Cumhuriyetin 100. yılına 43 gün kaldı. 10., 50. ve 75. yıllardaki kutlamalarla karşılaştırınca başta iktidar sahipleri olmak üzere genel anlamda sönük bir gidiş var. 50. yılda, ortaokul son sınıftaydım. Pek çok yere “50. Yıl” adı verilmişti. Bekir Sıktı Erdoğan’ın yazdığı, “Müjdeler var yurdumun toprağına taşına/ Erdi Cumhuriyetim elli şeref yaşına” diye başlayan 50. Yıl Marşı’nın nakaratı hâlâ peşinde koştuğumuz özlemleri içeriyordu:
“Cumhuriyet özgürlük, insanca varlık yolu/ Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu.”
O dönem 12 Mart ara rejiminden yeni çıkılmış, demokrasinin aldığı darbeler giderilmeye çalışılıyordu.
75. yılda, Cumhuriyet’in Ankara temsilcisi ve köşe yazarı olarak bu kez 28 Şubat’ın ardından gelinen noktayı anlatmaya, yorumlamaya çalışıyorduk. O dönem yerinde gözlemledik ki yıllar geçtikçe Anıtkabir de büyüyor, yaşayan bir buluşma, irade paylaşma ve güçlenme yeri haline geliyordu.
***
100. yıla hazırlanıyoruz.
Ne kadar yol aldık?
Tarihin tekerleğinde göstergeler faklı çalışır. Tarihteki en yakın olan, insan belleğinde en çok yer etmiş, yerleşmiş olaydır. Yüz yıl öncesi dün gibidir, bir yıl önce olanları çoktan unutmuş olabilirsiniz!
Atatürk’ün sadece Türkiye’ye değil, bütün insanlığa armağan ettiği Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet kim ne derse desin, kim unutturmaya çalışırsa çalışsın milletin belleğinde yaşamaya devam ediyor. 10 Kasım 1938 Atatürk’ün ölümsüzlüğe doğduğu gündür.
10 Kasım’dan 11 gün sonra 21 Kasım 1938’de Atatürk’ün naaşı Ankara Etnografya Müzesi’ne konurken İnönü şöyle seslenmişti:
“Devletimizin banisi ve milletimizin fedakâr, sadık hadimi,
İnsanlık idealinin âşık ve mümtaz siması,
Eşsiz kahraman Atatürk!
Vatan sana minnettardır.
Bütün ömrünü hizmetine verdiğin Türk milleti ile beraber senin huzurunda tazim ile eğiliyoruz. Bütün hayatında bize ruhundaki ateşten canlılık verdin. Emin ol, aziz hatıran sönmez meşale olarak ruhlarımızı daima ateşli ve uyanık tutacaktır.”
Anıtkabir’in inşasının tamamlanmasından sonra Atatürk’ün naaşı buraya konurken 10 Kasım 1953’te Cumhurbaşkanı Celal Bayar da şöyle seslenmişti:
“Atatürk! Sen bizdendin. Seni halife yapmak, padişah yapmak isteyenler oldu. İltifat etmedin. Hayat ve şahsiyetini milletinin hizmetine vakfettin...
Şimdi seni kurtardığın vatanın her köşesinden gönderilen mukaddes topraklara veriyoruz. Bil ki hakiki yerin, daima inandığın ve bağlandığın Türk milletinin minnet dolu sinesidir.”
***
İnönü ve Bayar, Atatürk’ün yaşadığı yeri ve verdiği ışığı bugüne de hitap edecek şekilde ifade etmişti.
Cumhuriyetin 100. yılında kalıcı bir yer adı ya da benzer bir anıt olur mu sorusuna yanıt ararken Fenerbahçe’nin Şükrü Saracoğlu Stadı’nın adını “Atatürk” olarak değiştirme kararı aldığı haberi geldi.
Kutluyoruz.
Bu Cumhuriyetimiz bağlamında 100. yıl şampiyonluğudur!
Son yıllarda art arda Antalya, Eskişehir, Elazığ, Giresun, Rize, Konya, Bursa, Afyonkarahisar, Sakarya ve Antakya’daki Atatürk statlarının adı değiştirildi.
Fenerbahçe ise Saracoğlu ailesinin de rızasını alarak bu adımı attı.
Atatürk milletin bağrında zaten yaşıyor.
Adını silmeye kalkanı millet de siler!
Er ya da geç...
100. yıla 43 gün var!
Gönder