Diyarbakır’da çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan ailelerin HDP binası önündeki eylemi 5’nci yılına girdi. Aileleri ziyaret eden İçişleri Bakanı yardımcısı Mehmet Akta, "Sizlerden aldığımız manevi güçle birlikte kahraman güvenlik güçlerimiz, teröristlere nefes aldırmıyor, göz açtırmıyor. Artık kafalarını bile kaldıramıyor, eleman devşirmek için sinsi planlar yapamıyor, mevcut elemanlarını saflarında tutamıyor, giderek güç kaybedip yok oluyorlar. Sizlerin cesaretle verdiğiniz bu mücadelenin de büyük katkısıyla, terör örgütüne katılım, geldiğimiz nokta itibarıyla durma noktasına gelmiştir. Maskelerini düşürdünüz ve artık gençlerimizi kandıramıyorlar. Terörün kökünü bu topraklardan tamamen kazımaya çok az kaldı” dedi.
Diyarbakır'da Hacire Akar, 21 Ağustos 2019'da kaybolan oğlu Mehmet'in (21) HDP'liler tarafından dağa kaçırıldığını belirterek, 1 gün sonra partinin il binası önünde oturma eylemi başlattı. Oturma eyleminin 3'üncü gününde ortaya çıkan Mehmet Akar, mahkemece ev hapsiyle cezalandırıldı. Oğluna kavuşup, eylemine son veren Hacire Akar, çocukları kaçırılan ailelere de çağrıda bulundu. Akar'ın evladına kavuşması ve çağrısıyla harekete geçen çocukları kaçırılan aileler, 3 Eylül 2019'dan itibaren HDP İl Başkanlığı binası önünde oturma eylemi başlattı. Eylem Diyarbakır ile de sınırlı kalmadı. Hakkari, Şırnak, Van, Muş ve İzmir gibi şehirlerde de çocukları kaçırılan aileler, HDP binaları önüne giderek eylem yaptı. Evlat nöbeti, ülke sınırlarını da aşarak Almanya'nın başkenti Berlin'de, terör örgütü tarafından kaçırılan kızı Nilüfer için eylem yapan Maide Türemiş ile devam etti. Evlat nöbetine birçok siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu da destek vererek, zaman zaman aileleri ziyaret etti.
5’nci yılına girilen eylemde şu ana kadar 45 aile çocuklarına kavuşurken, 365 ailenin sürdürdüğü eylemin 1462’inci gününde İçişleri Bakan yardımcısı Mehmet Akta ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Leman Yenigün aileleri ziyaret etti. Ziyarete Vali Ali İhsan Su, İl Emniyet Müdürü Fatih Kaya, Milletvekili Suna Kepoğlu Ataman, birçok siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de katıldı. Burada konuşan İçişleri Bakan yardımcısı Mehmet Akta, eylemin dünyada az rastlanabilecek bir mücadele olduğuna dikkat çekerek, "Bundan 5 yıl önce PKK terör örgütüne kaptırdığı oğlunun isyanıyla evlat nöbetine başlayan Hacire Akar anamızla başlayan mücadeleniz dalga dalga yayıldı. Hacire ananın çığlığı, terör örgütünün tuzaklarıyla evlatlarından koparılmış, yürekleri yaralı diğer analara cesaret verdi. 21 Ağustos 2019’ta Hacire ana ile başlayan evlat nöbetine 3 Eylül 2019’da diğer analar da katıldı, hep birlikte ‘artık yeter’ dediler. ‘Sadece kendi evlatlarımız için değil, Türkiye’nin evlatları için nöbet tutuyoruz’ diyen bu cesur analar, dünyada eşine az rastlanır bir mücadele ortaya koydular. Bu asil eylemin ve vakur duruşun bugün 5’nci yıl dönümü. Nöbet, bugün 365 anamızla 5 yıldır sabırla, duayla, umutla, azimle devam ediyor. Öyle bir mücadele ki, Diyarbakır’dan, Şırnak’a, Hakkari’ye, Muş’a, Van’a, İzmir’e ve hatta Almanya’ya yayıldı. Bölücü örgütün hiçbir tehdidine kulak asmadan, ellerinizde evlatlarınızın fotoğraflarıyla meydan okudunuz ve bu hainlerin evlatlarınızın kanı üzerinden kurdukları kirli düzeni bozdunuz. Direnişiniz ve cesaretiniz neticesinde 45 ailenin evladı terör örgütünden kaçarak güvenlik güçlerimize teslim oldu. Kararlılığınızın hainlerin dengelerini nasıl alt üst ettiğine tanıklık ettik. Sizler sadece ana olarak diğer analara güç vermediniz, aynı zamanda hiçbir silahın sizin sevginizden ve ana yüreğinden daha güçlü olamayacağını da bütün dünyaya gösterdiniz” dedi.
