UNESCO Eğitim İhtisas Komitesi Üyesi Prof. Dr. Eren Ceylan; yaptığı çalışmalarda PISA, TIMSS ve TALIS gibi uluslararası kriterlere göre Türkiye’de 15 yaş grubunda 30 bine yakın üst düzey (başarılı) öğrenci olduğunu saptadığını, bu çocuklara sahip çıkılıp iyi bir eğitim verilmesi gerektiğini söyledi.
PROF. Dr. Eren Ceylan, yüksek lisans ve doktora çalışmalarını Orta Doğu Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde tamamladıktan sonra, çalışmalarına Indiana Üniversitesi’nde devam etti. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Eğitim İhtisas Komitesi Üyesi. OECD’nin ve IEA’in düzenlemiş olduğu PISA, TIMSS ve TALIS gibi uluslararası geniş ölçekli çalışmalarla ilgili birçok ulusal ve uluslararası bilimsel makale, kitap ve raporu var. Şu anda Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nde öğretim üyesi. Ana konusu eğitimde uluslararası değerlendirme araştırmaları olan Prof. Dr. Ceylan’ın son yapılan çalışmalarda çarpıcı bir sonuç dikkatini çekti. Bu sonucu görünce de ülkemizde 15 yaş grubunda bulunan 30 bine yakın üst düzey (başarılı) öğrenciyi iyi yönlendirmek gerektiğini söylüyor. “Üst seviyelerde bulunan öğrencilerimiz için gelecekte uygun olabilecek araştırma-geliştirme faaliyetleri yapmalarını sağlayacak ortam hazırlanmalı. Araştırmalar, bu gençlerin gelecekte Türkiye’den ayrılma olasılığının 2005-2015 yılları arasında sabit bir şekilde devam ederken, 2015’ten sonra hızlandığını gösteriyor” diyor.
ONLAR GELECEĞİMİZ
Üst yeterlilik düzeyindeki öğrencilerin ülkenin geleceğini belirlediğini söyleyen Prof. Dr. Ceylan, yapılan araştırmalara göre Türk gençlerinin durumunu şöyle aktarıyor: “Eğitimde uluslararası izleme, değerlendirme çalışmaları dünyada arttı. Bunlardan bazıları OECD’nin yaptığı PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı), SSES (Sosyal Duygusal Becerileri Belirleme Çalışması); IEA’ nın yaptığı TIMSS (Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması), PIRLS (Uluslararası Okuma Becerilerinde Gelişim Araştırması). Bunlar belirli yıl aralıklarıyla farklı sınıf seviyesinde ve yaş gruplarında yapılıyor. Ülkelere eğitim sistemlerini değerlendirmeleri için önemli fırsatlar sağlıyor. Oysa bundan önemli sonuçlar var. OECD’ye göre PISA’ da, üst yeterlik düzeyinde bulunan öğrencilerin oranı ve sayısı çok önemli. PISA’da okuma, fen ve matematik okuryazarlığında altı farklı yeterlik düzeyi bulunuyor. Bu yeterlik düzeyleri içinde 5. ve 6’ıncı yeterlik düzeyi, en üst yeterlik düzeyi olarak tanımlanıyor. Bu düzeyde bulunan öğrenciler ‘Ülkelerin ekonomik kalkınmaları için gerekli beşeri kaynak’ olarak görülüyor. 15 yaşında olan üst yeterlik düzeyindeki bu öğrenciler ‘uzun ve soyut metinler ile baş edebilen, matematiksel düşünme ve akıl yürütme becerileri gösterebilen, bilimsel kanıtlara dayalı bilgiler ile görüşleri ayırt edebilen’ bireyler olarak karşımıza çıkıyor.
Gönder