EĞER siz de psikolog Eleanor Maccoby gibi 100’üncü yaş gününüzü kutlarken “BU KADAR UZUN YAŞAYACAĞIMI BİLSEYDİM, KENDİME DAHA İYİ BAKARDIM” diye hayıflanmak istemiyorsanız ve eğer siz de “DAHA İYİ YAŞAMAK VE DAHA GÜZEL YAŞLANMAK ARAYIŞINDAYSANIZ” ve son nefesinize kadar kendinize ve başkalarına yük olmadan “hayatın size tahsis edilmiş ömür hakkını” kabul edilebilir bir sağlık düzeyiyle tamamlayarak geçirmeyi arzuluyorsanız şu cümleyi lütfen siz de iyi hayat mottolarınızdan biri yapın: “DAHA İYİ YAŞLANMAK İÇİN DAHA İYİ YAŞAMAK, BEDEN VE RUHA DAHA İYİ BAKMAK ZORUNDAYIZ.”
“BAŞARILI YAŞLANMA” kitabının yazarı Daniel J. Levitin (Tellekt Yayınları), işte tam da bu önemli meselenin, “iyi ve başarılı yaşlanma meselesi”nin sırlarını anlattığı kitabında “uzun ömürlülük ve yaşam kalitesi arasındaki uyumsuzluk ve gerilime” işaret ediyor, “Ölümsüzlük ve gençlik aynı şey değildir” diyor. Yaşlılığı hepimizin dikkatle değerlendirmesi ve iyi anlaması lazım. Ve yine hepimizin uzun bir ömür dilerken, “uzun ömürlülük ile yaşam kalitesi arasındaki çelişkiye” de özenle odaklanması lazım. Eğer yaşlılığınızı da bir esenlik ve mutluluk dönemi olarak geçirmek istiyorsanız, yaşınız ilerlerken de yaşam kalitenizi korumaya ve sürdürmeye kararlıysanız mutlaka bir “İYİ YAŞLANMA PLANI” yapmayı ve bu plana ısrarla uymayı unutmamalısınız.
BİR UYARI
OTURMAK SİZİ KÖTÜ YAŞLANDIRIR
SİZE sık hatırlattığım iyi yaşlanma mottolarından biri sadece 3 sözcükten ibarettir: “DURMA, DÜŞME, ÜŞÜTME!”
“Durma”nın daha doğrusu hareketsiz bir yaşam sürüp gereğinden çok oturmanın sağlığa verdiği zararlar saymakla bitmez. Hareketsiz kaldıkça paslanır, iltihaplanır ve daha hızlı yaşlanırsınız. Hareketsizlik süreniz uzadıkça insülin direnci sorununa yakalanır, daha kolay kilo alır, daha çok şekerlenir, daha kötü yaşlanırsınız. Nedeni şu: Siz oturma eylemine başladıktan en geç 20-25 dakika sonra kalça kaslarınızda “insüline karşı direnç” gelişmeye başlıyor. Bu tatsız gelişme bir süre sonra insülin-şeker ilişkisinin bozulmasına, kan, şeker ve yağ dengesinin altüst olmasına, kilo kazanımına ve damar sisteminin yıpranmasına yol açıyor. Bitmedi! Uzun süre oturmanın getirdiği insülin yükü hücreleri bölünmeye zorluyor, kansere yakalanmayı da kolaylaştırıyor. Bu nedenle yaşınız ne olursa olsun, hemen her fırsatta “OTURARAK GEÇİRDİĞİNİZ TOPLAM SÜREYİ ASLA 20-30 DAKİKADAN FAZLA UZATMAYIN!” Bastonunuzla ya da başkalarının yardımıyla bile olsa her 20-30 dakikalık oturma/dinlenme aralıklarınıza 3-5 dakikalık kısa yürüyüşler ekleyin. Ve şu cümlenin altını kalınca ve dikkatle çizin: OTURMAK BEDENE İHANETTİR.
Gönder