Ülkemizin, R.T. Erdoğan’ı 2002’den bu yana iktidarda tutan seçmen ekolojisine bir bakalım: Yerli ve milli işsizlerden, sınıf bilincinden yoksun sendikasız ve taşeron işçi yığışımından, ürünü değerlendirilmeyen çiftçiden, pek okuryazar olmayan üniversiteliden, şaşkın ve baygın emekliden, lümpenleşmiş memur ve küçük burjuvaziden, umudunu piyango ve sadakaya bağlamış vasıfsızlardan, kimi temsil ettiği belli olmayan sendikalardan, gerçek hiçbir şey üretmeyen sanayiciden, AKP tipi ölü soyucu sırtlan girişimciden oluşan, dinsizlerin diniyle kendinden geçmiş bir “kof” kalabalık... Nüfusun yüzde otuzunu oluşturan bu kalabalık R.T. Erdoğan’ı tamı tamına 21 yıl iktidarda tuttu. Cumhuriyet bilincine sahip seçmen artık bu gidişe son vermeli!
R.T. Erdoğan’ı önce milletvekili dolayısıyla da başbakan olarak yaptığı yeminlere bağlılığı bakımından değerlendireceğiz. Bu iki değerlendirme devletin kurulu düzeni (ordre établi) açısından, yani anayasamızın ilk dört maddesi bakımından son derece önemli:
R.T. Erdoğan milletvekili olarak ve başbakan sıfatıyla birkaç kez şöyle yemin etti:
“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma, toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
1- Anayasa 2. ve 174. maddelerini çiğneyerek Tevhidi Tedrisat Kanunu’nu (Öğretim Birliği Yasası) hiçe sayarak, imam hatip okullarını yaygınlaştırarak anayasanın laiklik ilkesini ayaklar altına aldı.
2- Kuvvetler ayrılığını yok ettiği için adaleti, hukuku denetim ve baskı altına aldı; mahkeme kararlarını, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay, Sayıştay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarını uygulamadı.
3- Vatandaşların insan haklarını ve temel hak ve özgürlüklerini yok etti; gazete, radyo ve televizyonları AKP’nin organları haline getirdi.
Cumhurbaşkanının anayasa yemini (Madde 103)
“Cumhurbaşkanı sıfatıyla, devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma büyük Türk milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
1- Başbakan olarak yemine saygı duymayan R.T.E, cumhurbaşkanı olarak da yaptığı yemine bağlı kalmadı.
2- Dış siyasette, Cumhuriyetin “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesini hor gören, saldırgan ve kibirli Yeni Osmanlı politikasıyla, iyi - kötü geçindiğimiz komşularımızı düşman haline getirdi. Suriye yüzünden savaşa girildi. Sayesinde Türkiye Cumhuriyeti, 100 yıl içinde hiçbir zaman bu kadar itibarsız olmadı.
3- Sayesinde “millet” bölündü, paramparça oldu; sökülmüş, dağılmış bir saate döndü. Bundan sonra saat zor toparlanır.
4- Acaba Türkiye’de “o” yemine “bağlı kaldı” diye cevap verecek kaç onurlu insan var? “Hukuk” bizzat Başyüce’nin iki dudağı arasında! Demokratik ve laik Cumhuriyeti, referansı “dinsiz din” olan bir ucube rejime dönüştürmeye yeminli bir insan, demokrasi ve laiklik ilkesine bağlı kalır mı?
5- Müteahhitleri korumak amacıyla 2002’den bu yana 191 kez değişen Kamu İhale Yasası bu dönemde de değişti. Köprü, otoyol, havaalanı, metro ve benzeri inşaatlara normalin üzerinde para ödendi. Ülke, karapara ve uyuşturucu merkezi haline geldi. Dinsel yobazlık yüzünden enflasyon yüzde yüze dayandı, doların değeri 20 lirayı, soğanın kilosu 30 lirayı geçti.
6- Ürünleri bir devlet başarısı olan silah sanayisi, R.T. Erdoğan’ın kişisel başarısı olarak sunuldu.
7- Kendi kendini Allah’ın elçiliğine atayan R.T. Erdoğan’ın neden bir kez daha cumhurbaşkanı olmamasının gerekçelerini saymaktan yoruldum, gerisini siz tamamlayın.
Ama mezarcı gerçekleri gömemez, sadece cesedi gömer!
Gönder