Bakan Ersoy'un açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
Hayatımın en zor 24 saatiydi. Saat 04.17'de deprem oldu biliyorsunuz. Ben o gün Ankara'daydım. Yüksek binada kalıyordum. Hissettim depremi, çok yer yıkıldı zannettim. Camdan baktım, hiçbir yer yıkılmamıştı. Hemen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu aradım."Ben ekibimi toplayacağım, görev verirseniz yarım saat içinde hazır hale geliriz" dedim. 05.30 gibi bütün bakanların görev dağılımları tespit edildi. Milli Eğitim Bakanımızla Malatya'ya görevlendirildik. Uçağımızı saat 08.00'e ayarlayabildik. 08.55'de iniş yaptık. Yaklaşırken baktım, inanılmaz bir kar fırtınası vardı. Malatya kar örtüsü altındaydı. 09.30 gibi şehre geçmiş olduk. Sonradan öğrendim ki, Malatya'nın son yıllarda en yoğun yaşadığı kar fırtınasıymış. Enkazda çalışmalar başlamıştı zaten, ateşler yakılmıştı.
"ASKERİ ÇEKMEMEMİZ İÇİN OPERASYONLAR YAPTILAR"
Geçtiğimiz güzergahlarda ateşler yakılmıştı. Enkazların başında askerler vardı. Valimizin dışında jandarma komutanı, AFAD yetkilileri ve iki bakan biz koordinasyon toplantısına girdik. Vali ve komutanlarımızla birlikte sahada yürüyüşe geçtik. Enkazdan sorumlu olan jandarma komutanımız Nurettin Paşa'ydı. Metin Paşa da 2. Ordu Komutanı. O da işin ehli. Afet olduğu zaman zaten asker çıkıyor. 2. Ordu'nun sorumluluk alanı Akdeniz ve Hatay'dan başlayıp İran sınır boyu. 1712 kilometrelik sınırın güvenliğinden ve sınır ötesinde Suriye ve Kuzey Irak operasyonlarından sorumlu. Irak, Suriye'de görev yapan asker sayısı 90 bin. 105 bin askerin 90 bini görevli. İlk gece sınır ötesinde roket saldırısı yapıldı. Askeri çekmememiz için bunu yaptıklarını düşünüyorum. Zordaysanız her türlü hainlik oluyor. Buna hazırlıklı olmak lazım.
"BUNA DEPREM DEMEK DOĞRU DEĞİL; DEPREM FIRTINASIYDI"
Topu topu 10 ilimizde kullanabileceğiniz elinizde 10 bin asker var. Asker de depremzede aslında. Toparlayıp, kendi bölgesinden çıktı. Öyle büyük bir fırtına vardı ki havalimanı kapandı. Askeri pilotlarımız uçamadı. Üçüncü gün uçabildi. Yolları açıyorsunuz, birkaç saat içinde tekrar kapanıyor. Buna deprem demek doğru değil. Biz deprem değil deprem fırtınası ile karşı karşıyayız. Şehirde yakıt sıkıntısı başladı. Hava köprüsü kapandı. Bunun üzerine kriz masasında Mardin ve Midyat birlikleri vardı. Onları yola çıkardık. 24-25 saatte gelebildiler. Karayolu o kadar kötüydü ki. Hava köprüsü açılınca Tekirdağ'dan, Foça'dan birlikler aldık. Birkaç saat sonra kriz masasının en önemli sorunu yakıt. Kullandığınız vinçlerin bile yakıtı bitiyor bir süre sonra. Yakıt yoksa ne yapabilirsiniz ki! Uzman ekip yoksa vinçi de kullanamazsınız. Bizzat yurt dışından gelecek ekipleri organize ettim. Uçaklar inerken havalimanı kapandı. Yarım saat turladı, Kayseri'ye inmek zorunda kaldı.
