Azerbaycan’ın, Akdeniz’in bitki örtüsü ve tarımına sahip bir bölgesi olduğu herkesin malumu. Gelecekte bu bölgede Türkiye ve Azerbaycan işbirliği Kafkasya’daki milletlerin dengeli yaşamı ve varlığı için de hayırlı olabilir. Bütün mesele Arap Ortadoğu’sunun tersine İran, Türkiye ve Kafkasya arasında daha akıllı bir politik işbirliğin, en azından karşılıklı anlayışın var olmasıdır. Dış politikalarda bu tatbik edildiği gün, bu bölgenin Avrupa Birliği yanında ve dışında daha açık bir istikbalinin olacağına hiç şüphe yoktur.
Yüzölçümü itibarıyla Türkiye’nin 1/4’i kadardır (192 bin 752 km2). Bugünün Azerbaycan’ı, İran Şahlığı’nın tam idaresinde değildi ama nüfuzu altındaki hanlıklardan oluşurdu. 1828 ve 1829 yılları Osmanlı İmparatorluğu ve İran için bir felakettir. Azerbaycan bölgesinin en bereketli kısmı Türkmençay Antlaşması ile Rusya’ya verildi, diğer kısım ise İran’da kaldı. Şurası bir gerçektir; İran’da kalan Azerbaycan’ın siyasi, toplumsal ve kültürel hayatı üzerine bu tip bir bölünmenin olumsuz sonuçları olduğunu söylemek abartma olur. Çünkü kendilerini eski isim Türk ve Türkmen olarak adlandıran bu takımın İran’ın siyasi idaresindeki, bilhassa ordusundaki, iktisadi hayatındaki rolü her zaman başat olmuştur.
FARS KÜLTÜRÜNÜ SEVEREK BENİMSEDİLER
Fars kültürü zorunlu bir kabul ettirmeden çok 11. miladi asırdan beri; yani Gazneli ve Selçuklu devrinden beri Türk unsurun okumuşları tarafından sevecenlikle benimsenmiştir. Azerbaycan ve Horasan’ın Türk ahalisi içerisinde İran’ın meşhur şairleri, edipleri, yazarları vardır. Rusya Azerbaycan’ı ise bazı iddiaların aksine Batı medeniyetine Rusya sayesinde girmekten evvel tıpkı güney kısmı gibi Avrupa ve bilhassa İtalya ile temas halinde olduğundan Batı kültürüne Rusya İmparatorluğu’nun Rusya halklarından evvel nüfuz eden ve bunu devam ettiren kesim olmuştu.
19. asrın Azerbaycan edebiyatı, düşünürleri, sanatçıları içinde öncü durumda olanlar yüksek sayıdadır. Bakülü bir entelektüelin Farsça ve Rusça yanında Fransızca veya Almanca bilmesi nadir rastlanan bir olgu değildi. Musiki zevklerinde bir çifte yön vardı. Tebriz ve Bakü arasında bu kültürel rekabet ve iletişim hep devam etmişti. Sovyet iktidarı kurulmadan evvel Azerbaycan Müstakil Cumhuriyeti’nin harf devriminden başlayarak birtakım konularda öncü olduğu gerçektir. Kısa süren bu dönem Sovyet iktidarıyla bitti.
Gönder