akabinde kalbimde bir büyüme olduğunu fark ettiler. Kalp ve damar cerrahına yönlendirip bir kitle olduğundan bahsedip operasyon yapmak istediklerini söylediler. Acil bir şekilde operasyonum gerçekleşti. Bu benim ilk hastane tecrübem, ilk operasyonum ve çok büyük bir operasyon geçirdim. Bir anda olunca şoka girmiş gibi olduk. Burada kalp ve damar cerrahisindeki doktorlarımız özellikle Melike Hoca, operasyondan önce beni inanılmaz rahatlattı. Çok mutlu oldum, çok rahatladım zaten en başta ameliyatı atlatayım bir uyanayım, ondan sonraki illaki gelecek diye bekliyorduk, öyle de oldu. En çok korktuğum kısım oydu, çocuğumu görebilecek miyim, bütün problem orada başlıyordu zaten operasyona girmeden önce tek bir söz istedim. Ben çocuğuma yetişmek istiyorum, bunu yapabileceksek ben tamamım, her şeye varım. Çok şükür de verdikleri sözü tuttular, yetiştiriyorlar” şeklinde konuştu.
“Bu şikayetlerle gelen birinde akla gelmesi zordur, ilginç bir vaka”
Hastanın geliş şikayetleri düşünüldüğünde çok yönlü tanı sürecinin hastalığının tespitinde büyük önem taşıdığını söyleyen Kardiyoloji Bölümü Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Erdal Belen, kimi zaman kalp hastalıklarının şikayet vermeyebileceğini ifade ederek kontrollerin yapılması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Belen, "Hastamız çok genç bir hasta 29 yaşında kilo kaybı, iştahsızlık şikayetleriyle başvuruyor. İç Hastalıkları bölümü hastamızı yatırarak tetkik ediyor safra yollarında bir tıkanıklık, enfeksiyon var. Bunu yapacak yüzlerce sebep olabilir aslında ama ayırıcı tanının önemi, oradaki bir doktor arkadaşımız acaba kalpten gelen bir durum var mı diye bizden EKO istedi. Ekokardiyografi yani, kalp ultrasonunda bir sağ kulakçık dediğimiz yerde 10 cm’ye yakın bir kitle saptandı. Bu kitlenin tek tedavisi vardı o da cerrahi. Biz de teşhisi koyduktan sonra bu 10 cm’lik kitle için kalp ve damar cerrahisi kliniğimize konsülte ettik. Ameliyat için hastayı oraya devrettik. 29 yaşında bu şikayetlerle gelen birinde akla gelmesi zordur o yüzden ilginç bir vaka olması önemli. Bir de sağ tarafta olması önemli daha çok solda bekleriz, bu da farklı bir özelliği ama şükür ki iyi bir ameliyatla hastamızı kurtardık” dedi.
“O kitleyi tamamen kalbinden aldık”
Hastasının tedavi sürecine yönelik konuşan Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Elif Teker Açıkel, “Gerçekten bizim nadiren görebileceğimiz durumlardan biri, hasta dahiliyeye beslenmesinin azalması, ciddi kilo kaybıyla ve safra kesesinde enfeksiyon soru işaretiyle gelip yatıyor. Oradaki bir doktor arkadaşımın ciddi bir dikkati sayesinde kardiyolojiye danışılıyor. Fark ediliyor ki kalbinde yaklaşık 10 cm’lik tümörel bir kitle olduğu görülüyor. Bize danışıldı, biz de hastamızı zaman kaybetmeden hızla operasyona alıp o kitleyi tamamen kalbinden aldık. Çoğunlukla semptomatik oluyorlar, eninde sonunda bir nefes darlığı, hareketli eforla birlikte güçsüzlük, çarpıntı gibi belirtiler veriyor ama bizim hastamızda ne yazık ki bunlar yoktu. Bu kitlenin sürecini sorarsanız çok uzun süredir var olduğunu düşünüyorum, birdenbire 10 cm’lik bir kitle oluşmaz. Bu yavaş yavaş artmıştır artık en son aşamada kalbe o kadar büyük bası yapmaya başlamış ki bu şekilde belirti vermeye başlamıştır. Kitle 10 cm’ye yakın olduğu için açık kalp ameliyatı yaptık, ameliyatımız esnasında aynı zamanda bir kapağı da tamamen bozulmuş durumdaydı. Hem o büyük kitleyi aldık hem de kapak tamirimizi yaptık” dedi.
“Hastayı kaybetmeye kadar giden ciddi sonuçlar doğurabilirdi”
“Ameliyatımız yaklaşık bir 4-5 saat sürdü” diyen Doç. Dr. Açıkel, “Hastamız uyandıktan sonra bile kendisinde farklılıkları çok rahat bir şekilde gördük. Kan değerlerimiz toparladı, hastamızın daha rahat bir hareket hali oldu, beslenmesi arttı. Kilo da almaya başladı, en güzel yanlarından biri de bu oldu. İşin en dramatik tarafı; eğer ki fark edilmemiş olsaydı o kapaktan geçen kitle kapağı tamamen kapatıp kalbin dolaşımını bozup hastayı kaybetmeye kadar giden ciddi sonuçlar doğurabilirdi. Kendisini ilk gördüğüm zaman da dedim; evet, 29 yaşında gencecik bir beyefendisin bu bakımdan şanssızsın keşke olmasaydı ama herhangi bir şey olmadan sana müdahale etme şansımız olması bu da senin şanslı olduğunu gösterir. Çok genç, evet fark edilmemiş ama şu an her şey yolunda. Hastamızı taburcu ettikten sonra günlük hayatına devam edecek, onlar da bir sıkıntısı yok. Belli aralıklarla mutlaka takibimize gelecek. Kullanacağı ilaçlar, tedavilerine de uyduğu zaman ömür boyu artık rahat ve mutlu bir hayat sürmesini düşünüyoruz” diye konuştu.
Gönder