"KURTARMA EKİBİ, KURTARMA EKİBİNİ KURTARMAYA ÇALIŞTI"
AFAD gibi bir kuruluş 3-4 şehirde deprem olsa sorunsuz çözer. Ama 11 şehirde dağınık bir yerde olduğu zaman dünyanın hiçbir ekibi çözemez. Her ile nereden destek geleceği belli. Yakın illerden hiçbir ekibi alamıyorsunuz. Enkazda kalmamış ama yakını, annesi, çocuğu enkazda olan ekip var. Saat 13.30'da ikinci deprem oldu, kendi ekibimiz enkazda kaldı. Orada talimat da veremiyorsunuz ki, 'enkaz içinde vatandaşlarımız var, takdiri size bırakıyoruz' diyoruz. Kurtarma ekibi, kurtarma ekibini kurtarmaya çalışıyor. O hafta yıllardır olmayan hava olayıyla karşı karşıyasınız. Biz 460 enkazda kurtarma çalışması yaptık.
"EVİ SAĞLAM OLAN VATANDAŞ DA ÇADIR İSTİYORDU"
Erhaç askeri hava üssünde boru hattı vardı. Havacılıkta yaptığım için özel hayatımda boru hattından yakıtı alıp kamu taşıtların tamamına desteği verdik. Ertesi gün yol kapalı olduğu için aynı boru hattından yakıt alıp bazı bayiilere dağıttık. Çünkü vatandaş arabasını, otobüslerini çadır olarak kullanıyordu. Toplamda hasarlı bina 600-700 bin. Herkes ayrım yapmaksızın bana çadır verin diyor. Dünyanın neresinde 24 saattüe 48 saatte istenen çadırı bulamazsınız. Evi sağlam olan vatandaş da çadır istiyordu. Yıkılacak olan yerleri herkes biliyor. Yıkılmadan önce yıkmanız gerekiyor. Kentsel dönüşüm yapmanız şarttır.
"DEPREM BÖLGESİNDE YÜZDE 65 YAPIDA HASAR OLUŞTU"
11 ili kapsayan deprem bölgesinde toplam 8 bin 500'e yakın tescilli taşınmazımız var. Mezarlık da bizim için taşımazdır. Bunun 4 bin 900 tanesi sivil mimari tescilli. Konut diye düşünebilirsiniz. Belli kısmı yıkıldı, belli ağır hasarlı. Yaklaşık yüzde 65'inde hasar oluştu. Hatay'ı baştan tarıyoruz. Bizim kültürel tescilli stoğumuz bu kadardı. 1 hafta 10 gün içinde netleşecek. Biz afet acil önlem planını hazırladık. Hangi müzenin afete maruz kalınca hangi müzeden destek alacağını biliyor. Uzak illerden afet olabilir vs. Herhangi Ankara'dan idari merkezden talimat beklemiyorlar. İletişime geçiyorlar. Hatay, Elbistan, Adıyaman, Hatay müzelerinde deprem olduktan birkaç saat sonra hareket ettiler. Oradaki uzman personel sayısı iki katına çıkarılıyor. Onlar görev yerlerini biliyorlar. Bu bölgelerde bizim yıkılan müzemiz yok aslında.
"DEPREMDE MÜZELERDE SINAVI GEÇTİK"
Hatay müzesinde sadece bir blok yer zemin çökmesi nedeniyle hasarlı. Müzelerde sınavı geçtik. Yapılan müzeler depreme dayanıklı yapılmış. Restorasyonu kötü olan ise, tescil yapı zamanında yapılmış. Zemin etüdü şart. Oraya göre binanın rölevesini değiştirmeniz gerekebilir. Zemin etüdünde sıvılaşma varsa rölevisinde bazı değişiklikler yapılması gerekir. Askerler, güvenlik görevlileri bekçiler sahadaydı. Hırsızlık olmadı. İsrail kurtarma ekibi, sonuçta yapmaması lazım, çok değerli değildi, özel vakfa ait Tevrat'ı alıp getirmiş. Şahsi, münferit bir şey. Tek bir olay, genele yansıtılmaması gerekir. Tabelaları koyduk, hasar tespit çalışmasına başladık. 24 Şubat'ta Hatay'a gittim. Orada bir kurul oluşturdum. Kültürel Miras Bilimsel Danışma Kurulu. Üniversiteden hocalar var. Bu bölge için bilimsel danışma kurulu oluşturduk. Gönüllülük esasında iş yapmak isteyen herkesin burada yeri var.
