Halk önderi Atatürk’e, CHP’ye söylemedik söz bırakmayan bir kadın partiye danışman olarak alınmış. Kamuoyuna yapılan açıklamalardan anlaşıldığına göre, kadın hiçbir araştırmaya gerek duyulmadan bu göreve genel başkanın ataması ile getirilmiş.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuya ilişkin değerlendirilmesi şöyle:
“Bir arkadaşım tavsiye etti. ‘Ak Parti Kadın Kolları’nda çalışmış. Hayatın gerçeğini görmüş CHP’ye geçmek ve CHP için çalışmak istiyor’ dediler. Batman’da desteği olan bir isim, bu ilde katkısı olur diye önerildi. İncelemeye zamanım yoktu. Danışmanları bölgelerinde etkili olan isimlerden seçiyorduk ki seçim öncesi gidip orada çalışsınlar.”
Açıklama, parti içinde birçok soru işareti oluşturmuş:
Kadını öneren “arkadaş” kim ve özelliği ne? Danışmanları partinin yetkili organları değil, genel başkanın arkadaşları mı öneriyor? AKP’li olduğu biline biline o arkadaş neden kadını partinin içine sokmak istiyor? Arkadaş, partinin yetkili organlarından daha mı önemli, yetkili ve güvenilir ki onun önerdiği isim, seçilmiş organlara danışılmadan görevlendirilebiliyor? Hiçbir araştırma yapılmadan “Ben yaptım, oldu” mantığı ile bir AKP’linin partiye danışman yapılması, yönetim açısından bir zayıflık, özensizlik göstergesi olmuyor mu?
Muhabirimiz Sarp Sağkal, CHP’li milletvekilleriyle konuşmuş. Genel başkanın atadığı danışmanların çoğunu tanımadıklarını belirtip demişler ki:
“Genel başkan atamaları kendi iradesiyle yapıyor. Kaç danışmanı var, bu danışmanlar kim, bilgimiz olmuyor.”
Partinin milletvekilleri bile böyle diyorsa yandı gülüm keten helva.
Demek ki parti içi demokrasi söylemleri ile partinin başına gelen genel başkan, Saray’dakine benzer sorgulanamaz, başına buyruk bir tek adamlık sistemi oluşturmuş. Milletvekilleri, merkez yürütme kurulu, parti meclisi filan hep göstermelik.
O zaman kurultaya, programa, tüzüğe, değişikliğe ne gerek var? Hiç seçim kazanılamasa da kurulmuş bir düzen öyle böyle gidiyor işte...
SAĞ PARTİLERDEN HABERLER
Sağdaki partilerin kulislerine girip çıkanlar biliyorlar ki hemen hepsinde bir gelecek tasarımı yürüyor:
Örneğin, İYİ Parti’de Koray Aydın, Meral Akşener’e karşı her zaman hazırlıklı. Yerel seçimler sonrasını bekliyor.
Eski Ankara Anakent Belediye Meclisi’nin İYİ Partili grup başkanvekili, Ankara milletvekili Adnan Beker ile Oktay Vural’ın gönlünde Mansur Yavaş’ın yerine Ankara Büyükşehir Belediyesi başkanı olmak yatıyor.
Damat Selçuk Bayraktar, kayınpederinin ardından AKP’nin başına geçmeye istekli görünüyor. Yakın çevresi, etrafına danışmanlar toplamaya başlamışlar bile.
MHP’ye gelince... Devlet Bahçeli sonrası partinin başına geçecek olası isimler sıralanırken en üste MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter yazılıyor.
DÜNYA İÇİN MODEL
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, imam hatip okullarını alternatif bir model olarak tüm dünyada insanlığın hizmetine sunacaklarını söylemiş. Baştan aşağı imam hatipliler tarafından yönetilen bir ülkenin ne haline geldiğini gören tüm dünya halkları için bulunmaz ibretlik bir fırsattır. Kaçırmasınlar.
Gönder