‘GİDEREK GÜÇ KAYBEDİP, YOK OLUYORLAR’
PKK terör örgütünün güç kaybettiğini belirten Akta, "Bu mücadele; yüreği yaralı, evlat hasreti çeken annelerin ortak mücadelesidir. Yürekten inanıyoruz ki, PKK terör örgütünün kanlı ellerinde, tek bir evlat kalmayıncaya kadar da devam edecektir. Sizlerden aldığımız manevi güçle birlikte kahraman güvenlik güçlerimiz, teröristlere nefes aldırmıyor, göz açtırmıyor. Artık kafalarını bile kaldıramıyor, eleman devşirmek için sinsi planlar yapamıyor, mevcut elemanlarını saflarında tutamıyor, giderek güç kaybedip yok oluyorlar. Sizlerin cesaretle verdiğiniz bu mücadelenin de büyük katkısıyla, terör örgütüne katılım, geldiğimiz nokta itibarıyla durma noktasına gelmiştir. Maskelerini düşürdünüz ve artık gençlerimizi kandıramıyorlar. Terörün kökünü bu topraklardan tamamen kazımaya çok az kaldı. Bu milletin birliği ve bütünlüğüne kast eden tek bir terörist kalmayıncaya kadar, mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettikleri gibi, ‘artık analar ağlamasın’ tek gayemiz budur. İstikbalimiz olan evlatlarımızı bu kirli tuzaktan korumak için devletimiz bu onurlu mücadelenizde; şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da her daim yanınızda olacaktır” diye konuştu.
YENİGÜN: ANNE YÜREĞİNDEN DAHA GÜÇLÜ BİR ORGANİZASYON, DAHA GÜÇLÜ BİR SİLAH YOKTU
Aile Ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Leman Yenigün ise anne yüreğinden daha iyi bir silahın olmadığını belirterek şöyle konuştu:
"Sizlerin buraya gelişiniz, tarihimizi, medeniyetimizi, kardeşliğimizi elimizden almaya çalışanlara karşı asil ve güçlü bir duruştur. Burada terör örgütü ve onun destekçileri en büyük çocuk hakları, kadın hakları ve insan hakları ihlallerini gerçekleştirmekte ve insan hakları savunucusu olduklarını söyleyen kimi ulusal ve uluslararası kuruluş ve devletlerin çoğu seslerini dahi çıkartamıyor. Bu süreçte terör örgütünden kaçarak kurtulan evlatlarımızdan bir kısmı güvenlik güçlerine teslim olarak ailelerine kavuşmuştu. İnşallah bu süreç artarak devam edecek. Anne yüreğinden daha güçlü bir organizasyon, daha güçlü bir silah olmadığının ispatının siz anneler olduğunu Cumhurbaşkanımız sürekli ifade ediyor. Çocuklarınıza kavuşmak için gösterdiğiniz bu çaba, toplumsal barışın güçlenmesi açısından son derece kıymetlidir. Biliyoruz ki kadınlarımız olmadan, siz değerli annelerimiz olmadan yeni bir medeniyeti inşa etmek mümkün değildir. Yeni Türkiye Yüzyılı inşasında siz Diyarbakır annelerinin direnişi bizlere yol göstermektedir, ilham olmaktadır. Bizler devlet ve millet olarak; tek yürek büyük bir aileyiz. Acınız, acımızdır. Hüznünüz, hüznümüz. Hep birlikte yaşadığımız zorlulukların üstesinden geleceğimize inanıyorum.”
Gönder