Şu anda en çok konuşulan şeylerden biri bu aslında:
“Yapay zekâ bizi nereye götürüyor? Ya da nerelere götürecek?
Bazı meslekler yapay zekâ yüzünden yok olacak mı?”
Yanıtı merak edilen birçok soru var.
Dezeen de bu alanda çalışanlara fikirlerini sormuş. Onlardan biri bizim için tanıdık.
Yapay zekâ ile enstalasyonlar yapan sanatçı Refik Anadol.
“Yapay zekâ hiçbir şekilde bilinçli değil” diyor Anadol, “Henüz o seviyede olduğumuzu hiç sanmıyorum”. Anadol bunun temel nedenlerinden biri olarak şunu gösteriyor:
Yapay zekânın her dile ve kültüre erişememesi...
Anadol’a göre yapay zekâ biraz zekâ üretebilir, zekayı taklit edebilir, iyi şeyler yapabilir, ancak insanlık için bir şeyler yapmak için insanlıktaki herkese ihtiyaç duyar.
Anadol ayrıca
chatGTP’ye atıfta bulunarak şunu da ekliyor:
“Maneviyat, derin duygular ve hafızayı anlamak; bunun büyük dil modelleriyle taklit edilebilecek bir şey olduğuna inanmıyorum. İnsanlığa dair derin bir anlayış herhangi bir algoritmadan çok daha karmaşık.”
ONU BENİMSE VE KONTROL ET
Aitopia serisine konuşanlardan biri de bina tasarlama sürecinde devrim yaratmayı amaçlayan teknoloji şirketi LookX’in kurucusu Wanyu He.
Yapay zekânın meslekleri yok etmeyeceğini, aksine daha fazla iş alanı yaratacağından bahsediyor Wanyu He: “Teknolojiyi reddetmek onu yok etmeyecek. Ayrıca onu benimserseniz ancak o zaman kontrol etmeye dahil olabilirsiniz.”
YENİ BİR IRK MI?
Yapay zekâ uzmanı mimar ve tasarımcı Arturo Tedeschi ise Aitopia serisi için yaptığı konuşmada yapay zekâyı kullanmanın türümüzün evrimiyle eşdeğer bir şey olduğunu söylüyor. Yani hayli iddialı.
“Çünkü yaratıcı süreçte derin bir değişim var. İnsan tasarımcı ile yapay zekâ sistemi arasında iki yönlü bir iletişim var.”
Tedeschi yapay zekâ sistemlerini kullanarak kelime dağarcığını genişletebildiğini ve kalıpların dışında düşünebildiğini de söylüyor.
“Yapay zekânın insanlığı öldüreceğinden korkmuyorum” diyen Tedeschi, yapay zekâ sayesinde yeni bir ırk, yeni bir tasarımcı türü ortaya çıkacağını da belirtiyor:
“Nitekim bu zaten olan bir şey. Instagram, LinkedIn ve Pinterest’e girdiğinizde bu yeni dili ve yeni tasarım çözümlerini görebilirsiniz.”
Teoman’ın filtresiz samimiyeti
Teoman yıllardır bildiğimiz, gördüğümüz öz samimiyetini filtresiz konuşturmuş yine.
Müziğe dönme nedenini son röportajında şöyle açıklıyor: “Çocuk yapmaya karar verdim, evlendim.
Çocuk olunca, ya dedim para lazımmış, ben saçıp savurmuşum o serserilik yıllarında. Kendime bakacak param vardı ama çocuğa bakacak para yokmuş.” Hani başkası bunu söylese, “En başta sadık dinleyicisine ayıp, böyle söz mü söylenir?” filan denebilirdi. Ama lafı sarf eden Teoman olunca yüzlerde tatlı bir tebessüm oluşuyor, “Dürüst konuşmuş” deniliyor.
Bu da tamamen Teoman’ın yıllardır olduğu gibi olmasıyla ilgili.
Hep bu filtresizlikte olduğu için yadırganmıyor hiçbir sözü. Aksine, ona yakışıyor da...
Gönder