AK Parti listesinden milletvekili adayı olduğunda, kendisini şöyle pazarlamıştı:
“Yurt dışındaki Türklerin, Müslümanların meseleleri, ayrımcılık, İslam düşmanlığı ve insan hakları ihlallerine karşı engin birikimi olan bir isim.. Almanya’yı iyi bilen, hukukçu, yurtdışındaki Türkler konusunda ve dış ilişkiler konusunda AK Parti’ye yardımcı olabilecek bir isim.”
Tepeden inme bir operasyon ile listeye girmiş ve ben Bağcılar ilçesinden seçmen olduğum halde, bu adamın yüzünü hiç görmeden, kendisine oy atmıştım..
Kimin hatırına?
Tayyip Erdoğan’ın hatırına..
2018 milletvekili seçimlerinden bir sene geçmiş-geçmemişti ki..
Maraza çıkarmaya başladı..
Sözümona dürüstlük adı altında, “Şu yanlış, bu yanlış, diğeri külliyen yanlış” modunda açıklamalarla isminden bahsettirince kendisini tanıdım..
Sonrasında da “Allah yolunu açık etsin, güle güle” denildiği için,
AK Parti’den istifa etti..
Ama milletvekilliğinden istifa etmeyi, maçası yemedi..
Şimdi CHP listesinden ama DEVA partisinden milletvekili seçilmiş..
Listesine girdiği partinin genel başkanı hakkında da, geçtiğimiz günlerde “off the record” açıklamalar yapmıştı..
Siyasetçisiniz..
Ve açıklanmamak şartıyla, canlı yayında konuşma yapıyorsunuz..
Kapasite bu..
Mantık bu..
Dürüstlük eğrisi bu..
Tıynet bu..
Kapasite bu..
AK Parti’ye gelince, “Doğru bildiğimi her ortamda söyledim” sözleri ile kavga çıkaran Yeneroğlu..
Sıra CHP’ye gelince, “Off the record” açıklamalar yapıyor..
Yiğitçe, eleştirisini yapamıyor.
Ama despot olan CHP değil, AK Parti oluyor..
İşte bu Yeneroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Alman gazeteciye İsrail soykırımı üzerinden attığı okkalı tokatı anlatıp; “helal olsun Cumhurbaşkanımıza” diyeceğine, bakın mantık fukaralığını nasıl izhar etmiş:
“Bir ülkenin ağırlığı, liderinin söylediği güzel sözlerden değil yaptırım gücü ve uluslararası saygınlığından gelir. Bugün Türkiye maalesef derin ekonomik sıkıntılar, korkunç adaletsizlikler ve anayasal krizlerle boğuşan zor durumda bir ülke konumundadır. Bir ülkenin saygınlığı o ülkenin demokrasi kültüründeki gelişmişliğine bağlıdır. Demokrasi ve hukukun üstünlüğü listesinde dünyada en son sıralarda yer aldığını, dünya alem bilirken, dünyaya adalet dersleri vermeyi kim ciddiye alabilir?”
Bu nasıl bir ahlaksızlıktır ki, Tayyip Erdoğan’ın Avrupalı ülkelere, “İsrail’in katliamlarına destek vermeyin” dediği bir süreçte, açıkça katillere destek verenleri kınayacağına, Yeneroğlu, Türkiye’ye laf yetiştirmeye kalkıyor..
Avrupalıların, Türkiye’yi dinlememekte haklı olduklarını iddia ediyor..
Türkiye’nin bir şey hatırlatmasına gerek yok ki, akılsız Yeneroğlu..
Diyordun ya, “Demokrasi ve hukukun üstünlüğü listesinde, Avrupalılar bizde daha yukarda..”
Bizden daha yukarda olduklarına göre, bizim onlara bir şey hatırlatmamıza gerek yok, mankafa Yeneroğlu..
Onlar kendileri, “İsrail’in katliamına destek veremeyiz” demeleri gerekirken..
