Çalıştayda küresel zulmün acımasız talihsizliğinin her şeye rağmen hüküm sürmesinin çıkmazları irdelenirken aynı zamanda ülkemiz ve dünya ekonomisinin genel durumu ve iş hayatının güncel sorunları ele alındı.
Çalıştayda ülkemizin ekonomisi üzerinde değerlendirmeler yapıldı. Ekonomide düzelme trendine giren konular konuşulurken, ekstra bir küresel ya da bölgesel sorun çıkmazsa 2025 yılı sonu itibariyle ülkemiz ekonomisinin birçok handikapının giderileceği beklentisi ve yeni döneme ilişkin ümitlerin yükseldiği ifade edildi.
Zulmün nedeni müdahalenin önüne set çeken küresel güçler
Dünyada özellikle ortadoğuda yaşanan zulmün çok can yakıcı olduğu, küresel güçlerin gölgesinde eşine az rastlanan katliamlar gerçekleştirildiği ifade edilirken, müdahalenin önüne set çeken küresel güçlerin asıl sorumlu oldukları da vurgulandı.
İnsanlığın ilk sorunu zulme mani olmaktır denilen çalıştayda “Zulüm devam ederken iyilik beklentisi içinde olmak ya da ekonomik refah hayali içinde olmak da beyhudedir” denildi.
Nitelikli iş üretmenin hakkaniyete en önemli katkı unsuru olacağı ifade edilirken küresel kurumların işlevsizliğinin toplumsal anlamda vicdanları kanatan bir boyuta eriştiği değerlendirildi.
Yıldız: “Hukukun üstünlüğünün sağlanması ekonomik güvenlik ve gelişim açısından kaçınılmazdır”
ASRİAD Genel Başkanı Cemil Yıldız da konuya ilişkin yaptığı açıklamada, zulmün sona erdirilmesi konusunda çaba içinde olan tüm yapılara da destek verilmesi gerektiğinin altını çizdi. Cemil Yıldız, insani boyut bir tarafa bırakılsa bile, gerçek anlamda hukuk üstünlüğünün sağlanmasının ekonomik güvenlik ve gelişim açısından da kaçınılmaz olduğunu ifade etti.
Çalıştay’da yapılan değerlendirmeler sonunda özet sonuçların aşağıda ifade edildiği şekilde kamuoyu ile paylaşılması uygun görüldü.
ASRİAD, hayat şartlarının her durumunda nitelik üretme, üye yapısına ve ülke ekonomisine pozitif katkı sunma konusunda kararlı bir tutum takınan azim sahibi bir işinsanları derneğidir. Bu azmini sahip olduğu temel değerlerinden almaktadır.ASRİAD her daim zulme karşı ortaya konan tavırların yanında durmaktadır. Siyonizm zulmünü destekleyen markalarla/şahıslarla/kurumlarla ilgili olarak toplumda ortaya konan boykotlar hassasiyetle desteklenmektedir. Bununla birlikte daha uzun vadeli düşünüp ikame üretimlerin yapılması gereğinin de bilincini diri tutmaktadır.
Son gerilimler tekrar göstermiştir ki, yeryüzünde hakkaniyeti tesis için küresel kurumlara egemenlik kuran güçlere rağmen mazlumların hakkını korumak imkansız gözükmektedir. Küresel sistemin ve kurumların revizyonu için mücadele etmek gerektiği şarttır.Bunun için yeni küresel girişimler üzerinde çalışılması bir mecburiyettir.
ASRİAD’ın ülkeler nezdinde yapacağı temsilcilik örgütlenmesinin bahsedilen yeni küresel yapılanmaya katkı vereceği düşünülmektedir.
Ekonomik sorunlar açısından dünyanın ve ülkemizin içinden geçmekte olduğu bazı krizlerin geride kaldığı görülmektedir. Ancak yeni risk alanı olarak bölgeseli de aşan boyutlarda beklenen savaş riski, ziyadesiyle tedirgin edici olarak değerlendirilmektedir.
Ülkemiz ekonomi yönetiminin politikaları doğrultusunda orta vadede ekonominin dengeye kavuşma trendine girdiği görülmektedir. Her ne kadar büyük bedeller ödense de 2025 sonu itibariyle enflasyonun ve faizlerin sürdürülebilir seviyelere gerileyeceği beklenmektedir.
Ekonomi politikalarında çok belirleyici olan finansal hareketler, hızlı bir şekilde reel ekonomi için de elverişli hale dönüştürülmesi çalışmaları ön plana çıkarılmalıdır.
Kurun kontrol altında tutulduğu ve enflasyonun artış hızının yavaşladığı görülmektedir. Ancak kurun bu halinin rekabeti olumsuz etkilediği ve ihracatı zorlaştırdığı / kârsızlaştırdığı da ortadadır. Bu konunun da artık hesaba katılması gerekmektedir.
Enflasyon dönemi birçok dengeyi bozduğu gibi en fazla da fiyatlandırma davranışlarını bozmuştur. Özellikle hizmet sektöründe ve ticaretteki kontrolsüzlük insanımızı çok ciddi sıkıntıya sokmaktadır. Millet olarak bir tutum değişikliğini sağlamamız gerekmektedir.
Sürpriz bir gelişme olmadıkça 2025 yılında ekonomik göstergelerin daha sürdürülebilir seviyelere geleceği öngörülmektedir. Ancak daralma süreçlerinde ortaya çıkacak olan işletme krizlerine karşı mikro ölçekli dikkat şart görülmektedir.
Şirketlerimizin verimliliklerini artırılması ve hızlı rekabet edebilirlik hüviyetine kavuşturulması için dijital imkanların daha fazla değerlendirilmesi amacıyla dönüşüm programlarına öncelik verilmesi noktalarına dikkat edilmesi bir zorunluluktur.
Özellikle tüm işletmelerin bu dönemde daha fazla; dijitalleşme, ölçek ekonomisi, markalaşma, kalite yönetimi operasyonel verimlilik, konularında çok daha dikkatli olması önem arz etmektedir.
Kamu, Üniversite ve özel sektör işbirliğinin maksimum düzeyde gerçekleşmesi ve hep birlikte besleyeceğimiz ekosistem aurasının girişimciyi destekleyici hüviyete kavuşması sağlanmalıdır.
İnovasyon, Ar-Ge, beyin gücü geri dönüşü, patent know how gibi aktüel gereklilikler artık her işletmenin rutini olmak zorundadır. Gerçek rekabet ihracat tecrübesi ile mümkün olacaktır. Tüm şirketlerimizin bu konuyu öncelikli hedef haline getirilmeleri gerekmektedir.
ASRİAD olarak 2025 yılının çok daha güzel gelişmelere vesile olmasını temenni ediyoruz.
Gönder