Küçük derken, gerçekten küçük:
10 kişi yaşıyor.
Ama şaşırtıcı olan bu değil. Esas hikâye, 10 kişilik bu köyün Pizza Mera isminde nefis bir pizzacıya sahip olması ve sadece cuma-cumartesi ve pazar günleri açık olan restorana rezervasyonsuz gitmenin mümkün olmaması...
Gözümle gördüm: Tüm masalar doluyor, telefonda aramadan onca yolu tepenler de geri dönmek zorunda kalıyor.
Pizza Mera’nın sırrı, taş fırından çıkan ve yöredeki taze ürünlerle bezenmiş pizzaları kadar mekânın kurucuları Gizem-Erdem Kocaoğlu çiftinin enerjisi. Bir kere arı gibi çalışıyorlar.
Dağın başındaki küçük restoranlarında kendilerinden başka çalışan yok.
Gizem pizzaları yapıyor, Erdem servisi. Garson alıp restoranı büyütmek istemiyorlar. Haftanın diğer günleri açık olmak gibi bir hevesleri de yok.
Zaman onlara kalsın istiyorlar. Sekiz yakındaki kızları Lal’le daha çok vakit geçirmek ve tabii karavanlarına atlayıp daha fazla gezmek en büyük arzuları.
“HİÇLİĞİN ORTASINA GELDİK”
Peki neden burayı seçmişler?
Hikâyenin en başı aslında İstanbul. Gizem ve Erdem kurumsal şirketlerde iyi pozisyonlarda çalışırken karavanlarıyla bu bölgeye geliyor, sonra da kalmaya karar veriyor. Önce Manici Çiftlik’in işletmesini üstleniyorlar. Gizem’in deyişiyle, “her şeyi bırakıp çat diye hiçliğin ortasına geliyorlar.” Aradan bir süre geçiyor. Bu kez kendilerine göre bir şey yapmak için Manici Çiftlik’ten ayrılmaya karar veriyorlar. Gizem o günleri şöyle anlatıyor:
“Bölgeye geliş amacımız farklıydı. Kızımızla daha çok vakit geçirmek istiyorduk. Bundan sapmıştık. Böylece Ayvacık’a yakın yerler bakmaya başladık.
Çünkü Lal’in okulu vardı. Derken Cemaller Köyü’ne geldik. Kimse burayı bilmiyordu. 7 kişi yaşıyordu. Şimdi biz dahil 10 kişi oldu!”
Gizem ve Erdem, Cemaller Köyü’ne yerleştikten dört ay sonra hem evlerini hem de evin önündeki Pizza Mera’yı tamamlıyorlar. Pizza Mera’yı açmalarının nedeni ise Gizem’in yıllardır pizza yapmayı seviyor oluşu.
Gönder