Fenerbahçe, Adana'da ilk yarıdaki baskılı haliyle kendini savunabilir. Ama gerçekler sorar; "istediğim 3 puanı aldın mı?" Bu durumda zemindeki bozukluk devreye girerse, futbolcuların vuruşlarındaki isabet oranı başını eğer.
İşin özü Fenerbahçe'nin iki maçta kaybettiği 5 puan ve galibiyet ritmidir.
Yorgunluk meselesine gelince; en tehlikeli yorgunluk beyinde olanıdır.
***
Bazı futbolcular kendine geç kaldığının farkında değil.
Tadic bir maç öne çıksın da maçı döndürmek adına parmak kaldırdığını görelim.
O sihirli Szymanski'ye ne oldu da sıradanlığa dönüştü? Dzeko'nun iyi niyetinden kimsenin şüphesi yok. Ama fiziki düşüklük kadar sahada dikkat sorunu da varsa değişikliğin daha önce yapılması gerekirdi.
Dzeko'nun oyundan alınırken beden diliyle gösterdiği tepki;
Dzeko'nun iyi vuramadığı bir pozisyonda İsmail Kartal'ın gösterdiği tepkiye misillemeyse bu hareket iyi okunmalıdır.
***
Hatayspor karşısında Münih'teki Aslan'ın yelesi vardı sadece. Sezon başından beri ligde sadece kazanmaya odaklanan ama oyun olarak ortaya bir şey koyamayan Galatasaray bu maçta çok şey kaybetti. Fenerbahçe'nin kaybettiği 2 puanı kazanç sayarak Hatay'daki yenilgiyi ince hesaplarla ödeştirmek sadece hesap hatasıdır!
Icardi'nin yüzündeki acının ayaklarına bulaşmaması mümkün değilse, her futbolcu kenara alınır gerçeğinin uygulanması zorunludur.
Fiziksel ve ruhen düşüşteki bir adamı oyundan almaya kıyamayanlar, uzun yolculukta oluşacak sakatlıklarla daha ağır bedeller ödeyebilir.
Vaktinde çalan "çalar saatlerin" elbet bir bildiği vardır.
Gönder