Biz demokraside, hukukun üstünlüğünde, onlardan geride gösterildiğimiz halde, Avrupalılara yaptığımız uyarıya alkış tutması gereken Mustafa Yeneroğlu, utanmadan, sıkılmadan “Sizi dinlemezler. Siz demokraside, hukukun üstünlüğünde geridesiniz” cevabı vermesi, kendi adına, utanç vesikasıdır..
İlerde hatırlatıldığında, sokağa çıkmaya utanması gereken bu adam, bakın sözlerinin devamında neler söylüyor:
“ ‘Öncelikle kendi halini düzelt’ derler. Maalesef bazıları sesli bazıları da sessiz bir biçimde bunu diyorlar.”
Öyle mi, Yeneroğlu, Almanya sesli veya sessiz bunu söylüyor ve sen de onları haklı görüyorsun, öyle mi?
Fransa haklı, Amerika haklı öyle mi?
Katliama destek veren bu devletler, “Önce kendini düzelt” derlerse, haklı olurlar öyle mi?
Yuh sana.
Yazıklar olsun sana.
Hastaneler bombalanıyor, Türkiye “Bu yanlış” dediğinde, hastaneleri bombalayanlara destek çıkanlar, “Sizin demokrasi sıralamanız geride. Sizi dinlemiyoruz. Siz kendinize bakın” dediğinde.
Yeneroğlu o ülkeleri haklı görüyor ve bunu da ifade edebiliyor, öyle mi?
Siz nasıl bir ahlaka sahipsiniz?
Siz nasıl bir vicdana sahipsiniz, söyler misiniz?
Nerdesin Ali Babacan..
Nerdesin bu adamla, bu adamın partisi ile ittifak yapan Saadet Partililer..
Nerdesiniz, Stratejik Derinlik kitabının yazarı Ahmet Davutoğlu..
Bir kibir uğruna, “küçük küçük dağları (haşa) ben yarattım” kibri ile çıktığınız yolda, bakın nasıl bir pespaye söyleme evrildiniz..
Ne rezilliklere imza attınız, gördünüz mü?
Katliamcıları savunuyorsunuz.
Soykırıma imza atıyorsunuz.
İsrail ne kadar katil ise..
Ona destek verenlere “Yanlış yapıyorsunuz” diye haykıran Türkiye’yi, “Sen önce kendini düzelt derler” diyerek itiraz edenler de, o kadar katildir..
Türkiye’nin neyi varmış ki, düzeltsin..
Kimi öldürmüş, kime soykırım yapmış?
Hangi hastaneyi bombalamış, Türkiye?..
Nerede çocukların üzerine bomba atmış?
Söyle Yeneroğlu..
Minnacık vicdanın var ise, cevap ver..
Azıcık utanman varsa, çık özür dile..
Şu cümle de Yeneroğlu’nun:
“Bu adaletsizlik bu hak ve hukuk tanımaz anlayışla mı dünyaya adaleti getireceksiniz?”
Türkiye’deki hukuksuzluk olarak tanımladığınız hususların en kralı..
Tartışmalı olmakla birlikte, yine de varsayalım, sizin iddianız doğru..
Üç tane soldan çarklı adamın, cezaevinde olmasını gösterebilirsin..
Üç tane solcunun cezaevinde olmasını gösterip, 43 günde 14 bin insanı katleden devletin soykırımına itiraz etmeme gerekçesi üretiyorsun öyle mi?
Bunların dürüstlüğü bu kadar..
Bunların vicdanı bu kadar.
Hukuk Fakültesi mezunu olmakla övünen bu akılsıza hatırlatayım..
Sıralaması para karşılığında hazırlanan hukukun üstünlüğü endeksinde, Türkiye’yi alt sıralarda gösterenlere..
Türkiye’nin, “Siz önce kendinize bakın. Kendinizi düzeltin. Soykırıma imza atan İsrail’e destek vermeyin. Sonra hukukun üstünlüğü endeksi yapın” diyeceğini niye hatırlatmıyorsun?
Çünkü Yeneroğlu’nda vicdan olmadığı gibi, mantık da yok!
Gönder