Meral Akşener’den başlayın, Özgür Özel’e kadar, partilerin liderlerinin hepsi “nato kafa, nato mermer” politikacılar!
Aksi halde, bu kadar basit, bu kadar sığ, bu kadar mantıksız cümleleri nasıl kurabilirler.
Meral Akşener’in dünkü grup toplantısında sarfettiği cümlelerden birkaçı..
Diyor ki Akşener:
“Anayasa Mahkemesi’nin kararları kesindir.”
Ben bu nato kafa nato mermer politikacıya, “Yargıtay kararları nedir” diye sorsam, bir cevap verebilir mi?
Sanki Anayasa Mahkemesi kararları kesin de, Yargıtay kararları kesin değil!
Yargıtay kararlarının kesin olmadığına dair mevzuatta bana bir cümle getirebilir misiniz?
Tam aksine, ben size Anayasa’daki “son inceleme merciidir” ifadesini hatırlatır ve Yargıtay kararlarının kesin olduğunu söylerim!
Ama “ben Başbakan olacağım, ben Başbakan olacağım” diye yola çıkıp, Başbakan değil bakan bile olamayan, milletvekili bile olamayan Meral Akşener’den ne bekleyebilirsiniz ki.
Dünkü grup toplantısında “Diyanet İşleri Başkanlığı 3 Mart 1924 tarihinde ATATÜRK’ÜMÜZ tarafından kurulmuştur ama buna rağmen varlığını ona borçlu bu önemli kurumumuz 10 Kasım’daki cuma hutbesinde atamıza bir Fatiha’yı bile çok gördü yazıklar olsun” demiş.
Bu nato kafa nato mermer politikacılar değil mi laiklik din işleriyle devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır diyenler ne oldu da şimdi Diyanet İşleri Başkanı’na bir kişiye Fatiha okuma mecburiyeti getiriyorsunuz?
İşlerine gelince Anıtkabir’de Fatiha okunmasına “laikliğe aykırıdır” diyen hokkabazlar, şimdi tam aksine, “niye Fatiha okumuyorsun” diye Diyanet İşleri Başkanı’nı hesaba çekmeye kalkıyorlar.
Sorsan kendilerine, “Senin partindeki herkes Hazreti Peygamberin doğum gününde, ölüm gününde, ona bir salavat getiriyor mu” diye..
“Herkesin dini inancı kendisinedir. Kimseye Fatiha okuması için, salavat getirmesi için baskı yapamayız” derler.
Peki aynı baskıyı, niye Diyanet İşleri Başkanı’na, Atatürk için yapıyorsunuz?
O; Başbakan olmak için yola çıkıp, milletvekili bile olamayan, “% 25 oyumuz var” deyip, % 10 bile alamayan Meral Akşener, şöyle devam ediyor:
“Anayasa değişikliğini konuşmadan önce, mevcut Anayasa’ya uymanız gerekiyor. Siz daha var olan Anayasa’nın hükümlerine uymuyor iken, neyi nasıl değiştireceksiniz!”
Gerçekten hayret ediyorum!
Bunlar nasıl politikacı olmuşlar?
Nasıl Türkiye’yi idare etmeye koyulmuşlar?
Anayasa’da zaten bir problem varsa, onu değiştirmek istiyorsunuzdur. Anayasa’da sorun yoksa, Anayasa tümüyle uyulacak kadar net ve açık ise, o Anayasa’yı zaten değiştirmeye gerek yoktur ki.
Anayasa’da bir problem varsa değiştireceksiniz. Şu anda bir problem olduğu da, çok net ortada. Anayasa’da 14. maddede, milletvekili dokunulmazlığı ile ilgili bir düzenleme varken, Anayasa Mahkemesi “biz bu kuralı uygulamıyoruz” diyor.
Siz önce Anayasa Mahkemesi’ne posta koyun.
“Anayasa’nın maddesine, sen nasıl uymazsın” diyerek, Anayasa Mahkemesi’nden hesap sorun.
Bunun hesabını soramayanlar, darbecilerin hazırladığı Anayasa’yı değiştirmeye çalışan Ak Parti iktidarına laf çakıyorlar.
Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi’ni dinlemediğini iddia edenlere biz de hatırlatıyoruz: Yargıtay’ın, Anayasa Mahkemesi’ni dinlemesi gerektiğine dair, bize bir Anayasa maddesi gösterebilir misiniz?
Gösteremezsiniz!
Gösteremeyeceksiniz, ama papağan gibi ezberletilen cümleleri, bir gün Meral Akşener söylüyor, ertesi günü Özgür Özel tekrarlıyor!
Meral Akşener’e hatırlatayım, şu an uyulmayan şey Anayasa değil, Anayasa Mahkemesi’nin kararı.
Hatta şöyle söylersek daha doğru olur:
Uyulmayan bir Anayasa maddesi varsa, bunun faili Yargıtay değil, Anayasa Mahkemesi!
Yargıtay, “14. maddeyi uyguluyorum” diyor..
Anayasa Mahkemesi ise, “14. maddeyi uygulamıyorum” diyor..
Bu durumda, Anayasa’yı uygulamayan Yargıtay mı Anayasa Mahkemesi mi?
“Papağan gibi tekrar ediyorlar” dedik ya..
İşte somut örneği:
CHP Genel Başkanı Özgür Özel de Tayyip Erdoğan’a çıkışmış:
“Anayasayı değiştirerek, Anayasa’yı çiğnemeye kalkışırsak gözümüz çıksın” demiş.
Yani darbecilerin anayasasına, adeta “tabu” gibi yapışmış.
Oysa kendilerinin hazırladıkları Anayasa taslakları var.
Üç yıl önce beş yıl önce, on yıl önce, yirmi yıl önce hazırladıkları onlarca Anayasa değişikliği taslakları var. O zaman da kendileri, Anayasa’yı çiğnemeye mi kalkışmışlar!
Ama papağanlık yapacaklar ya, düne kadar küfür ettikleri Anayasa Mahkemesi’ne sahip çıkıp, yine düne kadar göklere çıkarttıkları Yargıtay’ı tahkir edecekler ya..
“Anayasa’yı değiştirerek, Anayasa’yı çiğnetmeyiz” diyorlar.
Anayasa’yı değiştirmek Anayasa’yı çiğnemek anlamına geliyorsa niye milletvekili maaşı alıyorsunuz? Milletvekillerinin bir yetkisi de Anayasa’yı değiştirmektir. Aldıkları maaşın hak edilmesi için, gerekirse Anayasa’yı da değiştirmek; görevleridir.
“Biz maaş almak, ama görevimizi yapmamak istiyoruz” diyorsanız aldığınız paralar haram zıkkım olsun.
Görevinizi yapmamayı, “Anayasa’yı çiğnemek olarak” tanımlıyorsanız, milletten niye oy istediniz?
Anayasa’yı darbeciler yapmışlar, siz de evinizde otursaydınız da…
“Bize yetki verin, yeni Anayasa yapalım” demeseydiniz. Dün Anayasa’yı değiştirmek için milletten oy istediğiniz halde, bugün “Anayasa’yı değiştirtmeyiz, çünkü Anayasa’yı değiştirmek Anayasa’yı çiğnemektir” diyorsunuz.
Nato kafa nato mermer.
İyi Parti Milletvekili Adnan Bekir’in dediği gibi, “Allah bu memlekete acımış, bunları iktidara getirmemiş”!
Gönder