AKP’nin iktidar koltuğuna oturması sonrası, en başta hedefine koyduğu kamu kurumlarının başında TRT geliyordu.
12 Eylül cuntacılarının zaten özerk olmaktan çıkardığı TRT’nin yetişmiş, Cumhuriyetten yana kadrolarının hukuk dışı yöntemlerle tasfiye edilmesiyle birlikte bir karşıdevrim hareketi olan AKP bu kamu kurumuna da çökmeyi başardı.
Bu çökme harekâtında kullandığı araç da AKP’nin o dönemde örtülü koalisyon ortağı olan Fethullah casusluk örgütüydü.
Bu örgütün darbe girişimi sonrası, birçok kamu kuruluşunda olduğu gibi TRT’nin de FETÖ’cüler tarafından iktidarın onayıyla bile isteye ele geçirildiği ortaya çıkmıştı.
FETÖ ile ilgili açılmış dava dosyalarında, TRT’deki AKP-FETÖ işbirliği açık seçik bellidir.
AKP döneminin gözde bürokratı İbrahim Şahin, PTT’den sonra TRT genel müdürü yapıldı. Şahin, göreve atanır atanmaz FETÖ’cüleri kurumun belli başlı üst kadrolarına getirmeye başladı. Bunlardan biri de genel müdür yardımcılığına atadığı Ahmet Koyuncu’ydu.
İbrahim Şahin, dosyalarda yer alan tanık ifadesine göre Koyuncu’nun kimin isteğiyle TRT’ye alındığını şöyle anlatmıştı:
“Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan benden İçişleri Bakanlığı mülki idareden birkaç kişiyi TRT’ye alarak burada yetiştirmemi emretti. Bunun üzerine içişleri bakanı olan Beşir Atalay’yı ziyaret ederek durumu arz ettim. İçişleri bakanımız Beşir Atalay çalışma arkadaşlarına sorup bize ileteceğini söyledi. Daha sonra Ahmet Koyuncu’nun ismi öne çıktı ve biz onu talep ettik.”
İbrahim Şahin’in genel müdürlük, Ahmet Koyuncu’nun genel müdür yardımcılığı döneminde, Cumhuriyet ilkelerine bağlı hemen hemen tüm TRT çalışanları görevden alındı, emekliliğe zorlandı. Yerlerine FETÖ’nün kanallarında, gazetelerinde çalışanlar, Fethullah casusluk örgütünün kulu olmuş isimler kilit kadrolara yerleştirildi.
FETÖ darbesi sonrası, TRT’deki bu örgütlenme soruşturma konusu oldu. TRT FETÖ’cülerinin bir bölümü hakkında davalar açıldı. Ahmet Koyuncu başta olmak üzere kimileri hüküm giydi.
Ancak... Telefonunda FETÖ’nün iletişim kanalı olarak kullandığı ByLock da çıkmış olan İbrahim Şahin’e kimse dokunamadı. FETÖ nedeniyle hakkında savcılıklara yapılan suç duyurularının tümü sonuçsuz kaldı. Çünkü, İbrahim Şahin, ifadesinde aktardığı gibi, TRT’deki FETÖ yapılanmasını Saray’daki AKP’liye ve bakanlarına danışarak örgütlemişti.
İbrahim Şahin’e dokunmak demek, doğrudan Saray’a dokunmak demekti. Güdümlü yargı buna izin veremezdi, vermedi de zaten.
Şimdi aynı iktidarın iliştirilmiş TRT’si, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıldönümünü erteliyor.
Aslında ertelemiyor. AKP-MHP-HÜDA PAR karşıdevrim koalisyonunun öngördüğü gibi, yok sayıyor.
80 YIL TAŞ DEVRİNDE YAŞADIK!
2020’de çıkarılan bir genelge ile Cumhuriyetin 100. yıl kutlamalarının eşgüdümü Saray’ın propaganda bakanlığı olarak çalışan İletişim Başkanlığı’na bırakılmıştı. Şimdiye değin açılması gereken internet sitesi dahil bu konuda tek adım atılmamıştı.
Siteyi, hele şükür açtılar. Ancak sitenin 100. yıl kutlaması ile hiç ilgisi yok. AKP propagandası yapılıyor:
Ekonomiden sağlığa, adaletten eğitime, dış politikadan terörle mücadeleye, savunma sanayinden enerjiye, ulaştırmadan teknolojiye, spordan iletişime tüm alanlarda gerçekleştirilen dev atılımlarla son 20 yılda “Türkiye Yüzyılı”nın temelleri atılmış...
Anlayacağınız, son 20 yıl dışında, Türkiye’ye geçen 100 yıl içinde tek çivi çakılmamış!
Hani neredeyse, Saray olmasa, biz hâlâ taş devrinde yaşıyor olacaktık.
Gönder