Çok garip ve tuhaf bir ülkeyiz, hiç olmayacak zamanlarda memleketin problemleriyle uzaktan yakından bir ilgisi olmayan öylesine absürt konuları tartışıyoruz ki doğrusu bu manzarayı görünce akıl sağlığımızdan endişeye kapılıyoruz.
Şu günlerde nereden icap ettiyse ‘yeni anayasa’ tartışmaları yapmaya başladık mesela… Kendimize bu eziyeti niye yapıyoruz doğrusu çok merak ediyorum. Bizim yeni anayasaya ihtiyacımız yok ki inanmıyorsak sokağa çıkıp halka “şu anda memleketin en önemli sorunu nedir” diye soralım, bakalım kaç kişi “Biz yeni bir anayasa istiyoruz” diyecek.
Oysa hepimiz biliyoruz ki ülkedeki özellikle orta ve dar gelirli gruplar, her gün artık rutine dönüşen zamlar yüzünden evinin en zaruri ihtiyaçlarını bile karşılayamadığı ve çocuklarına harçlık veremediği için derin bir acı ve utanç yaşıyor. Hal böyleyken iktidar, ısrarla bu yoksul halka memleketin en önemli ihtiyacının ‘yeni anayasa’ olduğunu kabul ettirmeye çalışıyor. Ama milletin anayasa umurunda bile değil, çünkü onların çok daha büyük dertleri var.
Öyle anlaşılıyor ki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan aynı kanaatte değil. Nitekim Yeni Adli Yıl Açılışı dolayısıyla Yargıtay’da düzenlenen törende yaptığı konuşmada, ülkeyi ‘darbe anayasası’ gölgesinden kurtaracaklarını belirterek diyor ki: “Milletimize vaadimiz olan birinci sınıf demokrasi, birinci sınıf ekonomi ve birinci sınıf özgürlüklerin tamamlayıcısı, birinci sınıf anayasa olacaktır. Türkiye Yüzyılı vizyonumuz, böyle bir anayasayla daha güçlenecektir. Bunun için 85 milyonun tamamının sahipleneceği ve ‘İşte benim anayasam’ diyerek baş tacı edeceği bir metni, artık milletin takdirine sunmamız gerekiyor.”
Peki ‘birinci sınıf demokrasi’ ve ‘birinci sınıf ekonomi’ nasıl olacak?
Son beş yıldır iktidar her fırsatta “ekonomide uçuyoruz, dünya bize gıpta ile bakıyor, ABD'de Fransa'da, Almanya'da raflar boş. Biz de raflar dolu. Tarım Kredi'de ürünler çok ucuza satılıyor” söylemleriyle bize güzel hikayeler anlattı ama şimdi biraz daha sabretmemiz gerektiğini söylüyor. ‘Birinci sınıf ekonomi’yle kastedilen bu olmasa gerek…
Aynı şekilde iktidar, yeni anayasa ile ‘birinci sınıf demokrasi’ getireceği vaadinde bulunuyor. Evet her zaman olduğu gibi hayaller Paris ancak gerçekler ne yazık ki “Türkiş demokrasi…”
Eğer iktidarın bu yeni anayasa söylemiyle bizim bilemediğimiz başka bir hesabı yoksa, (mesela ekonomik krizin perdelenmesi gibi) hemen belirtelim, Türkiye’nin zaten bir anayasası var ama iktidarın bu anayasayı uygulamak gibi bir niyeti yok. Bu durumda uygulanmayacak yeni anayasalara da ihtiyaç yok demektir.
Ayrıca bugün hala 12 Eylül darbe anayasasından söz ediliyorsa buradaki en büyük sorumluluk, 22 yıldır Türkiye’yi yöneten AK Parti iktidarına aittir.
Unutmayalım AK Parti iktidarı 2017’de referanduma sunduğu yeni anayasa ile sadece alaturka başkanlık sistemine geçmedi, aynı zamanda rejimi de değiştirdi. Eğer bugün AK Parti ‘darbe anayasası’nı değiştirmekten söz ediyorsa, bunun anlamı “2017’de imkanım olduğu halde, 12 Eylül darbe anayasasını değiştirmedim” demektir.
Daha somut ifade etmek gerekirse, Türkiye’nin şu anda yeni bir anayasaya ihtiyacı yok, mevcut anayasanın uygulanmasına ve de yargı üzerindeki siyasi vesayetin kaldırılmasına ihtiyacı var.
Aslında mevcut anayasın kurallarına riayet edilse, kimse Türkiye’de hukuksuzluktan, adaletsizlikten, demokrasi açığından ve özgürlük azlığından şikayet etmeyecektir, çünkü bu anayasa Avrupa demokrasilerindeki anayasalardan hiç de geri değil.
Hatırlayalım, bizzat AK Parti iktidarı 2004 yılında Anayasa’nın 90. Maddesinde yaptığı değişiklikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni (AİHM) iç hukukunun bir parçası haline getirerek, bir bakıma hukuk sistemini evrensel hukuk normları standardına kavuşturdu. Ama gelin görün ki aynı AK Parti kendi değiştirdiği Anayasa’ya itibar etmiyor. Mesela yargı üzerindeki siyaset gölgesinin sembolü haline gelen Osman Kavala davası… AİHM kararı diyor ki: “Kavala’yı derhal serbest bırakın.” Ama biz anayasamızda yer verdiğimiz bu hukuk kurumunun kararına uymuyoruz.
Böyle bir zihniyet yapısıyla bir değil, bin yeni anayasa yapsak, uygulamadığımız taktirde o anayasalar ne işe yarayacak ki…
Gönder