"ZEMİN ETÜRDLERİNE BAŞLIYORUZ"
Hatay'ı yapı gibi görmemeniz lazım. Oranın sosyal yaşamını dikkate almanız gerekiyor. Afet Kazı Başkanlığı oluşturduk. 180 yapıda müdahiller. Üniversitelerden gelen arkeolog arkadaşlar var. O yapıların içinde kültür molozları ve değerli kültür varlıklarının olduğunu düşünüyoruz. Ekip zaten enkazda neyin nerede olduğunu biliyorlar. Girip kurtarıyorlar. Bölgede labaratuvarlar var. Bakımı ve tamiratı yapılıyor. Mülkiyeti kamuya aitse hemen envantere alıyoruz. Taşınmayacak gibi ağır olanlar yerinde tutuluyor. Taşınabilirler en yakın, afet dışındaki yerlere kaydırılıyor. Mülkiyeti bize ait olmayanlar var. Mal sahibine soruyoruz. Yapı sahibi korumayam diyorsa, ondan izin alarak biz depolarımıza kaldırıyoruz. 80 noktada 170 personel çalışıyor. Yeniden inşa sırasında özgün malzemeleri kullanacağız. Mart sonu itibarıyla bütün kurluk varlıklarının olduğu yerlerde zemin etüdlerine başlıyoruz.
"ÇALIŞMALAR 5 YILA YAYILIR DİYE DÜŞÜNÜYORUM"
Yaklaşık Vakıflar 11 milyar civarında harcama yapacak. Başvurularımızı yaptık AB; UNESCO ve Dünya Bankası'na. Vakıfların kendi bütçesi var. 1 yılda olacak olan da var 5 yılda olacak olan da var. Sonuçta 5 yıla yayılır diye düşünüyorum. Binanın temeliyle ilgili olarak zemin altını düzgün, zemin etüdüne göre yaparsanız binada çok büyük sorunla karşılaşmayız. Afet bölgesinde yeni bir röleve merkezi kuruyoruz. Burada çok fazla iş var. Kapasiteyi 3-5 katına çıkaracağız.
"ÖZEL YAPILARIN PROJELERİNİ ÜCRETSİZ YAPIYORUZ"
Eski Hatay dediğimiz yer var. Burası çok katmanlı yapı. Arkeolojik çağlardan günümüze gelen çok fazla katman var, kültürel varlık var. Buraya koruma planı yapılıyor, zaten ana iş bu. Bize ait olanlarda sıkıntı yok. Vakıflarla ilgili toplantı yaptık. Özel vakıfları topladım. Özel vakıflara ait olanlar var. Kimisi zengin vakıf sahipleri 'Biz üstleniriz' dediler. Mesela orada kilise var, altında dükkanlar var. Kilise yıkılmış, dükkanlar yıkılmış, vakıf gelirinden olmuş. Onlara da devlet olarak destek vereceğimizi söyledik. Tecilli yapıların zemin etüdlerinin hepsini biz yapıyoruz. Gücü yetmeyenler için projeyi uzman ekiplerimiz üstleniyor. Talep etmeleri karşılığında proje çalışmalarını ücretsiz yapacağız. Özel vakıfları bu şekilde çözüyoruz. Destek lazımsa maddi destek veriyoruz.
"DEPREM BÖLGESİNDE BİR HAFIZA MÜZESİ YAPILACAK"
Otel, pansiyon gibi Bakanlıktan belgeli işletmelere ayrı destek veriyoruz. Bu destekler afet için planlanmamış. Hasar tespiti yapıldıktan sonra katılım yüzde oranını hem de tavan desteğini yukarı çekeceğiz. Ne kadar destek varsa aynı anda yararlanabilecekler. Yıkılan oteller için destek verilecek. Eski Antakya'da yeni koruma planı yapacağız. Bilim ve Danışma Kurulu ile birlikte yapacağız bunu. Deprem unutulmasın diye deprem köşesi de yapacağız koruma alanının içine. Bir hafızası müze yapılacak.
