Haber7-ÖZEL
İsrail'in Gazze'nin ardından Lübnan'a saldırması Ortadoğu'da denklemi değiştirdi. Gün geçtikçe yayılan savaşa son olarak İran da dahil oldu. Geçtiğimiz gün ABD'den yapılan “İran’ın İsrail’e balistik füze saldırısına hazırlandığına dair işaretler var” açıklamasından birkaç saat sonra İran akşam saatlerinde İsrail'e yönelik füze saldırısı düzenledi. 200 füzeyle düzenlenen saldırıda İsrail hava savunma sistemi 'Demir Kubbe'yi aşan füzeler başkent Tel Aviv dahil olmak üzere bazı kentlere düştü.
Saldırının hemen ardından ABD ve İsrail'de acil durum toplantıları düzenlenerek İran'dan yapılan saldırıya cevap verileceği duyuruldu. İran'ın İsrail'e yönelik düzenlediği sürpriz saldırının ne anlama geldiğini ve bundan sonra yaşanacak olası sonuçlara ilişkin Haber7 uzmanlarla görüştü.
Türk DEGS Başkanı ve İstanbul Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cihat Yaycı, Terör ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ ve Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Furkan Kaya İran'ın füzeli saldırısıyla ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulunarak, Ortadoğu'nun geleceğine ilişkin öngörülerini açıkladı.
"HEDEF TÜRKİYE"
Dün gece yaşananları değerlendiren Türk DEGS Başkanı ve İstanbul Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cihat Yaycı, 7 Ekim'de Hamas bahanesiyle Gazze'de soykırıma başlayan İsrail'in savaş başladığında "bu Gazze meselesi değildir, bu Ortadoğu meselesidir" açıklamasını hatırlatarak bugün yaşananlara ışık tuttu. Bir kıvılcımın ateşlendiğini söyleyen Yaycı, ateş topunun Ortadoğu'ya yayılmak istediğini belirtti.
İsrail'in bölgedeki sansasyonel saldırılarının nihai hedefinin Türkiye olduğunu ifade eden Cihat Yaycı sebebi şu sözlerle açıkladı;
7 Ekim'den sonra ABD Başkanı Joe Biden ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hemen bir açıklama yaparak 'Ortadoğu'da artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak' açıklamasında bulunmuştu. Yani Gazze'de değil, Filistin'de değil, İsrail'de değil Ortadoğu'da dedi. Ortadoğu kumaşını ellerine aldılar. Yeni bir elbise dikip sınırları değiştirmeye çalışıyorlar.
Burada hedefin büyük İsrail olduğunu, vaat edilmiş topraklar olduğunu görmemek mümkün değil. Zira İsrail'de Vadedilmiş Topraklar Bakanlığı var. Bu bir devlet politikası onlar için. Burada İsrail'in toprak büyüteceğini ve bir takım saldırıları bahane ederek kendini meşru müdafaa gerekçesi oluşturarak Lübnan ve Suriye'ye gireceğini söylemiştim. Öyle oldu.
"TÜRKİYE İÇİN EN BÜYÜK TEHLİKE YPG/PKK"
Oluşan denklemde Türkiye için en büyük tehlikenin Suriye'nin kuzeyinde yuvalanan terör örgütü YPG/PKK olduğunu belirten Yaycı, "Suriye'deki PKK/YPG ile birleşilecek şekilde PKK/YPG'nin güneye İsrail'in de güneydoğuya doğru ilerlemesi ve doğal olarak Türkiye'ye komşu olmaları." dedi.
Türk devletinin yaşananlar karşısında çok dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Yaycı, "Artık bundan sonraki hedef Türkiye. Ben bunu 7 Ekim'den beri söylüyorum. Ben "Kafanızı Gazze'den kaldırın, çünkü hedef Gazze değil, büyük İsrail'dir, hedef Türkiye'dir" diye. Arzı mevudun kuzeyde tek elde edilemeyen toprağı Türkiye'dir. Şu veya bu şekilde Irak parçalandı. Suriye'yi de parçaladılar. Şimdi Türkiye kaldı. Türkiye'de 22 il bu hedefte. Bu 22 ilin oluşturduğu harita terör örgütü PKK'nın sözde Kürdistan haritasıyla birebir örtüşüyor. Yani PKK eşittir İsrail'dir. Bunu anlamayan kördür." şeklinde konuştu.
İRAN İSRAİL'E ALAN AÇTI
İran'ın bugüne kadar Ortadoğu'da yaptığı tüm hamlelerde İsrail'e alan açtığını söyleyen Yaycı, dünkü balistik füze saldırısını da İsrail ve ABD'ye alan açma operasyonu olarak değerlendirdi. Yaycı, "Dün yaptığı saldırılar hakikaten oto sanayide yapılmış roketler gibi. Ya bunların hiçbir tane patlayıcısı yok mu? Bir balistik füze ne demek ya? Bir yere bir balistik atarsan etraf dağılır. Bu toprağa saplanıp kalıyor. Bu füzelerle İran İsrail'e saldırdı diyerek ABD ve İsrail Ortadoğu'yu talan edecek. Bunun için çok büyük bir gerekçe oluşturdular. Bir sinema oyunu oynanıyor. Ölü yok İsrail'de. Bir kişi öldü o da Filistinli. Böyle bir şey olabilir mi?" ifadelerini kullandı.
