Ateşi yeniden bulup tekerleği baştan icat etmiş gibi şahlanabilirdi onlar da.
Tarihte çağ açıp çağ kapatan bir miladı, onlar da başarabilirdi.
Son 20 yılda arkamızdan gelip bizi sollamışlardı.
2002'de, Türkiye'de AK Parti iktidara geldiğinde Romanya'nın kişi başına milli geliri bizden geriydi.
Şimdiyse bizden ilerdeler. Burun farkıyla da değil. 5 bin dolar fark atarak geçiyorlar. 20 yılda, 2 bin dolardan 15 bin dolarlara geldiler.
Biz 10 bin dolarlık kişi başı milli gelire hamdediyoruz. Kendi 2013 seviyemizden bile geriye gitmişken şükredecek haldeyiz.
Düşünün; 1 trilyon dolarlık ekonomik büyuklüğe inşallah artık ulaşacağız, diye sevinmemiz isteniyor. 2023 hedefimizin yarısıydı.
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek; 11 Ağustos'ta, Batman'daki bir açılışta neyi başardığımızı açıkladı.
AK Parti'nin 20 yıllık döneminde, 2002'ye kadarki ortalama yıllık büyümeden yüzde 1 fazla büyümüşüz.
Birinci Dünya Savaşı sonrası ekonomik buhran, İkinci Dünya Savaşının kayıp yılları, askeri darbe dönemleri, kanlı sağ-sol sokak çatışması periyodu, 90'ların istikrarsızlık krizleri ve 2001'deki ekonomik çöküşe rağmen... 80 yıllık büyüme ortalamamız, son 20 yıldaki ortalama yıllık büyümemizden sadece 1 puan eksik.
Hepsi bunun içinmiş; taş devrinden birinci sınıf gelişmiş ekonomiler ligine sıçramamıza, yüzde 1 fazlası yetmiş.
Eski Bakan Nebati, Türkiye'yi kendi hâline bıraksan zaten yüzde 5 büyür, demişti. Bir de yönetilirse ne olacağını, 2013'e kadarki dönemden biliyoruz.
Oysa bugün sadece 2013'ün gerisinde değiliz. Dünya ekonomileri arasında ortalama 17. sıradayken 19'a düştük.
IMF'nin kişi başı gelir sıralamasında, 80'lerden bu yana en alt basamağa inmişiz. Dünyada 79. sıradayız. 2001'de dibe vurduğumuzda bile 78'teydik, 2013'te 65. sırada. 14 basamak daha üstte.
Bizim 79. sırada olduğumuz listede, Romanya arkamızdan gelip 56.'lığa yükselmiş.
Fakat New York sokaklarında parayla tutulmuş ekranlı kamyonetlerde gezdirilerek ilan edilen yüzyıl, bizim!
Times Meydanı'ndaki ekranda para dökülerek reklâma çıkarılan yüzyıl da bizim!
Romanya'nın değil...
Onları kim durdurdu, Tapınak Şövalyeleri mi, kendi Romanya Yüzyıllarını başlatmayı neden başaramadılar?
İSMET ÖZEL NE KADAR BÜYÜK?
Yeni Şafak'ın gelgitli, deli dolu yazarı Yusuf Kaplan, İsmet Özel'in doğum gününü X'te şöyle kutladı:
"Dünyanın yaşayan en büyük şairi İsmet Özel… #ismetözel79yaşında.
MTO (Medeniyet Tasavvuru Okulu)'nun ilk dönem (1999-2002) dâhi talebelerinden Emrullah Gökhan kardeşimi, Habermas'ın yanına master yapmaya göndermiştik.
Bir ara Habermas'a İsmet Özel'den bahsetmiş, çeviriler yapmış Almancaya.
Habermas'ın İsmet Özel yorumu çok ilginç olmuş:
'Sizin millet İsmet Özel'i anlamıyor. İsmet Özel de kendini anlatamıyor.'
Bir gün milleti, Habermas'ın dediğini boşa çıkaracak, İsmet Özel'i anlayacak. Umarım o gün geç olmaz."
Büyük kanaat önderinin iltifâtı da böyle büyük olur. "Sen Türkiye'sin, büyük düşün" sloganına kapılıp çok büyük övmenin sonuçları bunlar.
Daha büyük övüp 'kâinatın en büyük şairi' de diyebilirdi.
İsmet Özel'in şairliği, bana göre de her övgüyü hak eder. Ömrü uzun olsun, sağlıkla nice doğum günlerini kutlasın.
Fakat mübalağa sanatı, abarttığı her büyüklüğü karikatürleştirir. Överken yermek, hatta gülünçleştirmek istesen, yapmazsın bu kadarını.
'Milletinin bile anlamadığı, kendisini de anlatamayan' bir şair, nasıl dünyanın en büyüğü olabilir? Ve iki tercümesinden, bu durumu nasıl hemen anlaşılabilir?
Namaz kılmayanın Türklükten çıkacağı gibi görüşleri Almancaya çevrilse Habermas, Özel'i geç tanımayı bırakarak, daha önce nasıl olup da bu dini duymadığına çok büyük hayıflanmaz mıydı!
Gönder