"KIZ KULESİ'NİN RESTORASYONU MAYIS BAŞINDA BİTECEK"
Alt yapı ile ilgili ekstra önlemler almamız gerekiyordu. Mayıs başında Kulesi restarasyonu bitecek. Beton kısımlar 1940'lı yıllarda restorasyonda beton en gözde malzemeydi. Günümüzde yasaklı malzeme diyoruz. II. Mahmud döneminde yapılan ahşap gibi görünse de aslında betonarme yapılar bu. O dönemin mimarı kullandığı malzemeye göre hesap ediyor. Statiğini hesaplarken üstündeki ağırlığa göre hesaplıyor. Ahşapla betonun ağırlığı aynı değil zaten. Burası Boğazın en yoğun akıntısı olan adası. Bu akıntı yüzlerce yıl içerisinde tepeyi yavaş yavaş yemeye başlıyor. Aslında altında göremediğimiz yıpranma var. Aslında bugüne kadar ne yapılmışsa mış gibi yapılmış. Daha önce yapılan restoralarda kolonlarla kirişleri birbirine bağlamamışlar. 98'de üstü sıva yapılıp geçilmiş. Külah üzerinde ağırlığı ile üstüne bindirmiş. Alttaki kuleye bağlamamış.
"KIZ KULESİNDEKİ ÇALIŞMALARI ŞEFFAF YÜRÜTÜYORUZ"
Bayrak direğini deniz kumundan yapmışlar, her taraf çatlamış. Kolon ve kirişler birbirine bağlı değil. Bunu sıvayıp, geçmişler. Önemli olan doğru hocalarla çalışmamız. Çok şeffaf gidiyoruz. Kızkulesi.com diye bir sitemiz var. Bütün çalışmalarımızı buraya yüklüyoruz. Özgün olan kuleydi. Hassas bir şekilde taramasını yaptık. Bütün çatlakları doldurduk, yapıyı dirençli hale getirdik. 10 metrelik kazıklar çatılmış ama zemin etüdleri yapılmamış. Öyle bırakılmış. 4 tarafını çakmaları lazım, iki tarafını çakıp bırakmışlar.
"GALATA KULESİ'NDEN 8 BİN KAMYON YÜK ÇIKARTTIK"
Galata Kulesi'ne ara katlar yapılmış. Ağır yük bindirilmiş. Çatlak ve yarılmalar oluşmuş. Biz 8 bin kamyon yük çıkarttık. Sonradan eklenen ara katlar. İçinde kafeterya, gereksiz odalar, boğaz manzaraları tuvaletler vardı. Topkapı Sarayı'ndan sonra en çok ziyaretçi alan yer haline getirildi. Atlas Sineması'nda da benzer restorasyonu yaptık. Şu anda bütün binalarda yaptığımız şey, fazla yükleri üzerlerinden alıyoruz, binaları güçlendiriyoruz. Beton yükleri alıp, bu tür yapılarda Horosan harcını kullanıyoruz. İçinde kimyasal olmayan malzeme. Çok daha sağlam olarak binayı koruyabiliyor.
"NİSAN SONU İTİBARİYLE KAYIPLARIMIZI KAPATACAĞIZ"
Deprem zamanında tanıtımları durdukduk. İlk etapta hızlı bir düşüş oluyor. İleriye dönük rezervasyonlarda. Yaptığınız yoğun tanıtımlarla arttırıyorsunuz. Türkiye gibi coğrafyada yaşıyorsanız, gelecekte de krizler olacak. Geçmişte de vardı. O yüzden bu krizlere karşı sektörünüzü dirençli hale getireceksiniz, bağışıklık kazanmasını sağlayacaksınız. 27 Şubat itibariyle iki katı tanıtım yapıyoruz. Sonuçlarını almaya başladık. Hızlı şekilde yukarı doğru gitmeye başladı. Deprem öncesi rakamları yakaldı. Günlük akış olarak söylüyorum. Muhtemelen Nisan sonu itibariyle kayıplarımızı kapatacağız diye düşünüyorum.
