adscode
adscode

Kıyma ile havalimanı arasında ne ilişki var demeyin

En büyük olanını açtık

En uzununu yaptık.

En hızlısını yaptık...”

Her açılış, her yatırım için ya Avrupa’nın en büyüğü olduğu vurgulanıyor ya da hızlı yapılması ile övünülüyor.

Hele ki seçim sürecine girmişken bir aydır açılış üstüne açılış yapılıyor. Biten proje de açılıyor bitmeyen de; var olan da açılıyor var olmayan da...

Toplu açılış töreni adı altında devlet imkânları ile bir partinin mitingi yapılıyor.

Aslında “Yaptık oldu” mantığı ve projelerin plansız, kontrolsüz şekilde yapılmasının faturası ne yazık ki bize çıkıyor yine. Hani temel ihtiyaç maddeleri ve temel gıda maddeleri neden pahalı diyoruz ya işte bu çıkan faturaların sırtımıza yüklenmiş hali o fiyatlar.

Yine böyle bir durum söz konusu, anlatayım.

Türkiye’nin ve Avrupa’nın deniz üzerine kurulan tek havalimanı olma özelliğini taşıyan Ordu-Giresun Havalimanı’nın altyapı ihalesi 2011 yılında yapıldı. Cengiz+İçtaş ortak girişimi 144 milyon TL bir bedel ile kazandı. Havalimanının resmi açılışı ise 2015 Mayıs ayında yapıldı. Açılış tarihi başka bir zaman olmasına rağmen 2015 Haziran seçimlerinden hemen bir ay önceye çekildi.

Tanıdık geldi değil mi? Aynısı şu anda da yapılıyor.

Aradan üç yıl geçtikten sonra dolgularda oturma tespit edilmiş. 

Sözcü gazetesinden Yusuf Demir’in 16 Şubat 2022 tarihli haberinde yer verilen, dünya çapında en üst düzey mühendislik yayınlarından Engineering Failure Analysis dergisinde 2021 Eylül ayında yayımlanan makale dikkat çekmişti. 

Hacettepe Üniversitesi’nden Doç. Dr. Saygın Abdikan ve Bülent Ecevit Üniversitesi’nden Dr. Çağlar Bayık tarafından hazırlanan makalede yer verilen tespitler çok çarpıcı.

Makale için 19 ay boyunca havalimanın olduğu alan uydudan izlendi. Bu amaçla Avrupa Uzay Ajansı’na ait Sentinel-1A/B uydu görüntüleri, PSI tekniği ile zaman serileri analiz edildi.

İncelemeler sonucunda havalimanının yılda 14 milimetre çöktüğü 9 milimetre ise yükseldiği tespit edilmiş. 

Prof. Dr. Osman Bektaş o günlerde Sözcü’ye yaptığı açıklamada ise şunları söylüyor: 

Uluslararası hakemli dergide yayımlanan bu bilimsel çalışmanın verileri çok açık. Akyazı nasıl çöküyorsa Ordu ve Giresun Havalimanı da aynı şekilde çöküyor. 

İki alanın da kıyı jeolojisi aynı. Dolgu sistemi aynı olduğu için hatalar tekrar ediyor. Her iki dolgunun da kuzeyi yani deniz tarafı çöküyor, kara tarafı yükseliyor. Akyazı’da da Ordu-Giresun’da da dolguyu yapar yapmaz üzerine üst yapıyı kurduk. En az bir yıl uydudan bu dolguların ne şekilde oturduğunu anladıktan sonra dolgunun stabilitesi belirlendikten sonra üst yapıda statik hesapların yapılması lazım.

Yani “Ennn” diyebilmek adına planlama iyice yapılmadan alelacele havalimanı açılmış.

Peki sonra ne olmuş?

Asıl mevzu da bu zaten...

Ordu Giresun Hv Lim Pat Saha Onarımı Ve Apron Genişletilmesi ihalesi” düzenleniyor!

Yani tespitler doğru.

Peki neden ihale düzenleniyor? Öyle ya, Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 25. maddesinin 4. fıkrasında proje onay tarihinden 15 yıl sonraya kadar yaşanacak aksaklıklardan şirketler sorumlu tutuluyor. 

Ne olmuş dersiniz?

Yeni ihale düzenlemişler.

DHMİ Genel Müdürlüğü (2023/297470 ihale kayıt no ile) 239 milyon 790 bin TL yaklaşık maliyet ile ihale düzenledi.

İhaleyi 227 milyon 270 bin TL teklif veren EMT İnşaat adlı firma kazandı. 

İkinci ihaleyi alan firma da AKP döneminin ihale şampiyonlarından. Firmanın sitesini açın bakın.

Gaziantep Havalimanı Terminal ve Apron yapımı, Kastamonu Havalimanı Apron Genişletme, Muğla Sıtkı Koçman Devlet Hastanesi inşaatı gibi çok fazla proje yapmış tecrübeli bir firma. Firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Doğan.

Bu oluşan durum kamu zararı değil midir?

İhale kanununa göre yapan firma neden oluşan hasarı tamir etmiyor da yeni ihale ile yoksul halkın vergisi başka firmalara veriliyor?

Çok basit bir konu var: Ya bu gibi işler yüzünden kıymaya 300 lira vermeye devam edeceğiz ya da bunlara tepkisiz kalmayarak sandıkta tepkimizi koyacağız.

İlk Yorumu Siz Yapın

Gönder