adscode
adscode

Bir CHP klasiği Periniz Mahpeyker Yaman olayı

Bir CHP klasiği Periniz Mahpeyker Yaman olayı

“Bir CHP klasiği” dedim, “Periniz Mahpeyker Yaman olayı” dedim.

Nedir, “Periniz Mahpeyker Yaman olayı”?

CHP’nin özetidir..

Kemal Kılıçdaroğlu’nun özetidir..

Tamamını veremeyeceğim.

Ama verdiğim kadarı ile dahi, başınız dönecek..

İlkesizlik tavan yapmış.

Kimin eli, kimin cebinde belirsiz..

Koltuk için, ne dümenler çevrilmiş, nelere imza atılmış, şaşıp kalacaksınız..

Haberlerin sadece başlıklarını vereyim..

“Bu parti 100 yıllık olabilir mi?” diyeceksiniz.

“Bu parti değil, olsa olsa okulsuz bir köyümüzdeki 8 metrekarelik dükkanına çırak alan bakkal olabilir!” diyeceksiniz..

Başdöndüren haberlere başlayalım mı?

Buyrun..

“Başörtülü Periniz Mahpeyker Yaman, CHP’ye danışman mı oldu?”

Haber başlığı böyle..

“Danışman mı oldu” diye haberler başlıyor..

Ardından bu hanımefendinin, eski yıllarda AK Parti’de milletvekili aday adayı olup, adaylığı başaramadığı belirtiliyor..

Sonra, CHP yönetiminin, bu bayanın danışman olmadığı açıklaması ile, haberler devam ediyor.

Hayır, 3-4 yıllık serüveni özetlemiyorum.

3 günlük serüveni size aktarıyorum..

Bir kişinin, CHP’de danışmanlık yaptığı iddiası. 

Hemen ardından, “yalan, iftira” açıklaması geliyor..

CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem ve Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka açıklama yapıyorlar:

“Yaman’ın danışman olduğu iddiası yalandır” diyorlar..

Ama bir şeyi atlıyorlar..

Bahsedilen hanımefendi, göreve atandığında, kendi sosyal hesabından, atama yazısını paylaşmış:

“Genel Başkanımız ve 13.Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun takdir ve tensipleri ile Cumhuriyet Halk Partisi nezdinde ‘kadın ve aile politikaları konusunda çalışmalar yürütmek üzere genel başkan danışmanı olarak görevlendirilmemiz uygun görülmüştür. Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yeni Türkiye için halkımızdan sandığa giderek destek bekliyoruz.” 

“O kişi CHP’de danışman değil” diyen, CHP’li yöneticiler utanıyorlar mı?

Niye utansınlar ki..

Onların defterinde bunlar, adiyattan..

CHP’lilerde böyle bir kelime, böyle bir kavram yok..

Sonra mı?

Aslında onu saymamamız gerekiyor.  Ama CHP’nin kadrolu gazetecisi olduğu için, mecburuz sayıyoruz, İsmail Saymaz anlatıyor:

“CHP’li yetkililerle görüştüm. Perinaz Yaman’ın 26 Mayıs’ta danışmanlığa alındığını, ancak 4 Haziran’da bütün danışmanlarla birlikte Yaman’ın da görevine son verildiğini kaydediyorlar. Yaman’ı kim tavsiye etti, bilinmiyormuş. Yaman’ın yakın zamana kadar CHP’ye geldiği belirtiliyor.”

Düşünebiliyor musunuz...

Türkiye’yi yönetecek olan bir asırlık partide..

Bir bayanın danışmanlık kadrosuna getirildiği söyleniyor. Yalanlanıyor. Sonrasında partiye yakın gazeteci, kadının CHP genel merkezine yakın tarihe kadar gidip geldiğini açıklıyor..

Bitti mi?

Bitmiyor..

Periniz Mahpeyker Yaman’ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu aleyhine paylaşımları çıkıyor..

Ne demiş Kılıçdaroğlu için?

“Yarın (Allah muhafaza) bu ülkede iç savaş çıksa, ülkeden ilk kaçanların başında Kemal Kılıçdaroğlu olur. Çünkü kanı ...”

“....” olan bölümde bir kelime var da.. Ben sansürledim...

Bu paylaşım ortaya çıkınca, CHP’nin, iktidar uğruna, “Başörtülüleri de partiye alalım da, oylar bize gelsin” diyerek transfer ettikleri Mahpeyker hanım, açıklama yapıyor:

“Paylaşımları ben yapmadım. Hesabımı yöneten arkadaş yapmış.”

Ha sen yapmışsın, ha hesabını yöneten..

Bir şey farkediyor mu mu?

Tekrar dönüyoruz, Türkiye’yi yönetmeye talip olan ve arkasına da 6 tane partiyi vagon olarak CHP yönetimindeki “Danışman idi.. Yok yok danışman değildi” tartışmasına..

Atamanın da, sonrasında kapının önüne konulmanın da tarihleri veriliyor..

“26 Mayıs’ta danışman olarak atanmış. 4 Haziran’da görevine son verilmiş.”

Siz anladınız onu..

28 Mayıs Cumhurbaşkanı seçimi öncesinde, başörtülü bir bayan, CHP’de danışman yapılıyor..

Ki..

Dindarların oyları toplansın..

28 Mayıs akşamı sonuçlar açıklanıp, seçimin kaybedildiği anlaşılınca, 4 Haziran günü, o başörtülü bayan, kapının önüne konuluyor..

Sonra mı?

İşin merkezinde olduğu halde, Eren Erdem ve Aylin Nazlıaka ile durumu idare eden Kemal Kılıçdaroğlu, konuyla ilgili konuşmak zorunda kalıyor..

Kılıçdaroğlu, Halktv’den Fikret Bila’ya konuşuyor:

“O günler koşullarında araştırma yapacak zamanım yoktu. Bu mesajlarını bilseydim elbette atamazdım!”

Ne varmış ki, o günlerin koşullarında” desem?

Cevapları hazır:

“Cumhurbaşkanlığı seçimi vardı ya!”

İyi de beyler, siz cumhurbaşkanı seçiminin, 5 yıl önceden yapılacağı tarihi bilmiyor muydunuz..

Danışmanınızı, iki gün öncesinde atamaya mecbur muydunuz?

Yoksa..

Herkese bir havuç dağıtırken, nasıl olsa, oylar toplandıktan sonra, kimse atandığı koltukta duramayacağı için, kimin atandığını önemsemediniz mi?

Kılıçdaroğlu, şöyle devamını getiriyor:

“Bir arkadaşım tavsiye etti. ‘AK Parti Kadın Kolları’nda çalışmış. Hayatın gerçeğini görmüş CHP’ye geçmek ve CHP için çalışmak istiyor’ dediler. Batman’da desteği olan bir isim, bu ilde katkısı olur diye önerildi. Ben de o günlerde bir gün bir ilde, ertesi gün başka ilde çalışıyorum. Oradan oraya koşturuyorum. İncelemeye zamanım yoktu.”

İşin özeti aslında şu..

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalması ile birlikte..

Gözleri öyle dönmüştü ki..

Ümit Özdağ’a, Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Kültür Bakanlığını.. Yanına eşantiyon olarak MİT Müsteşarlığını..

Ve nicelerine de nice koltukları peşkeş çekmişlerdi..

Bunların devlet tecrübeleri, işte bundan ibaret..

Ama sorarsanız..

“Liyakat ile, ehliyet ile, ülkeyi yöneteceğiz” derler..

Ben de, “Periniz Mahpeyker Yaman’dan belli oluyor” diyorum, bitiriyorum..

İlk Yorumu Siz Yapın

Gönder