"12 TANE ÇOK ÖNEMLİ KÜLTÜR VARLIĞI ÜLKEMİZE GELİYOR"
Kaçakçılıkla Mücadeleyi daire başkanlığı statüsüne getirdik. İkili protokoller var ülkelerle yaptığımız. Alıcı konumundaki ülkeler veya kaçırılan eserlerin geçiş yolundaki ülkeler. 8-10 yıl sürecek mahkeme süreçleri 7-8 aya kadar inebiliyor. Tarihi eser kaçakçılığı ile mücadelede alıcının şevkini kırmak durumundasınız. Alıcı biliyor ki, bunu bir yerde sergilediği an Türk hükümeti fark edecek ve peşine düşüp o malın iadesini sağlayacak. O zaman Anadolu kökenli kültür varlıklarının alıcı değeri düşüyor. Bu dönem çok yoğun sayıda kültür varlığını yurt dışından getirmeyi başardık. Manhatten bölge savcılığı ile işbirilği içindeyiz. yarın itibariyle 12 tane çok değerli kültür varlığını teslim e diyorlar. İçinde Roma impatarunun bronz heykeli, Perge'den çalınmış olan iki kafa bulunuyor. 31 Mart itibariyle Antalya Arkeoloji Müzesi'nde sergilenecek.
"RAMİ KÜTÜPHANESİ ÖĞRENCİLERE 24 SAAT AÇIK"
Rami Kütüphanesi yaklaşık 37 bin kilometre karelik kapalı alandan oluşuyor. Ortasında 51 bin metre karelik bahçe alanı var. Burayı biz Millet Bahçesi yapıyoruz. Rami Kışlası'na birçok kişi bahçesi için geliyor. İçinde hafıza kütüphanemiz de var. Beyazıt'taki bütün kitapların ve yayınların bir örneğini burada özel bölüme aldırdık. Korumalı bir alan yapıldı buraya. İçinde Türkiye'nin en büyük ihtisas kütüphanesi oluşturuldu. Atatürk İhtisas Kütüphanesi. Yurt dışından da kitap alımına ediyoruz. Pazar günü 50 bin ziyaretçiyi bulduğumuz günler oldu. Girişler ücretli değil. Belli saatlerde ikramlar oluyor. Kek, çorba ikramı oluyor. Ücretli kafeler de var. 24 saat açık belli bölümleri. Öğrenciler 24 saat çalışma imkanı bulabiliyorlar.
"AVM'LERE, TREN GARLARINA KÜTÜPHANE AÇIYORUZ"
Bakanlığımıza bağlı 1200'den fazla kütüphanemiz var. İhtiyaç da var. Biz de sayıları artırmak istiyoruz. Her türlü kütüphanenin sayısını artırıyoruz. Farklı ilgi alanlarını farklı noktalara kurmaya başladık. İnsanların yoğun olduğu yerlere kütüphaneleri açıyoruz. AVM'lere, tren garlarına açıyoruz.
"FESELİS KOYU'NDA BAKANLIK OLARAK GÖRMEZDEN GELEMEZDİK"
Faselesi'te günlük 12 bin ziyaretçiyi ağırladığı günler var. 12 bin kişi 10-12 saat kalıyorlar. Zaruri ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri üniteler yok. Çalıların arasında veya denizde karşılanıyor zaruri ihtiyaçlar. Bizim bakanlık olarak bunu görmezlikten gelme lüksümüz yok. Bunu gözardı edemeyeceğimiz çalışma yaptık. Antik şehrin olduğu noktayla ilgili hiçbir çalışma yapılmıyor. Bostanlık koyunda bir büfe yapılıyor 9 metre karelik. 13 adet tuvalet yapılıyor, 6 arkek, 6 kadın ve 1 tane engelli. Duş ve soyunma kabine yapılıyor 75 metre kare. Toplam 84 metre karelik bir alan yapılıyor. Bunlar temelsiz yapı, sökülebilir. Kazıklı sistem üzerine ahşap yapılar. Tamamı sökülebilir malzeme.