İran'ın İsrail'e saldırdığı saatlerde bölgede yaşanan diğer gelişmelere dikkat çeken Yaycı, İsrail'in aynı saatlerde Lübnan'da ilerlediğini belirterek "İran güzel bir örtü yaptı, İsrail ordusu Lübnan içlerine kadar girdi. Lübnan unutuldu bir anda. İsrail'in Lübnan'a girmesinin önünde de millet dünya kamuoyunun tepkisi böylece azaltılmış oldu. Bak İran İsrail'e saldırıyor. Lübnan'da İran destekli gruplar var. İsrail ne yapsın? denilecek." şeklinde konuştu.
"SURİYE'DE ASKERİ KONTROL BÖLGELERİNİ GENİŞLETMEMİZ LAZIM"
Türkiye'nin bundan sonraki günlerde alabileceği önlemlere de ilişkin de konuşan Yaycı, Suriye'de Türk askerinin kontrol ettiği bölgelerin genişletilerek bölgedeki asker sayısının arttırılması gerektiğini ifade etti. Yaycı, "Bizim Suriye'deki askeri varlığımız bekamız için son derece önemlidir. Suriye'den asker çekin diyenler bilerek ya da bilmeyerek siyonizme, İsrail'e ve PKK'ya hizmet ediyordur. Hiçbir aklı başında devlet yoktur ki sınırlarının güvenliğini sınırlarının ötesinde sağlamasın. Sınır güvenliğini bu coğrafyada sınırda sağlamaya çalışan kaybeder." dedi.
"YİNE BİR DANIŞIKLI DÖVÜŞ SEYRETTİK"
İran saldırısına yönelik Terör ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ ise İran'ın iddia ettiği gibi İsrail'de vurulan bir havalimanı ve kritik bölgelerin olmadığının görüldüğünü söyledi. İran'ın saldırısının yine bir danışıklı dövüş olduğunu söyleyen Başbuğ, "İran kendi iç kamuoyunda sıkışan baskıyı biraz hafiflettiğini düşünüyor. Ama bu kadar badirenin üzerine, yani Hizbullah yerle bir olmuş, kendi içinde aldığı onca darbe var. Böyle 3-5 füze ile bunu kapatamaz." şeklinde konuştu.
İran'ın füze saldırısıyla birlikte İsrail'e bir koz verildiğini ve alan açıldığını belirten Başbuğ, İsrail'in önümüzdeki günlerde Ortadoğu'da birçok farklı yeri vuracağı açıklamasına dikkat çekti. Başbuğ "Bu Suriye, Lübnan, Irak'ta gerçekleşirse İran evvelde olduğu gibi ABD'nin, İsrail'in önünü açmış olacak. Faturanın Türkiye'ye kesileceği bir tiyatroyu yeniden seyretmiş olacağız." ifadelerini kullandı.
İRAN'A TOPYEKÜN SALDIRI YAPAMAZLAR
İran'ın füze saldırısını değerlendiren Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Furkan Kaya ise İsrail'in İran'a verdiği zararla İran'ın İsrail'e verdiği zarar arasında çok büyük fark olduğunu söyledi. İran'ın son dönemdeki suikast fırtınasıyla çok sayıda üst düzey ismini ve müttefikini kaybettiğini belirten Kaya, savaşın gidişatında çok büyük bir yükseliş beklemediğini bu saldırıların karşılıklı bu seviyede devam edebileceğini öngördüğünü aktardı.
İran'a topyekün bir saldırı olmasının jeopolitik konumu nedeniyle uzak bir ihtimal olduğunu ifade eden Kaya "İran Hürmüz Boğazı'nın kontrolü neredeyse İran'da ve İran dünya petrol üretiminin yüzde 4'ünü gerçekleştiriyor. Eğer ki petrol kuyuları vurulursa böyle bir hedef ortaya konursa bu dünyanın büyük bir petrol krizine sürüklenmesine de sebebiyet verilebilir. İran, Hürbüz Boğazı'na kilit takarak, orayı kapatarak dünyayı başka bir krize doğru sürükleyebilir. Hem ekonomik hem petrol krizine sürükleyebilir." dedi.
REİSİ'NİN ÖLÜMÜNÜN SUİKAST OLDUĞU KESİNLEŞTİ
Mossad'ın İran'da düzenlediği nokta saldırılarla İran'ın kılcal damarlarına kadar işlediğini söyleyen Doç. Dr. Kaya, bu yaşananlarla birlikte İran eski Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin helikopterinin düşmesinin de bir suikast olduğunun netleştiğini ifade etti.
Furkan Kaya, Reisi'nin helikopteri düşmeden kısa bir zaman önce yaşananları şöyle özetledi;
İbrahim Reisi ölmeden kısa bir süre önce sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'la bir araya gelecekti. İlk görüşme arifesinde Kasım Süleymani'nin mezarında bomba patlatıldı. O aslında Reisi'ye gönderilen bir mektuptu. Birileri Reisi'ye "Erdoğan'la buluşma, Türkiye ile yakınlaşma " dediler, dinlemedi. İkinci defasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüştüler. Sonra onlara göre bir hata daha yaptı. İbrahim Reisi, İlham Aliyev'le de bir araya geldi. Reisi orada çok önemli bir açıklama yaptı. Reisi "Bazılarının bu görüşmeden rahatsız olduğunu biliyorum ama biz görüşmeye devam edeceğiz" dedi. Bu çok önemli tarihi bir cümleydi. Bir gün sonra Reisi öldürüldü. İran tam cevap vermek istiyorsa İsrail'in üst düzey yetkililerini hedef alması lazım. Böyle birkaç füzeyle intikam almış olmazlar.
Gönder