Şampiyonlar Ligi’nin tartışmasız en güzel finaline ev sahipliği yapan Atatürk Olimpiyat Stadı, yenilenen çehresi ve bir türlü yenilenemeyen bilet kategorisi ayırmayan eşitlikçi trafik sorunuyla maça hazırdı! Kapılar 18.00’de açıldığında, çoktan orada olmayanlar, yine kılpayı yetişip söylene söylene yerlerine oturdular. Bu sezonun en parlak yıldızı City, görkemli Bayern ve Real galibiyetleri sonrasında kâğıt üzerinde daha favori olarak çıktığı maçta hem Mancini ve Pellegrini ile başlayan, Guardiola ile şaha kalkan hamleyi en büyük kupayla taçlandırmak hem de son 6 sezonda 5 kez şampiyon olan teknik direktörlerini sadece Ancelotti, Zidane ve Bob Paisley’den oluşan ‘3 Kupalı Antrenörler’ elit kulübüne sokmayı istiyordu.
iLK YARI KEYiF VERMEDi
Inter kaybedecek hiçbir şeyi olmamanın dayanılmaz hafifliğiyle çıktıği maçta ısrarla göbekten gelmeyi deneyen City’yi resmen kitledi. İlk yarı bitmeden De Bruyne’ün sakatlanarak çıkması, ilk yarıda Guardiola’nın oyun planını iyice sekteye uğratan unsur oldu. İlk 45 savunma futbolu izlemeyi sevenler dışında fazla seyir zevki vermediyse de maç ikinci yarıda hızlandı. İlginç şekilde daha fazla savunma yapan Inter, kontralarla daha çok pozisyon bulan taraftı.
YiNE UNUTULMAZ OLSUN
Zaman zaman, hele o son kornerde İnter de atsın, maç uzasın yine unutulmaz bir final olsun diye hissetsek de maçı, belki bu 90 dakikayı olmasa da bu sezonu sonuna kadar hak eden City kazandı.
Gönder