"2028'DE TURİZM HEDEFİ: 100 MİLYAR DOLAR"
Dünya genelinde tanıtım yapıyoruz, 200 ülkede tanıtım yapıyoruz. Dünyanın her noktasından turist geliyor. 60 milyon turist hedefini koruyoruz. 2028'de 100 milyar dolarlık bir turizm gelir hedefi var Türkiye'nin. Kişi başı gecelik gelir önemlidir. Turistin gecede ne kadar harcadığı önemlidir. Çünkü siz gelir grubu yüksek turistle çalışıyorsunuz. Kimisi 4 gün, kimisi 20 gün kalır. Bu sene itibariyle halk plajında 17'yi yakalayacağız inşallah. Her sene 8-9 tane yapacağız. Bunları Bakanlık yapıyor. Çok kaliteli tesisler oluyor.
"GÖREME EN KIYMETLİ YERLERİMİZDEN BİRİ"
Göreme'de 2006 yılında UNESCO ilk yolu kapatma talebini geçmiş. 2014'de talebini yenilemiş. Biz bu güzergahın alternatifini belirledik. Orada peribacaları yıkılıyor diye algı yapılmaya çalışıldı. Yol hizmete girdi. Biz kazılara başladık. Burada çalışmalar sürecek. Bu çalışmalar turizmi etkilemeyecek, belli noktalarda yapılıyor. Göreve Açıkhava Müzesi vadi ve kiliseyle birleşecek. Bir müze olmaktan çıkacak. Bizim en çok ziyaretçi aldığımız yerlerden biri. En kıymetli yerlerimizden biri. 4 kere yıkıp 5 kere yapılan kaçak yapılar var. Onlar yaptıkça biz yıkmaya devam edeceğiz. Burayı korumaya devam edeceğiz.
"SİDE GECE GÜNDÜZ ZİYARET EDEBİLECEK"
Side Antik kentiyle ilgili, oradaki aykırı yapılar tamamen yıkıldı. Kurulun onayladığı yükseklikte, çapta, oradaki arkeolojik yapıları koruyacak şekilde. Bu şekilde bir çalışma yaptık. Side esnafını da orada yaşayanların mallarını korumak olduk. Turist trafiğini inanılmaz ölçüde arttırdık. Orada tapınaklar var, tarihi arkeolojik yapılar var. Çok ciddi bütçeler ayırdık. Hızlı bir şekilde ayağa kaldırıyoruz. İnşallah sezona kadar o yolun aydınlatmasını da yapacağız. Artık orası gece gündüz ziyaret edebilen bir yer haline gelecek.
"TÜRKİYE GENELİNDE BİSİKLET ROTALARI OLUŞTURUYORUZ"
İzmir'de TEKEL fabrikasının içinde ihtisak kütüphanesi olacak, açık ve kapalı alanlar, resim sergileri olacak. BKM orada eğitim verecek. Açık hava sinemasından her türlü etkinliklerin gerçekleştirileceği bir alan olacak. Bisiklet rotaları oluşturuyoruz Türkiye genelinde. Bu çok talep gören bir etkinlik. 44 milyar dolar pasta payı var. En iyi rotalar Türkiye'de. Lüks çadırla ilgili düzenlemeler yapıyoruz. İnanç rotası çalışmalarımız var. Gastronomi ile çalışmalarımız oldu. Michelin'e müdahali olamıyoruz. Yeterlik görürlerse incelemeleri sırasında yıldızları veriyorlar. Turizm Geliştirme Ajansı'nın kâr etmesi demek, ilgili yılda topladığı parayı harcayamamış demektir. Başka türlü kâr yazamaz. Bu iyi bir şey değil. 2020 yılında kâr yazmış. Pandemi vardı ve ikinci dalga başlamıştı. Turizm Geliştirme Ajansı'nın zarar yazması gibi bir şey yoktur. Burada önemli olan nakit akışının yönetiliyor olmasıdır.
Gönder