Ama içeride, yani Miami Beach Convention Center’da bambaşka, çok enerjik bir hava var.
İnsanlar vızır vızır, oradan oraya koşturuyor. Hepsi dünyanın dört bir köşesinden L.E Miami için gelmiş:
“High-end” olarak tanımlanan lüks ya da tasarım otel markaları, her biri farklı seyahat deneyimi pazarlayan seyahat şirketleri ve tabii medya...
Uzun açılımı “limited edition (sınırlı sayıda)” olan L.E Miami’nin amacı zaten bu: Lüks seyahatin profesyonellerini bir araya getirmek, yeni bağlantılar ve fikirler oluşturmak, seyahat anlayışına yeni yönler aramak...
Bu nedenle L.E Miami’yi tanımlamak için “seyahat sektörünün Art Basel’ı” deniliyor.
Nitekim bu tanımda haklılar. Katılan markalara bakıyorum; W, 1 Hotel, Nobu, The Hoxton...
Hiçbiri sıradan değil. Bildik zincir, iş otelleri mesela asla yok. Tasarım ve deneyim vaat eden markalar ön planda.
TOPLANTI VE EĞLENCE BİR ARADA
Doğrusu, 4 günlük L.E Miami boyunca bu müthiş enerjiden başım dönüyor.
Çünkü L.E Miami, insanları bir araya getirmeyi sıkıcı bir şekilde yapmaktan kaçınmış.
Şöyle anlatayım: Miami Beach Convention Center’ın L.E Miami için ayrılmış bölümünün tam ortasında bir bar, üzerinde dev bir led ekran ve onun karşısında ise DJ kabini vardı.
Toplantılar boyunca müziğin sesi minimum seviyeye iniyordu ama mola verildiği anlarda anında partileme moduna geçiliyordu.
Bu nedenle 5 dakika önce toplantı yapmış bir seyahat profesyonelini Beyonce’un “Break My Soul”u ile dans ederken görmek gayet mümkün ve olağan bir şeydi.
SİSTEM NASIL İŞLİYOR?
Peki L.E Miami 4 gün boyunca o kadar insanı nasıl bir sistemle bir araya getirip tanıştırıyor?
Şöyle: Tüm katılımcılar gelmeden önce tanışmak istedikleri profesyonelleri öncelik sırasına göre işaretliyor. Bu öncelik sırasından yola çıkılarak randevu oluşturuluyor ve L.E Miami başladığında herkesin mail’ine kişisel bir randevu sistemi düşüyor. Her randevu en fazla 20 dakika sürüyor ve sonra hoop diğer randevuya koşuyorsun.
DAVETLİ SİSTEMİNE DAYALI
Bitmedi. L.E Miami tüm katılımcıları kendi ekosisteminde kurduğu bir toplulukla beraber seçip davet ediyor. Kısacası herkesi bünyesine almıyor. Bu nedenle kendilerini aynı zamanda “dünyanın ilk davetli sistemine dayalı üst düzey seyahat ticaret fuarı” diye tanımlıyorlar. Dahası, katılımcılarını “Kendinizi ifade edin ve olmak istediğiniz kişi olun. Gerçek asiler özgünlüğü kucaklar ve risk alır” diye teşvik ediyorlar.
Gönder